Sizce, Türkiye’nin plastik atık ithalatı geçtiğimiz sene kaç tondu? Cevaplıyoruz: 685.443 ton!
Peki siz, ülkemizin her ay tonlarca plastik atık ithal ettiğini biliyor muydunuz? Ya tüm bu ithal edilen plastikler hangi koşullar altında döngüsel ekonomiye ve geri dönüşüm zincirine dahil ediliyor?
Gelişmiş ülkeler her yıl tonlarca plastik atık üretiyor. Bu atıkların yalnızca çok küçük bir kısmı geri dönüştürülebilirken büyük çoğunluğunun yakılması veya gömülmesi gerekiyor. 2018 yılından önce Çin, bu ülkelerin atıklarını ithal ediyor ve kendi ülkesinde imha edilmesine izin veriyordu fakat iki yıl önce bu uygulamaya dur demeye karar verdi. Çin hükümetinin verdiği bu karar sonrasında gelişmiş ülkeler alternatif yollar aramak durumunda kaldı ve bugün ülkeler atıklarını Malezya, Vietnam, Tayland ve Türkiye gibi ülkelere gönderiyorlar. Bu ülkeler arasında 2019, 2020 ve 2021 yıllarında plastik ithalatında birinci olan ülke ise maalesef Türkiye…
Plastik Atık İthalatı Çığ Gibi Büyüyor
Fotoğraf: 2022 Sayıştay Plastik Atık Yönetimi Raporu
Greenpeace Akdeniz’in derlediği Eurostat bilgilerine göre sadece İngiltere’den yaptığımız plastik atık ithalatı 150.000 ton ağırlığında. Bunu İtalya, Belçika, Almanya, Fransa gibi diğer Avrupa ülkeleri takip ediyor. 2019 yılında bu Avrupa Birliği ülkelerinden toplamda 11,4 milyon ton atık ithal edilmiş; bu da her gün tam 213 kamyon dolusu plastik atık ülkemize bırakılıyor demek oluyor. Geçtiğimiz yıl Greenpeace Akdeniz, İzmir’de ve Adana’da rastlanan yabancı markalara ait çöplere dikkat çekerek durumu aydınlatmak adına kampanya başlatmıştı.
Bu durumun neden sorun yarattığını anlamak ise gayet basit. Ülkemize gelen plastik atıkların önemli bir kısmı, geri dönüşüm sürecine dahil edilemiyor. Bu yüzden de atıklar, uygun olmayan koşullarda, mesela yakılarak imha ediliyor.
İngiltere’den Yola Çıkan TESCO Geri Dönüşüm Kutusu Adana’da Kayboldu
Fotoğraf: Jasmin Sessler
Geçtiğimiz mart ayında İngiltere’de içine GPS cihazı yerleştirilen TESCO plastik geri dönüşüm kutusunun yolculuğu, Türkiye gündemini bir müddet meşgul etti. Çünkü kutu, plastik atık ithalatı ile soluğu Adana’da aldıktan sonra bir anda takip edilemez bir hale geldi. Bu durumda da akıllara ister istemez Adana’daki yakma işlemleri geldi. Böylesi bir senaryoda hem dönüştürdüğü plastik atığın takibini yapmayan İngiltere şirketi, hem de dönüşümü düzgün gerçekleşmeyen Çevre, İklim Değişikliği ve Şehircilik Bakanlığına eleştiri okları yöneltildi.
İngiltere’deki şirket sessizliğini korurken Bakanlık, bu haberleri “Görüntüler yeni değil” diyerek yalanladı. Topraktan numune alarak testler gerçekleştirdiklerini ifade ettiler. Bu noktada ‘Atık Oyunları’ raporu ile Bakanlığın açıklaması arasında bariz bir tezat söz konusu.
‘Atık Oyunları’ Raporu Endişe Verici
Fotoğraf: Bakhrom Tursunov
Greenpeace’in 2022 Nisan ayından yayınladığı Atık Oyunları Raporu, plastik ithalatının korkutucu sonuçlarını gözler önüne seriyor. Öncelikle bu plastikler, herhangi bir işlem görmeden aylarca kıyılarımızda bekliyor. Bu esnada da doğaya ve denizlere saçılıp kirliliğe yol açıyorlar.
Plastiklerin gördükleri işlem ise korkutucu, çünkü bu işlem geri dönüşüm yerine yakılarak imhayı içeriyor. Rapora göre bu plastiklerin geri dönüşüme katılması yerine yakılarak imha edilmesi sonucunda:
- PAH ve PCB gibi kanserojen etkisi yüksek kimyasal bileşenler açığa çıkıyor. Bu bileşenlere plastik atıkların yakıldığı yerlerde Türkiye genelinden 3 ile 6 kat daha fazla rastlanıyor.
- Yine insan sağlığına doğrudan olumsuz etkide bulunan Dioksin ve Furanlar doğaya salınıyor. Bu kimyasallar klor miktarı yüksek atıkların düzgün dönüştürülmemesi yüzünden toprağı ve havayı öldürüyor. İncirlik sahasında Dioksin ve Furanlar, Türkiye genelinden 400.000 kat daha fazla bulgulandı. Seyhan’da ise bu sayı, 8000 kat.
- Maalesef ağır metaller de doğaya karışıyor. Araştırmacılar bahsi geçen bu metallerin Adana’da 30 ila 500 kat arasında bir miktarda daha yoğun bir biçimde bulunduğunu belirtiyorlar. Bu durum da hem floraya, hem de özellikle çocukların zihinsel gelişimine doğrudan olumsuz etkide bulunma gücüne sahip.
Yani ülkemizin güneyinde toplanan bu atıklar, aylarca dokunulmadan birikiyor ve hava şartlarına bağlı olarak denizlere, toprağa hatta tarım arazilerine karışabiliyorlar. İçlerinde evsel atık, cam, tıbbi atık da karışmış olabildiğinden geri dönüştürülemiyorlar ve çözüm yakmak oluyor. Gelen atıkların içerisinde diğer çöpler ile birlikte tepkimeye girdiğinde sorun yaratabilecek maddeler olup olmadığı denetlenmiyor.
Türkiye, halihazırda kendi ürettiği plastik atıkla dahi baş edebilecek ve yönetebilecek geri dönüşüm altyapısına sahip değilken yurt dışından kontrolsüzce gelen tonlarca atık, bırakıldıkları yerde öylece durup tehlike saçıyor.
Plastik Atık İthalatı Konusunda Ne Kadar Bilgiliyiz?
Fotoğraf: Mikroplastik Araştırma Grubu
2022’nin başında Mikroplastik Araştırma Grubu’nun Türkiye’nin her bölgesinden 1078 kişiyle yapılan araştırmaya göre toplumun plastik atık ithalatı açısından yeterli bilgi birikimine sahip olmadığı ortaya çıktı.
Örnek olarak:
- Katılımcıların %55’i, plastik atık ithalatını daha önceden duymadıklarını belirtti.
- ‘Türkiye plastik atık ithal etmeli mi?’ sorusuna ise katılımcıların %61’lik bir kesim, “Hayır” cevabını verdi.
- Katılımcılar arasından plasik atık ithalatı ile ilgili yeterli bilgiye sahip olanların %66’sı ithalata karşıyken bilgi sahibi olmayan kesimin %56’sı ithalatı doğru bulmadığını ifade etti.
- Araştırmaya katılanların %52’lik bir kısmı, atık ithalatı ile ilgili bilgilere sosyal medya platformları aracılığıyla denk geldiklerini belirttiler.
- Katılımcıların yalnızca %41,6’sı, Türkiye’nin AB ülkeleri, İngiltere ve ABD’den 650.000 ton plasitk atık ithal etmesine olumsuz görüş bildirdi.
Araştırmacılar, Türkiye halkının atık ithalatı konusunda yetersiz bir farkındalık seviyesine sahip olduğunu ancak farkındalığı olanların büyük kısmının olumsuz bir bakış açısı benimsediğini belirttiler.
Bu durumda Bakanlıklar, STK’lar ve sürdürülebilir bir hayat için çaba gösteren herkese toplumun genelini hem plastik atıklar hem de genel plastik kullanımı açısından bilgilendirme görevi düşüyor yorumunu da yapabiliriz.
Plastik Tercihimiz Olmasın
Fotoğraf: Volodymyr Hryshchenko
Satın aldığımız her plastik ürün geri dönüştürülemiyor. Sadece üzerinde geri dönüşüm işareti olan veya ‘geri dönüştürülebilir’ ibaresi olan plastikler geri dönüşüme katılabiliyor. Bu da demek oluyor ki geri dönüşüm kutusuna atılan her plastik ayrıştırılamıyor. Plastik ürünlerin üzerinde bulunan 1-7 arası numaralar ile ne tür bir plastik olduğunu öğrenebilir, sağlığımız için tehlikeli olup olmadığını ve geri dönüşüme katılıp katılamayacağı bilgisine ulaşabiliriz. Genelde 3, 4, 6 ve 7 numaralarıyla işaretlenmiş plastikler geri dönüşüme katılamıyor.
- Kirlenmiş, üzerinde yemek artığı bulunan plastik ambalaj veya kutu atıkları,
- Bazı temizleyici ve deterjan ambalajları,
- Plastik poşetler, kağıt havlu ve mendil,
- Strafor veya köpük bardak, tabak, taşıma kabı, yumurta kartonu, tek kullanımlık çatal bıçak takımları, pipet,
- Plastik biberonlar, su sürahileri, güneş gözlükleri, kısmen plastik barındıran oyuncaklar ve elektronik parçalar,
- PVC, naylon veya vinil ürünler geri dönüştürülemeyen ürünlerden sadece birkaçı…
Geri dönüşüm ile yeniden ham madde üretimi oldukça pahalı ve zahmetli bir süreç. Gelişmiş ülkelerin dahi geri dönüşüm tesisleri yeterli altyapıya maalesef sahip değil ve dünya genelinde üretilen plastiğin sadece yüzde 9’unun geri dönüştürülebildiği biliniyor. Böyle bir tablo karşısında, doğamız için atabileceğimiz en iyi adım, davranış değişikliğine giderek özellikle kullan-at/tek kullanımlık plastik ürünleri tercih etmemek ve uzun süreli kullanım için cam gibi alternatiflere yönelmek olur. Atıklarımızı ayrıştırarak geri dönüşüm kutularına atmak plastik sorunumuz için etkili bir çözüm değil.
Kapak Fotoğrafı: Nick Fewings