Medeniyetimiz, her 50 yılda bir büyük değişimler geçiriyor. Sanayi Devrimi’nin küreselleşmeyi getirmesi, İkinci Dünya Savaşı’nın insani etik değerleri şekillendirmesi bunlardan sadece birkaçı. Geride bıraktığımız yıllarda ise en büyük değişim, dijitalleşmenin getirdiği bilgi bolluğu ile gerçekleşti. Günümüzde teknolojinin artış ivmesi hiç olmadığı kadar yüksek. Her beş yılda bir daha önce hiç tanışmadığımız veya hayal bile edemeyeceğimiz teknolojiler hayatımıza giriyor. Bundan 20 yıl önce evlerimizde sabit hat çevirmeli telefonlar kullanıyorduk. Bugün ise insanlığın işlem kapasitesinin %60’ını temsil eden akıllı telefonları cebimizde taşıyoruz. Birçok uzmana göre ise önümüzdeki 20 yıllık teknolojik değişimin en büyük öncüsü blockchain teknolojisi ve kripto paralar. Peki daha önce hiç blockchain teknolojisini sürdürülebilirlik açısından düşünmüş müydünüz? Gelin inceleyelim…
Blockchain ve Merkeziyetsizlik
Fotoğraf: Marco Verch
Günümüzde bilginin bolluğu, yanında gerçek ve değerli bilginin kirlenmesini de getirdi. Hatırlayacağınız üzere internetin yani bilgi dağıtım platformunun yanlış ellerde ve kötü amaçlarla kullanılması, bir ülkenin kaderini bile değiştirecek sonuçlara yol açtı. (Donald Trump – 2016 Amerika Seçimleri)
Şöyle bir soruyla başlayalım… En son ne zaman rastgele bir sitede zaman geçirdiniz? Bugün dünyanın en büyük şirketlerine baktığımız zaman internet ve teknoloji temelli şirketlerin, ilk 100 listesinde çoğunluğu kapladığını görüyoruz. Bu durum, internetin ilk çıktığı yıllardaki özgür ve merkeziyetsiz günlerinin aksine belli platformların görüş ve yönelimlerine bağlı olarak kullanıcıların yönlendirilmesiyle sonuçlanıyor. En baştaki sorumuza dönecek olursak artık internette geçirdiğimiz zamanın büyük bir bölümünü merkezi hale gelmiş Google, Facebook gibi platformlarda harcıyoruz. Halbuki internetin ilk çıktığı dönemlerde rastgele sitelerde zaman geçirmek bir gelenekti. Hatta yalnızca sizi rastgele sitelere yönlendirmek için özel sayfalar bulunuyordu.
Blockchain teknolojisinin bize vadettiği en büyük avantajlardan biri de neredeyse olası her alanda tekelleşmenin önüne geçmek, merkeziyetsiz platformlar yaratarak kullanıcılara gerçek özgürlüğü tattırmak. Blockchain teknolojisi algoritma temelli olduğu için asla ve asla merkezi olmayacak. Matematik demokrasi ile işlemez, duyguları yoktur, bugün bir denkleme hangi sayıyı koyarsanız 50 yıl sonra da aynı sayıyla aynı sonuca ulaşırsınız.
Blockchain teknolojisini yalnızca kripto paralar ile finansal veya NFT ile sanatsal yönden değerlendirmememiz gerekir. Gelecekte blockchain teknolojisinin yaşamımızın her alanına sirayet etmesi bekleniyor. Peki, merkeziyetsiz olmak neden iyi?
Günümüzde dünyadaki en değerli şeylerden biri big data olarak adlandırılan, geniş kullanıcılara yayılmış bir bilgi ağı. Eğer düzenli olarak kullanıyorsanız Google sizin hakkınızda ortalama 60 farklı bilgi düğümüne sahip demektir. Bu bilgi düğümleri yaşınız, çalıştığınız yer, hobileriniz veya bağınızın olduğu kişiler olabilir. Veri işleme alanındaki uzmanlara göre büyük şirketlerin elindeki big data direkt olarak kişiye özel algoritmalarla kullanılırsa neredeyse sizi siz yapan tüm sıfatlarınızın büyük bir tutarlılıkla saptanması sağlanabilir.
Kişisel verilerin kullanımı devletler tarafından denetlense de bu bilgiler her zaman hacker saldırılarına veya illegal yöntemlerle şirketin veri işlemesine açıktır. Blockchain teknolojisi ile bilginin merkeziyetsiz hale gelmesi, haliyle büyük şirketlerin bizler hakkında topladığı verilere ulaşmasını engelleyecek.
Diğer bir yandan 21. yüzyılın neredeyse çeyreğini bitirmemize rağmen hala dünyada diktatör rejimler bulunuyor. Kripto para ve blockchain teknolojisiyle ekonomi, bilgi gibi unsurların merkeziyetsiz hale gelmesi, otoriter rejimlerin elindeki gücü azalttı. Birçok insana göre yeni gelişen teknolojiler, insanlığın özgürlük arayışındaki bir sonraki adım olacak. Böylece sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde daha özgür, yetkili merciler tarafından daha kontrol edilebilir bir dijital çağa geçiş yapacağız. Kaynakların eşit olarak dağıtılması, haliyle gelişimi orantısal anlamda tetikleyeceği gibi oto kontrolü de arttıracak. Bu yanı sayesinde kaynak israfının önüne geçilmesi, doğaya dair sorumluluklarımız hakkında yaratıcı fikirler hayat bulabilecek.
Kripto Paralar ve İklim Değişikliğine Etkileri
Fotoğraf: Piqsels
İsterseniz bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım. Son açıklanan verilere göre 2020 yılında en ünlü kripto para birimi Bitcoin’in madeni için harcanan enerji miktarı 131.80 Terawatt/saat. Bu enerji miktarı, 45 milyon insanın yaşadığı Arjantin’in bir sene içinde tükettiği toplam enerji miktarından fazla.
Konu enerjiye geldiği zaman çevre namına aklımıza gelmesi gereken şey karbon salımı olmalı. Çoğunlukla şehir elektriğinin kullanılmasıyla kripto madenciliği yapıldığı için normalde olmaması gereken bir karbon ayak izi artışı söz konusu. Hatırlayacağınız üzere Elon Musk’ın şirketi Tesla, geçtiğimiz aylarda Bitcoin’i ödeme yöntemi olarak kabul etmeyeceğini açıklamıştı. Arkasında reklama yönelik amaçlar olsa da Tesla’nın bu açıklamasındaki ana sebep, Bitcoin madenciliğinin devasa bir karbon salımına sebep olduğu gerçeğiydi.
Tesla’nın daha temiz ve sürdürülebilir kripto paralara yol göstermesiyle birlikte kripto para sektöründe büyük bir dönüşüm gerçekleşti. Günümüzde birçok firma daha sürdürülebilir kripto para madenciliği için işletmelere güneş paneli, rüzgar türbini desteği sağlıyor.
Bildiğiniz üzere kripto paralar hakkında bilgiler hesap cüzdanlarında, yani kişisel depolama aygıtlarında saklanıyor. Bu yanıyla devasa sunuculara ihtiyaç duyan dijital bankacılığın yerini alabilecek olan kripto paralar, sunucuların yarattığı enerji sarfiyatını da sıfıra indirebilir. Bir diğer değinilmesi gereken nokta ise dolaşımdaki kağıt para varlığının karbon salımı açısından dijital paralardan daha fazla salım yapması. Şu an dünya çapında 7/24 hizmet veren 3.5 milyondan fazla ATM, halihazırda banka kasalarında saklanan kağıt paraların yapısal bütünlüğünü korumak için harcanan soğutma masrafları ve kağıt paranın dolaşımı için araçlardan salınan karbon miktarı hesaba katıldığında tamamen dijital veya benzeri olan kripto paralara geçişimiz, çok daha sürdürülebilir bir ekonomik model ortaya koymamızı sağlayacaktır.
Şu an kripto para madenciliği dünyamıza zarar veriyor mu sorusunun cevabı, maalesef evet. Fakat gelecekte Tesla gibi daha sürdürülebilir fikirlerle yola çıkarak temiz enerji ile kazanılan kripto paraları destekleyen firmalar çıktığı sürece yakın zamanda kripto paralar en temiz para birimleri olabilir.

Kapak Fotoğrafı: Geralt