Netflix Çılgınlığı ve Trendlerin Götürdüğü Yer

Netflix Çılgınlığı ve Trendlerin Götürdüğü Yer

Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2021

Geçtiğimiz günlerde Netflix’in en çok izlenen dizi ve filmleri açıklandı. Peki listeye bakınca şaşırdık mı? Hayır. Zaten Netflix’in pompaladığı içerik ve tüm dünyadaki tüketim eğilimi göz önüne alındığında şaşıracak bir şey de yok. Fakat yine de iki soru aklımı kurcalamaya devam ediyor; Trendler bizi nereye sürüklüyor? Zevklerimizi nasıl müdafaa edeceğiz?

Nereye Böyle !?

Öncelikle övünebileceğim kadar iyi bir sinema kültürüne sahip olduğumu düşünmüyorum. Fakat bir sinemasever olduğumu söylemekten de çekinmem. Kendimce zevklerim var elbet. Ama bir sinefil gibi hatta biraz mazoşistçe bir tavırla kötü filmlerden de fazlasıyla keyif alıyorum. Bu noktada arzuladığım şey kötü filmleri kendi keyfimce izlemek ve bittiklerinde kötü olduklarına karar verebilmek. Lakin her şey bu kadar basit değil ne yazık ki.

Netflix tarafından bu yıl 17 Eylül tarihinde yayınlanan Squid Game dizisini hemen hemen hepimiz izledik. Her ne kadar senaryosunda zayıf noktalar olduğunu düşünsem ve Güney Kore işlerindeki oyunculukları abartılı bulsam da dizi, kesinlikle hoş bir drama ve izlenmeye değer. Peki dizinin hakkını teslim edip yolumuza devam edebildik mi?

Tabii ki hayır.

Dizi, çok hızlı bir şekilde kendi holiganlarını üretti. Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi dizisi olduğunu savunanlar, hiç de öyle olmadığı halde daha önce yapılmamış bir fikir olduğunu düşünenler, sosyal medyada diziyi beğenmediğini söyleyenlerin peşine takılanlar, Youtube’a girilen ‘’Squid Game’de farketmediğiniz bilmem kaç detay’’ videoları, ‘’Siz hangi çocuk oyunusunuz?’’ içerikleri, internette yapılan ‘’Squid Game eşofman takımlarını nerede bulabilirim?’’ aramaları ve daha nicesi…

Netflix Çılgınlığı ve Trendlerin Götürdüğü Yer
Netflix çılgınlığı ve trendlerin götürdüğü yer

Bunu daha önce de defalarca kez yaşadık. Örneğin Netflix’in en çok izlenenler listesinde yer alan Bird Box filmi. Türünün iyi bir örneği bile olmayan filmin ardından, neyse ki bir şekilde ülkemizde popüler olmayan ‘’Bird Box Challenge’’ isimli bir sosyal medya akımı başladı. Bu meydan okumaya katılan insanlar gözlerini bağlayarak gündelik işler yapıyorlar ve bunların videosunu internette paylaşıyorlar. Evlerinde koşturanlar, arabasıyla trafiğe çıkanlar… Artık insanlar kendilerine ve çevresindekilere zarar vermeye başlayınca Netflix, resmi hesabından ‘’Arkadaşlar, kendinize gelin!’’ minvalinde bir tweet atma ihtiyacı hissetti.

Nasıl Böyle Delirdik?

Küresel olarak ekonomik açıdan bir çöküşün içerisindeyiz. Ne yazık ki Türkiye de bu çöküşün çarpıcı bir şekilde hissedildiği ülkelerden birisi. Gerçekliğin algısal olarak boyutlandığı bu post-truth çağa denk gelmiş olmamız da cabası. Temel ihtiyaçlarımızı karşılama konusunda çektiğimiz sıkıntı, kendimizi gerçekleştirme yönünde adım atmamıza engel oluyor. Fakat bu, insanın kendini gerçekleştirme istemini de ortadan kaldırmıyor. 

Tarih boyunca bir şeylere ait olma ihtiyacımızın belki de en maksimize olduğu dönemdeyiz. Bu yüzden bilinçsizce tüketiyor ve tükettiğimiz şeyleri kutsayıp onların bir taraftarı oluyoruz. Bizler satın aldığımız şeylere değil, satın aldığımız şeyler bizlere sahip oluyor ve kendimizi bu şeyler üzerinden var etmeye çalışıyoruz. Azalan özsaygımız bizleri başkalarının takdirine daha fazla ihtiyaç duymaya itiyor. Bu sebeple kendimizin dışında bir ‘’ben’’ yaratarak ‘’Bakın, ben bu marka kıyafet giyerim. Bu lokantada yemek yerim. Bu dizinin hayranlarından birisiyim.’’ gibi söylemler üretip sosyal bir grubun parçası olmaya ve o gruptaki insanlardan takdir görmeye çalışıyoruz. İşin kötü tarafı şu ki bizlere bir şeyler pazarlayan bütün firmalar da bu gerçeğin farkında ve bu vehameti körüklemekten çekinmiyorlar.

Bu çemberin dışına çıkabilmek için kendimizi gerçekleştirme isteğimizi dışsal etmenlerden bağımsız bir hale getirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Ancak bu sayede kişisel zevklere sahip olabilir ve zevklerimizi bu tüketim çılgınlığından koruyabiliriz. Sizlere kesinlikle bu yazının örneği olan Netflix’ten uzak durun demiyorum. Sadece Netflix hususunda olduğu gibi diğer bütün meselelerde de beğenilerinizi sizlere bir şeyler satanların belirlemesine izin vermeyin diyorum. Çünkü sinema, müzik, edebiyat, moda, politika… Aklınıza gelen bütün başlıklarda bizlere sunulan vasata talip olduğumuz sürece bizlere vasat olan sunulmaya devam edecek.

Bu noktada tercih bizim. Ya bize sunulan ve kabul ettiğimizin vasat olduğunu reddedip bundan keyif almaya çalışacağız ya da kendimizi entelektüel düzlemde var ederek daha akılcı, sürdürülebilir ve estetik olana talip olacağız.

Kapak Fotoğrafı: Freestocks/Unsplash