Bir Dönüşüm Öyküsü: Tırtıldan Kelebeğe

Bir Dönüşüm Öyküsü: Tırtıldan Kelebeğe

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

Çocukken ipek böceği besleyenlerden misiniz? Ben onlardanım! Bahar geldiğinde okulumuzun etrafında, dut yapraklarıyla dolu karton kutuların içinde ipek böcekleri satarlardı. Ben de her sene alırdım. Bu beyaz tırtılların bazıları ufak ve zayıf, bazıları kocaman ve besili bedenleri ile dut yapraklarının üstüne ileri geri kıvrıla kıvrıla yürürlerdi. Elimde ufak bir kutu, içinde dut yaprakları, dut yapraklarının üstünde yavaş yavaş hareket eden tırtıllar eve gelirdim. 

Bu renksiz, gözsüz, biçimsiz tırtıllar dut yaprağı yemeyi pek severlerdi. Günler geçtikçe dut yapraklarını kemirir, kemirdikçe beslenir, şişmanlar, uzarlardı. Sevinirdim, demek ki yakında koza örecekler! Yesinler tabii, yesinler de kelebeğe dönüşebilsinler! Oysa tırtılların kelebeğe dönüşmesini sağlayan şey, yeterli besin değil.

Koza yaptıkları zaman, beni de bir bekleyiş sarardı, kozayı yırtıp kanatlarını çıkardıkları ve bir çırpıda uçuverdikleri anı hayal ederdim. Sonradan, büyüdükçe fark ettim ki ben ve tüm diğer çocuklar, tırtılları kelebeğe dönüşsünler diye almışız. Tırtılı ve kozayı anlamak yerine, kelebeği merak etmişiz. Üstelik kelebeklere dair bilgilerimiz de doğru değil! Kelebeklerin, sanılanın aksine sadece bir gün değil, iki hafta ile bir yıl arasında değişen sürelerde yaşadıklarını biliyor muydunuz?

Kozayı ve Dönüşümü Anlamak

tırtıldan kelebeğe dönüşüm

Fotoğraf: Bankim Desai

Baharla birlikte kelebekler uçan çiçekler gibi ortaya çıkıverdi. Kısa gezintilerinizde onları dinlenirken ya da aynen arılar gibi, bitki özlerinden beslenmeye çalışırken görebilirsiniz. Bir tırtılın, yani biçimsiz, soğuk, beyaz, dümdüz bir canlının, bir kozada dönüşüm geçirip, hayatını rengarenk, cıvıl cıvıl, neşe dolu, kıpır kıpır bir canlı olarak sürdürmesi, doğanın bir mucizesi gibi bir şey! Peki bu nasıl oluyor?

Çocukken eve getirdiğim tırtıllar koza örünce, o kozanın içinde genelde ölürlerdi, kelebek olup çıkmazlardı, çıkanları da ben görmezdim, tek bulduğum yırtılmış ve boş kalmış kozalar olurdu. Kozanın sihrini anlamak gerek.

Dönüşmek, zaman alan ve uykuya yatmayı gerektiren bir iştir. Uykuya yatacağınız için, öncelikle kimsenin size zarar veremeyeceği, gerektiğince kamufle olacak bir kozaya ihtiyaç duyarsınız. Tırtıl, o kozayı kendisi yapar, sonra içine girer ve eski benliğinden vazgeçip uykuya dalar. Bu uyku boyunca kozasını örmeden önce yediği besinler onu hayatta tutar ve bedenine, dönüşümün gerçekleşmesi için gereken enerjiyi sağlar. Ve dönüşüm bir anda olmaz. Tırtıl, önce varlığının parçalarını yitirir, onların ölmesine izin verir. Bacakları gider, başının formu kaybolur, bedeninde omurgasızlık hüküm sürer. Tırtılı tırtıl yapan ögeler yok olur. 

Gördüğümüzde gözlerimizi alamadığımız renklere ve desenlere sahip o güzelim kanatlar, tırtıl her şeyini yitirdikten sonra oluşmaya başlar. Bu dönüşüm, tırtıl artık kelebek olmaya başladığında hızlanır. Kanatlar, renkler, desenler, gözler, zarif bacaklar, antenler ve gövde… Kelebek, artık kozaya sığamaz, uyanır, kanatlarını koparırcasına uçar ve hayatına kelebek olarak devam eder…

“O ne bir tırtıl, ne de kelebektir.” (Ishmael, Moby Dick)

Kelebeğe dönüşmek için sadece bir koza örmek ve içine girip uyumak yetmez. Bazı şeylerden vazgeçmek, bazı organları ve huyları öldürmek gerekir. Koza, tırtılın içine girip sadece derin ve pasif bir uyku hali yaşadığı bir yer değildir. Koza sadece güvenli bir alandır, dönüşme işini tırtıl yapar. Uykuda değil, uyanık olarak, kozanın onu şekillendirmesine izin vererek ve bazı parçalarının yok olmasına razı gelerek…

Bizler, pandeminin bizi zorla içine tıktığı kozalarımızdayız. Bu kozalanma halini, sürekli bir şeyler yapmak zorunda hissederek geçiriyorsak, dönüşemeyiz. Aynı şekilde bu kozalanma halini, asla bir şey yapmayarak geçiriyorsak da dönüşemeyiz. Bazılarımız kozalarından birer kelebek olarak çıkabilir, bazılarımız ise ne bir tırtıl ne de bir kelebek olabilir. Fakat, ülkemizde 200’ün üstünde kelebek türü var, bu 200 farklı dönüşüm biçimi demek. Dönüşmek, doğada var. Tırtılın doğasında kelebek olmak var. Bizim doğamızda ne var?

Bu aralar, kısıtlamalar da gevşeyince, kentlerde park alanlarında şu kelebekleri gözlemleyebilirsiniz:

  • Tavus Kelebeği (Inachis io)
  • Beyaz Benekli Zıp Zıp (Heteropterus oprheus)
  • Huş Kelebeği (Thecla Betulae)
  • Hanımeli Kelebeği (Limentis camilla)
  • Mor İnci (Boloria dia)
  • Orman Melikesi (Melanargia galathea)

Kelebekler, dilerim size dönüşümü hatırlatsın.

Kapak Fotoğrafı: Gary Bending