Konfor Alanından Çıkmak İçin Ne Yapmalı?

Konfor alanı, zamanımızın çoğunu içinde geçirme eğiliminde olduğumuz davranışsal bir alandır. Kendimizi güvende ve rahat hissettiğimiz, risk veya tehlike altındaymış gerginliği yaratmayan, yeteneklerimizin ve kararlarımızın test edilmediği düşündüğümüz durumlar olarak özetlenebilir. Bu durum iyi hissettirse de zaman içerisinde bizi uçsuz bir rutinin içine iterek hayatın değişkenliğinden alıkoyabilir. Konfor alanı dışına çıkabilmek, küçük adımlarla da olsa, büyümek ve ilerleyebilmek adına önemlidir ancak emek gerektirir. Hatta bu adımları atmak endişe uyandırıcı dahi gelebilir. Yine de yeterince direnirsek yeni beceriler edindiğimiz ve zorluklarla başa çıkabildiğimiz bir evreye geçebiliriz. Arada sırada imkansız gelen kararları ve aksiyonları üstlenmek bizi esnetecek, büyümeye ve öğrenmeye yol açacaktır. 

Kimsenin hayat deneyimi birbiriyle aynı değil. Farklı insanların farklı kaygı ve stres düzeylerine sahip olmaları doğal ve anlaşılır bir durum. Bu nedenle de konfor alanı kişiden kişiye değişir diyebiliriz.

Diyet yapmak, egzersiz yapmak, kötü bir ilişkiyi bırakmak, yeni bir iş kurmak…  Bunlar, insanların genel olarak başarmak istediği ancak harekete geçmeyi başaramadığı kararlardır. Bunlardan kaçınıyoruz çünkü hepsi birtakım zorluklar içeriyor. Bizi mutlu etmeyen bir duruma katlanmaya meyilli olabiliriz çünkü mevcut koşullarımızın dışına çıkarak hissedeceğimiz rahatsızlığın şu anda hissettiğimiz hoşnutsuzluktan daha büyük olacağından korkmak doğaldır.

İnternette kısa bir araştırma yaptık ve ‘Konfor alanından çıkmak için neler yapmalı?’ sorusuna yanıt olarak uzun uzun oluşturulmuş öneri listeleriyle karşılaştık. Şunu şunu yaparsan şöyle değişirsin, başarılı bir insan olursun, zaman içerisinde bir konferans salonu dolusu insanın önünde kekeleyip takılmadan konuşursun gibi motivasyon dolu öneriler yerine daha çok mental ve duygusal sağlığı ön plana koyabilecek alternatif bir öneri listesi hazırlamak istedik. Negatif hislerden ve durumlardan kaçınmayı alışkanlık haline getirmemek ve o görünmez barikatın ardına saklanmamak için değiştirebileceğimiz sayısız şey var.

Farkına Varmak

En önemli noktalardan bir tanesi, kendi görünmez bariyerimizin ardında olduğumuzu fark etmektir. Kendimizi sürekli geri çektiğimiz, başarısız olacağımıza inandırdığımız ve vazgeçmenin kıyısında hissettiğimiz birçok farklı konu olabilir. O iş için yeterince donanımlı mı değiliz yoksa üzerine düşünmeyi erteleyerek kendimizi yeterli olmadığımıza mı ikna etmeye çalışıyoruz? Aslında bu gibi durumlarda önemli olan, neden harekete geçmedim sorusunun cevabını bulabilmektir. Eğer gerçekten aşamayacağımız bir iş ise kabullenip salabilmek de muhtemelen hiç beklemediğimiz kadar iyi hissettirecektir. 

kalp

Fotoğraf: Kelly Sikkema

İyi Gelmediğini Düşündüğünüz Şeyden Vazgeçebilmek

Bu şey bir kişi ise herhangi bir aile bireyi, arkadaş veya sevgili olabilir. Bir davranış ise kötü bir alışkanlık veya huy da olabilir. 

Bazen çok yakın olduğumuz ve vazgeçemeyeceğimizi düşündüğümüz kişiler bizi aşağı çeken, öz güvensiz ve yetersiz hissettiren insanlar haline gelebilirler. Bu iletişim, okul/iş gibi ortamlarda da kendimizi değersiz veya anlaşılmamış hissetmemize sebep olabilir. Uzun ama içerisinde güven hissetmediğimiz ve mutlu olmadığımız bir ilişkiden çıkmaya, yalnız kalmaya veya başka birisiyle yeniden başlamaya korkmaktan ötürü son verememek konfor alanından ayrılamamaya örnek teşkil edebilir. Bu durum görünmez barikatlarımızdan bir tanesidir. İyi hissettirmediğini düşündüğümüz şeyden vazgeçmek kendimiz adına, özellikle mental sağlığımız için verebileceğimiz en doğru kararlardan biridir. Kısa vadede yalnızlık endişe uyandırıcı olsa da uzun vadede huzur ve dinginlik sağlayabilir.

Alışkanlıkları Değiştirmek

Günlük alışkanlıkları yavaş yavaş değiştirerek rutini bozmak, konfor alanından çıkmak için yapabileceğimiz şeylerden bir diğeridir. Örneğin diyet yaparak dönemsel kilo vermeye çalışmak yerine dengeli beslenmeyi düzen haline getirmek, alakasız bir hobi edinmek, arkadaşlarımızdan fikir almak, kesin beğenmem diye düşünülen bir etkinliğe şans vermek, uyumadan önce saatlerce telefona bakmamak, günlük makyajda yeni tarzlar denemek, sürekli ertelenen işlerin başına oturma kararı almak gibi gibi küçük kararları listeleyebiliriz. Özellikle ertelemeye, dolayısıyla vazgeçmeye meyilli bir yapımız var ise ertelememeyi zamanla alışkanlık haline getirmek, küçük adım gibi görünse de ‘Yapılabiliyormuş!’ hissi yaratmak daha ileriki aşamalar için mutlaka motivasyon olacaktır. Mental sağlık, en az fiziksel sağlık kadar önemlidir.