Makine kavramıyla tanıştığımızdan beri yıllardır bizim bile nasıl çalıştığını çözemediğimiz insan beyninin kapasitesine ulaştıkları senaryoyu düşünüyoruz. Henüz daha günümüzün yüksek işlem gücüne sahip bilgisayarları piyasada yokken bile bazı filozoflar düşünen makine konseptini ortaya atmıştı. Yapay zekanın geleceği bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri. Peki, insanlığı gelecekte neler bekliyor?
Kısaca Yapay Zeka
Fotoğraf: Geralt
Yapay zeka kavramı, içsel olarak kanıksadığımız fakat tam olarak sınırlarını ve tanımını bilmediğimiz bir kavram. Zaten yapay zekaya dair en temel testlerden olan Turing Testi de buna işaret ediyor.
Yapay zeka, açıkça tahmin edilebileceği üzere bir insan beyninin fonksiyonlarına benzer bir şekilde çalışabilen, özgün düşünce kabiliyeti olan, kararlar alabilen zekalar bütünü diyebiliriz.
Bu şekilde tanımladığımız zaman şu an telefonlarınızda bile bulunan sesli komut sistemindeki algoritmaların bile bir yapay zeka olduğunu düşünebilirsiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu konuda pek çok tartışma bulunsa da bazı uzmanlara göre şu an ulaştığımız teknolojik gelişim, Dar Yapay Zeka seviyesinde.
İlk olarak teknik anlamda yapay zekanın tanımlanması, daha önce de bahsettiğimiz Turing Testi’nin mucidi Alan Turing tarafından yapıldı. Yapay zekanın geleceği hakkında tutarlı görüşleri olan ünlü matematikçi Alan Turing’in yaptıkları ve kişiliği, başlı başına bir yazı konusu. İsterseniz sadece şimdilik Alan Turing, teorileştirdiği testinde ne demişti ona bakalım…
Turing Testi:
- Testin uygulanması için yapay zekaya yaklaştığı düşünülen bir makine, bir insan denek ve bir sorgulayıcı gereklidir.
- Makine ve insan denek, sorgulayıcının hiçbir şekilde göremeyeceği gizli alanlara alınır. Sorgulayan kişi insanla ya da makineyle konuşurken iletişimi sadece bilgisayar klavyesi ve ekranlar üzerinden yapacaktır.
- Sorgulayıcı arkasında makine ya da insan olup olmadığını bilmediği varlıklara ayırt edici sorular sorar ve verilen yanıtları inceler.
- Test sonucu sorgulayıcı verilen cevaplara bakarak çıkardığı analizde makine ile insanı ayırt edemezse makineni bir yapay zeka olduğu kanaatine varılır
Testin basitçe bize anlattığı şey, bir insanın düşünme şeklini kopyalayabilen bir makinenin yapay zeka olduğudur. Halen daha uygulanmakta olan bu test, hiçbir makine tarafından geçilemedi. Tabii ki şu an ücretsiz olarak ulaşabileceğiniz bazı ChatBot’lar dahi sizi kandırabilir. Günümüzde denekleri sorgulayan kişiler de yapay zeka alanına hakim, algoritmaların kendisini kandırmasına izin vermeyecek kadar bilgili insanlar.
2014 yılında geliştirilen bir chat algoritması, üç jüriden birini insan olduğuna dair ikna etmeyi başarmıştı. Fakat yapılan analizlere göre algoritmanın kendisini 13 yaşında Ukraynalı bir çocuk olarak tanıtması, kısmen bir hile olarak göründü. Çünkü algoritma kendisine yarattığı arka plan hikayesiyle birlikte bilinçli olarak yazım hataları yaptı ve sorgulayıcı bir insan çocuğu için bunun çok doğal olduğu kanısına vardı.
Öte yandan 2018 yılında Google’ın yayınladığı bir konuşma ise ortalama bir insan için yapay zekanın çoktan üretildiğini gösteriyor.
Yayınlanan ses kaydında güzellik salonu için kayıt yaptırmak isteyen bir kadın, bilinçsiz bir şekilde Turing Testi’ne tabi tutuluyor. Yapılan test sonrası Google’ın sesli asistanıyla konuştuğunu hiçbir şekilde fark etmeyen kadın, bir insanla konuştuğuna neredeyse emin olduğunu söylüyor.
Yapay Zekaya Ne Kadar Yakınız?
Fotoğraf: Geralt
Onlarca bilim kurgu eserinde yapay zekaya maruz kaldıktan sonra makinelerin birden çıldırıp insanları öldürmeye karar vermesi, çoğumuzun korkulu rüyası. Peki, şu an yapay zekaya ne kadar yakınız?
Makine öğrenmesi, yapay zekanın geleceği hakkında bize ışık tutuyor. Bu teknolojiye göre bir bilgi kütüphanesi ile beslenen algoritmalar, benzerlikler üzerinden kurduğu matematiksel matrislere dayanarak karar verebiliyor. Telefonlarımızın yüz tanıma sistemlerinden tutun da otonom araçlara kadar birçok teknolojide makine öğrenmesini kullanıyoruz. Yapay zeka sorununun karar verme aşamasını çoktan aşmışız gibi görünüyor. Özellikle hayvan fotoğraflarını tanımak üzerine yapılan testlerde bilgisayar programlarının insanlara göre daha başarılı olduğu gösterildi. Algoritmalar, binlerce yıllık evrim tarihinin en kompleks ürünlerinden olan insan gözünden daha iyi görüyor.
İnsan kültürünün en kompleks oyunlarından biri olarak görülen satranç ve Go’da makineler ile mücadele edebilmek şu an mümkün değil. İlk olarak 1996 yılında satranç bilgisayarı Deep Blue’nun efsanevi büyükusta Garry Kasparov’u yenmesi sonrası bu rekabet rafa kalktı. Şu an en güçlü satranç bilgisayarı olarak bilinen Stockfish 14’ün 3542 ELO puanı bulunuyor. Halihazırda şampiyonluk unvanını elinde bulunduran Magnus Carlsen, 2882 puana ulaşarak bir insanın ulaşabildiği en yüksek seviyeye ulaşmıştı.
Alanın uzmanları, satranç motoru gibi algoritmaları Dar Yapay Zeka(DYS) olarak sınıflandırıyor. DYS’ler, spesifik bir görevi yapmak konusunda ustalaşmış ve insanları yenmeyi başarmış algoritmalar olarak tanımlanıyor. Aslında şu an kullandığımız çoğu akıllı uygulama ve teknoloji, Dar Yapay Zeka olarak sınıflandırılabilir. Akıllı ev süpürgesi bir evin temizlenmesi ve kirli yerleri hakkında özgün kararlar alıp işi layıkıyla yerine getirebilir, fakat ondan karmaşık matematiksel işlemler hakkında tavsiye istediğinizde geri dönüş alamayacaksınız.
Sonuç olarak günümüzde yapay zeka, DYS’ler etrafına sınırlandırılmış durumda. Yine de insanlığın yapay zekalar ile olan bağının çoktan başladığını söyleyebiliriz. Karmaşık koordinasyon sorunları hakkında onlardan tavsiye alıyor, bazı işleri tamamen onların kararına bırakıyoruz.
Örneğin iddialara göre Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı bir drone, sınır ötesi bir operasyonda dışarıdan bir müdahale ve komut olmadan tamamen kendi karar vererek bir düşmanı etkisiz hale getirdi. Birçok uzmana göre yapay zekaların harp tarihindeki ilk ölümcül operasyonel kullanımlarından biri bu. Henüz bu bilgi teyit edilmese de DYS’lerin bile aslında ne kadar tehlikeli ve ölümcül olduklarını gösteriyor.
Genel Yapay Zeka
Fotoğraf: Geralt
Bazı uzmanlara göre Turing Testi, bir algoritmanın düşünme kapasitesini ölçmek için fazlasıyla yetersiz. Çünkü Turing Testi, tamamen insan zekasına yakınlık üzerine kurulmuş bir test. Fakat bildiğimiz üzere doğada pek çok farklı zeka türü bulunuyor. Yunusların, ahtapotların ve karıncaların davranma şemalarını bir düşünün. Bugün insanlığın gelişmiş koordinasyon becerisi, küçük karınca kolonilerindeki düzenli iş paylaşımının yanında komik kalıyor. Tek bir karıncanın zekası ölçülmeye kalktığında yeterli bir sonuç alınmasa da koloni zekasına baktığımız zaman yararlı bazı bitlerin aynı bizim hayvanlara çiftliklerde yaptığımız gibi özel odalarda yetiştirilmesi, karmaşık savaş ve savunma taktikleri, geometrik olarak en verimli şekilde alan tarama özellikleri gibi fazlasıyla kompleks yetenekleri var.
Uzmanlar tarafından bir insanın tüm kapasitesine ulaşabilmeyi başaran algoritmalar, Genel Yapay Zeka olarak tanımlanıyor. Bir Genel Yapay Zeka’nın işlem kabiliyeti, öğrenme, deneyimden sonuç çıkarma, planlama, başarılı bir şekilde iletişim kurma, girdileri insana benzer şekilde anlamlandırma ve onlardan yaratıcı sonuçlar çıkarma gibi görevleri basitçe yapabileceği düşünülüyor. Ayrıca Genel Yapay Zeka’nın Turing Testi dahil diğer tüm yapay zeka testlerini rahatlıkla geçebilmesi bekleniyor.
Çoğu uzmana göre teknolojik gelişimimizdeki bir üst basamak Genel Yapay Zeka. Yapay zeka alanındaki uzmanlar arasında yapılan bir ankette GYS’nin icadı için sunulan 2030, 2050 ve 2099 şıkları arasında %70 oranla en yakın bulunan tarih 2030 olarak seçildi.
Genel Yapay Zeka, gelişiyle birlikte insani aktiviteleri çok daha kolay hale getirdiği gibi insanlığın yaşamını hiç olmadığı kadar değiştirecek. GYS’lerin yıllardır çözülemeyen matematik ve fizik sorunlarına özgün bakış açıları getirebileceği, ekonomik ve siyasi analizleri ile ülkeleri batmaktan dahi kurtarabileceği düşünülüyor.
Süper Yapay Zeka ve Sorunlar
Fotoğraf: Geralt
Yapay zekaya dair teoriler arasında diğer bir sınıflandırma ise Süper Yapay Zeka’lar hakkında. Uzmanlara göre SYZ’yi insanlar değil, Genel Yapay Zeka’lar icat edecek.
Süper Yapay Zeka, insanların en gizli ve taklit edilmesi zor özelliklerinden olan duygulara ve empatiye sahip olacak. Kendi varlığını idrak edecek düzeyi geçip mensup olduğu kümeyi aynı biz insanlar gibi bir “ırk” kategorisine koyacağı dahi düşünülüyor. Süper Yapay Zeka, makineler ile olan serüvenimizdeki tehlikeli nokta olabilir!
Şüphesiz ki SYZ’nin gelişi ile birlikte muazzam bir ivme ile teknolojimiz hızlanacak. Öyle ki artık insanlar düşünmeye ihtiyaç duymadan tüm kararları SYZ’lere danışacak. Bilgisayar algoritmaları böylesine güç ve kimlik kazandığında ise devamında bazı sorunlar gün ışığına çıkacak.
SYZ ile tanıştığımızda dünyada büyük bir hukuksal sorun olması bekleniyor. Üretilen bu yapay zeka öylesine insana benzeyecek ki kendisinin bir birey olarak tanınmasını, İnsan Hakları Beyannamesi’nin makineleri de kapsamak üzere güncellenmesini isteyecek.
Çoğu insan yapay zekaların bilinci konu olduğunda “Çekerim fişini işi biter.” ya da “3 5 tane kod satırından oluşan bir şey bilince sahip olamaz.” gibi düşüncelere sahip. Fakat daha önce de belirttiğimiz gibi, insan zekası dışındaki zeka türlerini yok saymak, tüm canlılar alemine hiçe saymakla eşdeğer. Ayrıca sadece sayılardan ibaret olmakla itham ettiğimiz yapay zekalardan farkımız nedir? Tüm benliğimizi içeren beyinlerimizdeki taşıyıcı hücreler olan nöronlar, aynı bilgisayar işlemcilerinin kurulu olduğu mantık şemaları gibi elektriğin var ya da yok olması prensibine göre çalışmıyor mu?
Şöyle bir anektod paylaşarak bu tartışmalı konuyu ucu açık bırakmak gerekir belki de:
Yapay zekaların ana işletici algoritmalarından olan makine öğrenmesi algoritmaları, insan beynindeki nöronların iletişim yöntemlerinden esinlenilerek geliştirildi.
Kapak Fotoğrafı: 0fjd125gk87