Denizlerin Neşesi Yunusların Günü: 14 Nisan

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

Yunuslar, denizlerin en neşeli, ensosyal ve en zeki canlılarından… Derinlere dalar, sonra yükseklere sıçrarlar, su altında melodik seslerle iletişim kurar ve şarkılar söylerler. Besin piramidinin üstlerinde yer aldıklarından, sağlıklı bir deniz ekosisteminin de göstergesidirler. Hatta onlara denizlerin mühendisleri de diyebiliriz. Deniz canlıların popülasyonlarını dengede tutarlar. Derinlerinde yunusların yüzmediği denizler; biraz eksik, neşesiz ve sağlıksızdır. O halde 14 Nisan Dünya Yunus Günü’nde yunusları biraz daha yakından tanıyalım mı?

Yaşasın Yunuslar!

yunuslar

Fotoğraf: Hanson Lu

  • Yunuslar sanılanın aksine balık değildir, memeli canlılardır. Yani yavrularına gebe kalırlar ve doğum yaparlar. Dolayısıyla “yunus balığı” ifadesi doğru değildir.
  • Yunuslar yavrularını 11-12 ay karınlarında taşır ve doğumdan sonra 6-9 ay emzirirler. Aynen insanlarda olduğu gibi anne yunuslar, yavrularını ailenin ya da sürünün daha deneyimli dişilerinin yardımıyla büyütür.
  • Annenin yavrusunu büyütmesine yardımcı olan daha deneyimli dişi yunuslara “teyze yunuslar” demek yanlış olmaz. Sürünün yavrularını büyütmek için bir tür kreş yunus ekibi kurarlar, yavrular büyüyüp kendi başlarının çaresine bakmaya başlayıncaya kadar yavrulara beslenmeyi, tehditlerden kaçmayı, avlanmayı, şarkı söylemeyi, iletişim kurmayı öğretirler.
  • Yunuslar derin deniz canlılarıdır. Derinlere dalarlar ve hızla deniz yüzeyinden 8 metre yükseğe kadar sıçrayabilirler. Aynı zamanda yunuslar, su altında nefeslerini 30 dakikaya kadar tutabilir.
  • Zekaları, duygusal ve sosyal yapıları insanlar kadar güçlü ve karmaşıktır. Duygularını, ihtiyaçlarını ve tehditleri ifade etmek için kendi aralarında konuştukları karmaşık bir dilleri vardır. Su altında yankı yapan bu sesleri çıkararak hem birbirleriyle hem de farklı yunus sürüleriyle iletişim kurarlar.
  • Oyuncudurlar, oyunlar oynamayı ve şarkı söylemeyi severler. 
  • Aynen tüm diğer deniz memelileri gibi yunuslar da denizlerin kirlenmesi, beslenebilecekleri balık popülasyonlarının aşırı avlanma nedeniyle düşmesi, aşırı deniz trafiği ve yaşam alanlarının yok olması nedeniyle tehdit altındadır. Buna bir de yunus parklarında mahkum edilmeyi ekleyebiliriz
  • Yunuslara yardımcı olmak için bireysel olarak yapabileceklerimizden biri, yunus parklarına gitmemek ve var olanların kapatılması için talepte bulunmaktır.
  • Yunuslar, depresyona giren canlılardır. Derinlere dalıp yükseklere sıçramak onların hem fiziksel hem de zihinsel sağlıkları için gerekli bir davranıştır. Havuzlara hapsedildiklerinde depresyona girerler. İntihar etmek için mahkum bulunduğu yunus parkı havuzuna başını vurup duran yunusun öyküsünü belki duymuşsunuzdur. Oysa deniz olan her yerde yunusları gözlemlemek mümkün, yunus görmek için yunus parklarına gitmeye gerek yok. İstanbul Boğazı’nda bile sıklıkla yunuslara rastlayabilirsiniz.

İstanbul Boğazı’nın Yunusları

yunus

Fotoğraf: Red Charlie

İstanbul’da yaşıyorsanız ve ulaşım için vapuru kullanıyorsanız ya da Boğaz hattında yürüyüş yapıyorsanız, Boğaz’da yunusları görebilirsiniz. Hem de öyle nadiren değil, sık sık! Pandemi öncesinde işe vapur ile gidip gelirdim ve sıklıkla yunusları görürdüm. Hatta bir defasında tüm hafta yunusları gözlemleyebildim. Elbette bunun için gözünüz denizde olmalı. Denizin yüzeyine hafifçe çıkan sırt yüzgeçlerini görebilmek için dikkatlice bakmalısınız. Gözlerinizi denizden hiç ayırmamalısınız. Fakat yunusları bir defa gördüğünüzde, içinizden taşan neşeye şaşıracaksınız. Ben Boğaz’da yunusları gördüğüm o ilk anı asla unutamam. Sonra sıkça rüyalarımda da görmeye başladım. Yaşasın yunuslar!

İstanbul Boğazı, 3 yunus türüne ev sahipliği yapıyor:  Afalina (Tursiops truncatus), Mutur (Phocoena phocoena relicta), Tırtak (Delphinus delphis. Bu üç tür de IUCN (Dünya Doğayı Koruma Birliği) listesine göre küresel ölçekte tehlike altında. Özellikle ülkemizde görülen tırtak türü yunusların popülasyonları son 60 yılda %50 azaldı. 

Onları özellikle mayıs-haziran aylarında sıkça görebilirsiniz ancak aslında yıl boyu Boğaz’da geçişlerine devam ederler. İstanbul Boğazı, Karadeniz’den Ege ve Akdeniz’e geçiş sağlayan tek kanal olduğundan, deniz canlıları için göç zamanlarında kritik bir rol oynuyor. Ancak yunuslar, Boğaz’daki kirlilik, besin azalması ve aşırı deniz trafiği nedeniyle burada çok mutlular diyemeyiz. Ancak var olmaları, yaşam alanlarını korumak için hala ümit olduğu anlamına geliyor. Siz de yunus parklarına gitmeyerek, kapatılmalarını talep ederek, denizleri kirletmeyerek yunusların korunmasına destek olabilirsiniz.