Zenginlerin Dünyasında Çevreci Olmak: Karbon Salımı

Zenginlerin Dünyasında Çevreci Olmak: Karbon Salımı

Güncelleme Tarihi: 13 Mayıs 2023

İlk ortaya çıktığı 20. yüzyılın başlarından beri halk kitlelerinin hareketi olan çevrecilik, son yıllarda tabiri caizse “yumurtanın kapıya dayanması” sebebiyle ana akım görüşlerden biri olmaya başladı. Artık hepimiz neyi, nasıl yaptığımıza çevrecilik bağlamında dikkat etmeye çalışır hale geldik. Peki, bizim tüm bu çabalarımız varken, sıradan bir birey ile bugünlerde bize “sürdürülebilirlik” satmaya çalışan milyarlarca dolarlık zenginler aynı mı? Gelin milyarderler ve nüfuz sahibi kişilerin karbon salımı üzerinden bir analiz gerçekleştirelim.

Bir Milyarderin Uçuşu Binlerce Sıradan İnsanın Karbon Salımına Denk!

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

Statista (@statista)’in paylaştığı bir gönderi

ABD’li genç bir iklim aktivisti tarafından listelenen milyarderlerin karbon salımı kataloguna göre sıradan bir milyader, yalnızca özel jet uçuşları sırasında binlerce insanın bir yıl içerisinde yaptığı tüm karbon salımını tek başına yapıyor.

Climatejets.org sitesinde yayımlanan verilere göre girişimci ve teknoloji milyarderi Thomas Siebel, senelik 4650 ton karbondioksit emisyonu ile birlikte özel jetler bazında dünyanın en çok karbon salımı yapan insanı oldu. Son açıklanan veriler göze alındığında, bu sayı dünya ortalaması olan senelik 5 ton karbondioksit salımının tam 930 katı!

Bu verilerin yalnızca özel jet ile yapılan uçuşlara dayandığını, bireylerin diğer karbondioksit emisyonlarını içermediğini de eklemek isteriz. Listede ilk on sırayı paylaşan milyarderler, seyahatleri sırasında yaklaşık 6800 kişinin bir sene boyunca yapacağı tüm karbon salımınını tek başına yapıyor.

Hava ulaşımı, dünya çapındaki tüm ulaşım ve lojistik aktiviteleri arasında karbondioksit salımı açısından yaklaşık %9’luk paya sahip. Sıradan halk tarafından kullanılan  tarifeli uçuşlar; firmaların yakıt verimliliği ve planlı rotasyon kaygıları sebebiyle tek bir uçuş bazında karşılaştırıldığında özel jetlere kıyasla çok daha az karbon salımına sebep oluyor.

Üstelik bu liste yalnızca milyarderler ile sınırlı değil! Dünyanın saygın nüfuz sahibi politikacıları ve bürokratları da seyahat ederken sıklıkla özel jet ve uçakları kullanıyor. 9 Kasım tarihinde BBC’de yayımlanan bir makaleye göre dünyanın en büyük iklim konferansı olan COP 27 için toplamda 64 özel jet uçuşu yapıldı.

Uçuşların sebep olduğu karbondioksit salımı ise toplamda 78 tona kadar çıkıyor. Geçtiğimiz sene COP 27’nin önemli konularından biri olan ulaşımda karbondioksit emisyonlarının azaltılması konusu, özel jetlerin sebep olduğu karbon salımının gölgesinde kalmıştı.

Bireysel Farkındalık Önemli, Toplumsal Farkındalık ise Daha Fazla!

Zenginlerin Dünyasında Çevreci Olmak: Karbon Salımı
Fotoğraf: Unsplash | Tania Malréchauffé

Ünlü Succession dizisine de konu olan medya patronu aile Murdoch Ailesi’nin 4357 ton karbondioksit salımıyla ikinci sırada yer aldığı, listede görülebiliyor. Fakat bu ünlü aileler, son yıllarda artık bir “akım” haline gelmesi sebebiyle sürdürülebilirlik ve çevreciliği kullanmaktan geri durmuyor.

ABD’nin muhafazakar yayın yapan medya platformlarının sahibi olarak görülen Murdoch Ailesi’nin gazetesinde geçtiğimiz yıllarda “Şimdi zaman iklim değişikliğini konuşma zamanı!” sözünün sürmanşet yapılması bu durumu kanıtlar nitelikte.

Peki, zenginlerin dünyasında sıradan çinko karbon vatandaşlar olarak nasıl ayakta durabiliriz? Daha az karbon salımı yapmak için bireysel araç kullanmak yerine otobüse binmek, gerçekte ne kadar etkili?

İklim aktivistlerine sıkça yöneltilen bu sorular, aslında bağlam dışı inceleniyor. Son yıllarda sürdürülebilirlik kavramının ana akım haline gelmesi ve neredeyse her yanımızın greenwashing ile dolması, iklim aktivistliği açısından bir anlam ifade etmiyor.

Çevrecilik akımları ve iklim aktivistliği, neredeyse her zaman kapital güçlere karşı halkın mücadelesi olmuştur. Bu durumu Afrika’da verilen maden mücadelelerinde, Amazon’un yok olmasını engellemeye çalışan yerel köylülerde ve daha iyi bir dünya için kazanılan sayısız davada görmek mümkün. Aktivistlik tarihi, son yıllarda karşı argüman olarak sunulan komplo teorilerinden olan “İklim değişikliğini büyük firmalar uydurdu!” görüşünün aksine şirketler tarafından halka empozeyi değil, topyekûn bir halk dayanışmasını içeriyor.

Bunun gibi sebeplerle dolayısıyla bireysel farkındalık bir çığ gibi büyüyerek milyarderleri ve politikacıları dahi tehdit edebilecek bir toplumsal farkındalığa dönüşüyor. İklim değişikliğine karşı uzun yıllardır sürdürülen mücadelenin son yıllarda ülkeler bazında da duyulması, aktivistliğin en büyük başarılarından biri. 

Sorumuza gelecek olursak, zenginlerin dünyasında çevreci olmak, bireysel eylemlerin toplumu sürüklemesiyle birlikte pek tabii mümkündür. Unutmayın, ülkeler ve dev markalar, bizim tercihlerimizi yönlendirebiliyor olsa da birlik olduğumuz takdirde biz onların tercihlerini yönlendirebiliriz.

 

Kapak Fotoğrafı: Unsplash | Chris Leipelt