Şakir Paşa Ailesi | Şirin Devrim

Şakir Paşa Ailesi mini yazı dizimizin son ismi Şirin Devrim ile beraberiz bugün. Renklerin ve biçimlerin ustası olarak bahsettiğimiz Prenses Fahrünnisa Zeid’in kızı Şirin Devrim, Türk tiyatrosunun öncülerinden, sahnede ve sahne arkasında birçok ilke imza atmış bir isim.

İyi bir eğitim, güçlü bir tiyatro kariyerinin ardından Şirin Devrim gibi bir isimden geriye kalanın “İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyun sahneleyen ilk kadın” olması çok acı. İsmini daha fazla duymuyor olmak, bu topraklardan çıkan isimlere değer bilmezliğin en güzel örneklerinden. Peki Türkiye’de kadın tiyatroculara açtığı yollar ve sanata adanmış hayatıyla Şirin Devrim kimdir; haydi hep birlikte bakalım. 

Şirin Devrim Kimdir?

Şirin Devrim, tanınmış sanatçılar yetiştirmiş, Osmanlı Devleti’nin köklü ailelerinden Şakir Paşa Ailesi fertlerinden bir diğer önemli isim. Annesi ressam Fahrünnisa Zeyd ve babası Servet-i Fünun yazarlarından İzzet Melih Devrim; abisi Paris’te sergi açan ilk Türk sanatçı Nejad Melih Devrim. Ailenin diğer isimlerinden yazar Halikarnas Balıkçısı mahlaslı Cevat Şakir ve gravür sanatçısı Aliye Berger’in yeğeni olan Şirin Devrim, Türkiye çağdaş seramik sanatının öncüsü Füreya Koral’ın ise kuzeni.

Şakir Paşa Ailesi resimden seramiğe, müzikten edebiyata kadar pek çok önemli isim çıkarınca 3 Mart 1926 senesinde İstanbul’da “Parisli Kadın” piyesi sahnelenirken iki perde arasında gözlerini dünyaya açan Şirin Devrim’in payına da tiyatro düşüyor sanat dalı olarak. Türkiye tiyatro sahnesine damgasını vuran sanatçı, Amerika’da eğitim aldıktan sonra 1960’lardan 70’lere kadar tiyatro oyunculuğu ve tiyatro yönetmenliği yapıyor. Şirin Devrim’i bu kadar özel kılan, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyun sahneleyen ilk kadın rejisör ve ilk kadın oyuncu oluşu. 

Şirin Devrim Hayatı 

“İyi ve kötü tesadüflerle örülmüş hayat hikâyem…”

Şirin Devrim 

Şirin Devrim, Şakir Paşa Ailesi üyelerinin her biri gibi Nietzsche ve Dostoyevski’nin tartışıldığı, müzikli ve resimli entelektüel bir sanat çevresinde yetişiyor. Zaten gözlerini dünyaya açtığı an “Parisli Kadın” piyesinin perde arası olunca, Şirin’in tiyatro yeteneği adeta ona sunulmuş bir hediye oluyor. Annesi Fahrünnisa Zeyd ve babası İzzet Melih Devrim’in evliliği süresinde İstanbul, Paris ve Berlin arasında monden bir yaşam süren Şirin Devrim, annesinin Irak Kralı I. Faysal’ın kardeşi Emir Zeid ile evlenmesiyle Avrupa şehirlerinin yanı sıra, Bağdat’ta alışık olduklarından daha farklı bir yaşamla tanışıyor.

Amerikan Koleji (Günümüzün Robert Koleji) eğitimi sonrasında tiyatroya olan ilgisi sebebiyle New York’a giden Şirin Devrim, burada Yale Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi almaya başlıyor. Amerikalı aktör Wesley Lau ve daha sonra Robert Trainer ile evlenerek yaşamının büyük kısmını New York’ta sürdüren sanatçı, hem Türkiye’de tiyatro adına büyük adımlar atıyor hem de Amerika’da da tiyatro kariyerine devam ediyor. 

Saray odalarından tutun New York’un tek odalı öğrenci evlerine kadar uzanan yaşamında farklı pencerelerden hayata bakmayı öğrenmiş Şirin Devrim, teyzesi Aliye Berger kadar renkli ve cesur bir kişiliğe sahip. Şirin’in Hitler Almanyası’nda sosyeteye karıştığını da biliyoruz, Chanel rujuyla yazdığı “I protest the slaughter of innocent people” (Masum insanların katledilmesine karşı çıkıyorum.) pankartıyla İsrail Konsolosluğu bastığını da. Şirin Devrim’in bu renkli hayatı, geçirdiği şiddetli soğuk algınlığı sebebiyle 7 Mart 2011’de New York’ta son buluyor. Cenazesi Türkiye’ye gönderilen sanatçı, Büyükada’daki aile kabristanına defnediliyor. 

Şirin Devrim’in annesinin ikinci evliliğinden olan kardeşi Prens Zeyd El Hüseyin’in söylediğine göre, ünlü tiyatro sanatçısı her ne kadar Türkiye, Amerika, Almanya, Irak ve İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkelerde 85 yıllık rengarenk bir hayat kursa da Şirin’in kalbinin daima İstanbul’da olduğu biliniyor. 

Şirin Devrim Tiyatro Kariyeri

Şirin Devrim bir tiyatro oyununun perde arasında doğmasından sonra tiyatro sanatına olan ilk ilgisi onlu yaşlarında başlıyor. Berlin’de Noel zamanı sahnelenen masallardan uyarlama tiyatro oyunları ve sahne kostümleri Şirin Devrim’in oldukça ilgisini çekiyor. Hatta o dönemler abisi Nejad Devrim ile beraber kendi kostümlerini tasarlayıp yarışma dahi yapıyorlar. 

Şirin Devrim’in ilk tiyatro tecrübesi Amerikan Koleji’nde okuduğu yıllara dayanıyor. 1944 senesinde Cumhuriyet Bayramı için “İnsanlar Niçin Yaşarlar” isimli oyunla sahneye çıkıyor Şirin. Sahneyi, sonradan Yale Üniversitesi’nde tekrar bir araya geleceği Tunç Yalman ile paylaşıyor; oyunun sahne dekorlarını ise yıllar sonra Bülent Ecevit’in eşi olacak Rahşan Ecevit tasarlıyor. Şirin Devrim’in oyunculuğu tüm aile tarafından beğenilip destekleniyor. 

Amerikan Koleji sonrasında Yale Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi alan Şirin Devrim, bu tiyatro eğitimiyle birlikte yalnızca tiyatronun teorik ve pratik boyutlarını öğrenmiyor, farklı kültürleri tanıma şansına da sahip oluyor. Çocukluk yaşlarından beri gelen sanat anlayışı aldığı tiyatro eğitimiyle birlikte daha da genişliyor. Amerika’daki eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye dönen Şirin’in ülkeye dönüşü, Türkiye’deki tiyatro tarihi için oldukça büyük bir adım. 

Türkiye Yılları

Türkiye’ye dönen Şirin Devrim, Yale Üniversitesi’nden yakın dostu Haldun Dormen’den aldığı teklifle Dormen Tiyatrosu’nda başrol oynuyor ki bu sanatçının Türkiye’de sahneye çıktığı ilk an olarak kişisel tarihine yazılıyor. Şirin Devrim’i Küçük Sahne’de izleyip etkilenen Muhsin Ertuğrul, sanatçıya İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Hırçın Kız oyununun başrolünü teklif ediyor. Böylece Şirin Devrim, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyun sahneleyen ilk kadın oyuncu ve ilk kadın rejisör oluyor. 

Oyunculuktan yönetmenliğe 1960’lardan 70’lere dek çeşitli projelere imza atan sanatçı, 1966’da İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan ayrılarak Dormen Tiyatrosu’nda sahne alıp, kadın tiyatrocuların önünü açıyor. Türkiye’de, modern tiyatro tekniklerini sahneye uyarlayan ilk sanatçılardan olan Şirin Devrim, sahne tasarımından dramaturjiye ve karakter derinliğine kadar her şeye en ince ayrıntısına kadar değer vermesiyle biliniyor. Shakespeare’den Rus oyun yazarı Anton Çehov’a ve Norveçli yazar Henrik Ibsen’e kadar dünya tiyatrosunda önemli yer tutan yazarların eserlerini sahneleyen sanatçı, yenilikçi bakışı ve Batı’dan getirdiği oyunculuk anlayışıyla günümüz Türk tiyatrosunun temellerini şekillendiren biri. 

Şirin Devrim’in İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönettiği oyunlar:

  • 1960-61: Hırçın Kız
  • 1961-62: Mor Defter, Çöpçatan, Mağara
  • 1962-63: Kadınlar, Çöpçatan
  • 1963-64: Venedik Taciri
  • 1963-65: İçerdekiler, Elimdeki Hayat
  • 1965-66: Kireçli Bahçe

Şirin Devrim’in yönettiği ve oynadığı oyunlar:

  • 1959-60: Bu Melek Satılık Değil
  • 1960-61: Hırçın Kız
  • 1961-62: Mağara
  • 1962-63: Çöpçatan
  • 1963-65: Ah Baba Vah Baba Annem Seni Asmış Dolaba Bilsen Ne Üzgünüm Buna

Amerika Yılları

Şirin Devrim, Amerika’da aldığı eğitim sonrasında Türkiye’de tiyatro alanında çalışmalar yapmış ve kadınların önünü açmış olsa da İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan ayrılıp Dormen Tiyatrosu’ndan elde ettiği kazanç ile Amerika’ya geri dönüş yapıyor. Türkiye’den sonra Amerika’da tiyatro sahnelerinde kendini gösteren sanatçı, Stanford Üniversitesi, Wisconsin Üniversitesi, Carnegie Mellon gibi üniversitelerde reji ve oyunculuk üzerine dersler vermeye başlıyor. 

1972’de Robert Trainer ile evlenip, 1980’li yıllarda New York’ta yaşamaya başlayan Şirin Devrim, burada önemli tiyatro toplulukları ile çalışma şansı buluyor. Sanatçının Broadway dışı tiyatrolarda önemli oyunlar sahneye koyması, “Şirin Devrim” isminin uluslararası alanda duyulmasında oldukça etkili.

Şakir Paşa Ailesi: Harika Çılgınlar

Amerika’dan Bağdat’a uzanan hayatının en ilginç anlarını, aşklarını ve tiyatro yıllarını “Şirin” isimli anı kitabında aktaran Şirin Devrim, köklü geçmişe sahip Şakir Paşa Ailesi hikayesini yaklaşık on beş senelik çalışmayla “A Turkish Tapestry” adıyla kitaplaştırıyor. Aile sırlarının yer aldığı kitabı tek kişilik oyun olarak tiyatroya uyarlayan Şirin Devrim’in bu kitabı, Türkçe “Şakir Paşa Ailesi – Harika Çılgınlar” ismiyle yayınlanıyor. Yalnızca aile hakkında daha fazla bilgi almak isteyenlere değil, dönem hikayeleri ve sanata ilgi duyan herkese önerdiğimiz kitap, günümüzde Türk televizyonlarına yansıyan “Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar” dizisine de ilham olan bir eser. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir