Anton Çehov ve Gerçekçi Tiyatro: O Tüfek Patlayacak!

Anton Çehov ve Gerçekçi Tiyatro: O Tüfek Patlayacak!

Kafkasların ve Doğu Avrupa’nın en köklü topluluklarından olan Ruslar, tarihin her döneminde adından söz ettirmeyi başarmıştır. Özellikle Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesiyle birlikte baskıcı kilise anlayışının yıkılması, determinizmin yükselişi ve liberal akımlar, Çarlık ile yönetilen Rusya’da büyük değişimlere sebep oldu. Bu değişimler sonucu ortaya çıkan gerçekçilik akımı, gelecek yüzyılların anlayışını şekillendirdi. Gelin gerçekçi tiyatroya ve bugün bile gelmiş geçmiş en iyi yazarlar arasında anılan Anton Çehov’un tiyatrosuna göz atalım…

Rus Aydınlanması

Rus aydınlanması ve gerçekçi tiyatro

Bilimin önderliğinde deterministik modernizm anlayışı, sanayi devrimi gibi araçlarla toplumsal değişimlere yol açtı. Yıllardır Çar hükmü altında yaşayan Rus halkı, tepeden inme olarak Batı’dan gelen modernist fikirler karşısında olağanüstü dönüşümler geçirdi. Sanayi devrimi sonrası çoğunluğu köylü sınıfı olan Rus toplumu, görülmemiş bir hızda şehre göç etmeye başladı. Bu durum sonrası mutlak otorite sahibi köklü Rus aristokrasisi, elit kimliğini yitirdi. Çünkü köyden kurtulup, şehirde liberal görüşler altında gelişen yeni Rus Aydınlanması’nı yakalayan halk, aristokrasi ile aralarında olan “elitlik” makasını daraltmıştı. Bunun sonucunda Tolstoy, Puşkin, Dostoyevski ve Çehov gibi dünyanın sayılı yazarları ortaya çıktı.

Halkın klasik elit Rus eğitimi dışında kontrol edilemez bir şekilde aydınlanması, beraberinde yepyeni bir sanat anlayışını getirdi. Yıllardır hüküm altında, şatafatlı saray ve onun sanat anlayışından uzak bir şekilde yaşayan halk, kendi sorunlarını kendi diliyle anlatabilir hale geldi. İmkansız bir aşk hikayesi veya milliyetçi kahramanlık hikayeleri yerine halktan herhangi bir kişinin yaşadığı dertler eserlere yansıtıldı. Yanlış şehirleşme ve kıtlık altında ezilen halk, kendi dertlerini dinlemeyi daha çekici buldu. Bu durum yalnızca halk nazarında kalmadı. Hızlı modernleşmenin gırtlaklarına bir iblis gibi çöktüğünü anlayan Çar ve aristokrasi, feodal düzen üzerine yenilemeler getirerek halkın ateşini dindirmeye çalıştı. Yıllardır boyunduruk altında yaşayan halk, kimliklerini kazanabileceklerini fark etti. Batılılaşmayı kendi elleriyle getirerek Rus Aydınlanması’nın yolunu açan Çarlık, gelecekte aydınlanmanın sonucu olarak okunabilecek devrimler sonucu yıkılacaktı. Modernizmin mekaniğini kavrayamayan aristokrasi, bir nevi kendi topuğuna sıkmıştı.

Anton Çehov ve Gerçekçi Tiyatro

Anton Çehov ve gerçekçi tiyatro

Görsel: Wikimedia Commons

Tarih bize gösteriyor ki tüm toplumsal devrimler yanında sanatsal devrimleri de getirir. Özellikle edebiyat ile başlayan gerçekçilik akımı bu dönemlerde ortaya çıktı. Peki gerçekçilik akımı nedir? Toplumsal değişimlerle ilintisi nedir? Kim bu Anton Çehov ve silahlarla derdi ne?

Sınıfsal devrimler, halkı duygulardan çıkarıp gerçeklik dünyasına itti. Bunun sonucu olarak sanat eserlerinde gündelik yaşamdan örneklere rastlanmaya başladı. Fransız ressam Gustave Courbet, realist sanat anlayışını, ilk defa eserlerine yansıtan sanatçılardan biri oldu. Resimlerde nadir olarak görünen alt ve orta sınıfı, “Bonjour Monsieur Courbet” adlı tablosunda özne olarak göstererek halkı ciddiye aldı. Sonrasında Fransa’dan Almanya’ya, oradan da Çarlık Rusya’sına sıçrayan bu akım, 18-20’nci yüzyıllar arasında sanat anlayışına önderlik yaptı. Gerçekçilik, aynı postmodern sanat akımları gibi gökten inme veya yaratılmakla değil, benzer şartlar altında yaşayan insanların benzer sorunları ele almasıyla ortaya çıkmıştır. Hem bu sebeple hem de insanın dertlerini ana özne olarak konu edinmesi sebebiyle evrensellik ideasına en çok yaklaşan sanat akımlarından biri oldu. 

Tümüyle edebiyattan beslenen göstermeye bağlı sanatların gerçekçilik akımından etkilenmemesi elbette beklenemezdi. Yapısı gereği gerçekçiliğe fazlasıyla yatkın olan tiyatro, bu alanda öncü sanat dallarından biri oldu. Yıllardır süregelen, genellikle Antik Yunan ve Aristoteles poetikasına sadık olan klasik tiyatro anlayışı, gerçekçilik akımı ile değişti. Söz gelimi tragedya ve komedyaların en büyük kaynağı ve temeli olan katarsis, ikinci plana atıldı. 

Gerçekçi tiyatroya göre sahne, dünyanın aynasıdır. Olağanüstü olaylara veya hayali bir sahne kurgusuna gerçekçi tiyatroda yer yoktur. Bu sebeple Yunan tragedyalarında alışılan koro, seyirciyle konuşma(apar) veya prologlara rastlanmaz. Gerçekçi tiyatroda sahne, teknik anlamda da gerçeğe uygun olmalıdır. Duvar olması gereken yerde duvar olmalı, bir sandalye estetik kaygılar sebebiyle gerçek boyutlarından farklı olmamalıdır. Gerçekçi tiyatroda çoğunlukla halkın dertleri anlatıldığı için her an her şey gerçekleşebilir. Örneğin bir adamın kendini astığı bir sahnede, adamın önünden bir tavuk geçebilir. Bu olay postmodern tiyatrodaki grostesk veya yabancılaştırma kavramlarının içine girmez. Kendini asan bir adamın önünden tavuk geçer çünkü sahnede gerçekleşen olay, bildiğimiz, gördüğümüz dünyada gerçekleşmektedir ve gerçek dünyada tavuklar bir insanın kendini asıp asmadığını anlayamaz. 

Önde gelen Rus aydınlarından olan Anton Çehov, gerçekçilik akımını eserlerine ustalıkla yansıtmıştır. Halkın sorunlarını halkın diliyle anlatan usta kalem, gerçekçi karakter yaratımları, esprili, nükteli yazım dili ve tezatlıklarıyla kısa zamanda ünlü bir oyun yazarı olarak anılmaya başlamıştır. Ayrıca Anton Çehov oyunları kurgusal açıdan gelecekteki birçok tiyatro akımının öncüsü olmuştur. Çehov’a göre sahnede yer alan her şeyin bir maksadı olmalıdır. Sahnede bir bardak varsa kullanılmalı, duvarda asılı bir silah varsa patlamalıdır. Klasik tiyatro anlayışının reddiyle birlikte ortaya çıkabilecek kurgu çatışması sorunları, ilk sahnede görünen silahın oyun sonunda patlamasıyla sağlanan gerçek hayat gerilimi ile aşılır. Bu kavram, postmodern tiyatro akımlarında dahi benimsenmiş, tiyatroda teknik anlamda bir devrim yaratmıştır.

En Ünlü Anton Çehov Eserleri

Martı

Yazarın ikinci tiyatro oyunu olan eser, modern tiyatronun mihenk taşlarından olarak kabul edilir. Çehov’un sıkça değindiği aristokrasi ve köylü arasındaki çatışma, iğneleyici ve alaycı bir dille aktarılır. Ayrıca feodalitedeki değişimler sonucu sınıfsal karmaşaya yer verilir. Çehov’un en bilindik eserlerinden biridir. İlk yazıldığı dönemde eleştirilere maruz kalsa da zamanla değeri anlaşılmıştır. 

Bir Evlenme Teklifi

Eserde insanlığın en basit dürtülerinden olan aile kurma isteği ve çabası, sınıfsal ve karakteristik çatışmalar ile olağanüstü şekilde anlatılmıştır. Anton Çehov’un evrensel dilinin en iyi örneklerinden olan bu oyun, Ruslar arasında geçen kız isteme merasimi üzerine kurgulansa da pekala Türkiye veya Almanya’ya uyarlanabilir. Benzer olaylar dünyanın hemen her bölgesinde her an yaşanmaktadır. Oyunun olabildiğine hayattan alınan karakterlerini mutlaka bir tanıdığınıza benzetebilirsiniz.