Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
Organik tarım, insana ve çevreye faydalı yöntemlerle üretimin yapıldığı bir tarım metodudur. Bu üretim biçiminin her aşaması kontrol altında tutulmakta ve daha da önemlisi üretim sürecinde hiçbir kimyasal madde kullanılmamaktadır. Tarımsal ilaçların bilinçsiz bir şekilde kullanılmasına bağlı olarak insan sağlığının tehdit edildiği günümüzde organik yiyeceklerin faydaları da gitgide artmaktadır. “Neden organik yiyecekler tercih etmeliyiz?” sorusuna verilecek cevaplar hem insan hem de çevre sağlığı için ayrı ayrı ele alınmalıdır.
Kendinizi ve Gelecek Nesilleri Koruyun
Organik yiyecek tüketmenin önemini anlatabilmek için ilk olarak günümüzdeki kanser vakalarının fazlalığından bahsedebiliriz. Elbette ki kanserin tek veya en büyük nedeni olarak kimyasallarla kirlenmiş yiyecekleri göstermek doğru olmayacaktır ancak bu durumun etkisini de inkâr edemeyiz. Özellikle çocuklar, gıda ürünlerindeki kansere yol açan pestisitlerden yetişkinlere oranla çok daha fazla zarar görmektedir. Bu noktada bize düşen sorumluluk gelecek nesillerin sağlığını düşünerek çocuklarımıza doğal gıdalar sunmaktır.
Enerji Tasarrufuna Katkıda Bulunun
Konvansiyonel tarımda organik üretime oranla çok daha fazla tarım makinesi kullanılmaktadır. Bu durum da doğal olarak çok daha fazla enerji sarfiyatına neden olur. Organik tarımda yabani otlara elle müdahale edilmekte ve herhangi bir kimyasal kullanılmadığı için de makineye daha az ihtiyaç duyulmaktadır.
Su Kaynaklarını Koruyun
Tarım ilaçları ve üretimde kullanılan diğer kimyasallar, yeraltı ve yerüstü sularına bulaşır ve dolayısıyla da içme suyuna karışır. Yaşamımızı devam ettirmek için en elzem ihtiyacımız olan suyu temin ederken vücudumuza kimyasal aldığımız fikri sizce de çok korkutucu değil mi?
Toprak Erozyonunu Önleyin
Toprak, organik tarımın temelini oluşturur. Konvansiyonel tarımda kullanılan kimyasal gübreler toprağın yapısını bozar ve onu rüzgâr ve su erozyonuna karşı dirençsiz konuma getirir.
Tarım Çalışanlarının Yanında Olun
Doğal olmayan yiyeceklerin insan sağlığını tehdit ettiğinden yazımızın başında bahsettik. Biz bu ürünleri beslenme yoluyla vücudumuza alıyor ve bunun sonucunda zarar görüyoruz. Peki, ya sürekli olarak kimyasal soluyan tarım çalışanları? Her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin tarım ilaçlarından zehirlendiği tahmin ediliyor. Ayrıca bu kişilerin kansere yakalanma ihtimali de daha yüksek.
Biyolojik Çeşitliliği Koruyun
Konvansiyonel tarımın olmazsa olmazlarından biri, aynı tip ürünün yıllar boyu ekilmesidir. Bu duruma bağlı olarak, toprağın tüketilen mineralleri sentetik gübreler kullanılarak toprağa geri verilir. Her yıl daha fazla miktarda kullanılan gübreler, toprağın mikroflorasını olumsuz yönde etkiler; faydalı böceklerin yumurtalarını ve solucanları öldürür. Konvansiyonel tarımın biyolojik çeşitliliğe tehdidi bununla da sınırlı değildir. Ürünlere zarar veren haşereleri yok etmek için tarım ilaçları kullanılır ancak haşereler bir süre sonra bu ilaçlara karşı direnç mekanizması geliştirir. Hal böyle olunca da ilaçların dozajları ve uygulama sıklıkları artırılır ya da devreye başka ilaçlar sokulur. Kullanılan yoğun tarım ilaçları, haşerelerin düşmanı olan yararlı organizmaların da yok olmasına ve böcekle beslenen kuşların zehirlenmesine yol açar.
Elbette ki organik tarımda da zararlı haşerelerin ürünlerden uzak tutulması gerekmektedir. Ancak buradaki haşere mücadelesinde organik malzemeler kullanılır ve diğer tüm hayvanların varlığını sürdürmeleri sağlanır.
Yiyeceklerin Gerçek Tadına Varın
Muhtemelen birçoğumuz üretimlerinde kullanılan sentetik kimyasallar nedeniyle ne tavuğun ne de yumurtanın gerçek tadını biliyoruz. Oysa organik tarımla elde edilen ürünler, bize gerçek tat ve aromalarını sunmakta oldukça cömerttir. Konvansiyonel ürünlerin cezbedici lezzetine alıştığımız için bu tatların bize başta çok yavan geleceği kesin. Ancak her zaman şunu düşünmemiz gerekir: Daha lezzetli mi yoksa mineral ve besin değeri daha yüksek yiyecekleri mi tercih etmeliyiz?