Güncelleme Tarihi: 9 Şubat 2024
Dünya üzerinde herkesin en az bir kere ezgilerini duyduğu çok az besteci vardır. Ya okul sıralarında ya da metro beklerken… Kimden bahsettiğimizi tahmin ediyorsunuzdur: Ludwig van Beethoven! Mozart ile birlikte tüm zamanların en iyi bestekârlarından biri olarak gösterilen Beethoven, saf yetenek ve azmin acıklı bir hayat hikayesiyle birleşmesinden ortaya çıkmış bir sanatçı. Gelin bu muazzam sanatçının iç dünyasına birlikte dalalım.
Beethoven Kimdir?
Ludwig van Beethoven, 17 Aralık 1770 tarihinde dünyaya gelen Alman bestekârdır. Klasik dönemden romantik döneme geçişte meslektaşı Mozart’tan meşaleyi almış ve bugün dahi akıllardan çıkmayan muhteşem eserler üretmiştir.
Londra Filarmoni Orkestrası tarafından 2009 yılında yayımlanan “En İyi 50 Klasik Müzik Parçaları” isimli albüme 5 farklı eseriyle girmeye başaran Ludwig van Beethoven’ın eserlerinin dünya üzerinde en çok dinlenen klasik müzik besteleri olduğu düşünülmektedir.
Her nesilde yetenekli bir müzisyen çıkarmayı başaran ailenin dünyaya getirdiği yedi çocuktan hayatta kalan ikincisi olan Ludwig van Beethoven, daha çok küçük yaşlarda babasından sıkı bir eğitim aldı ve sarayda sarayda çalışmaya başladı. Saatlerce süren piyano eğitimleri, Ludwig van Beethoven’ın kusursuz bir müzisyen olmasını sağlasa da oldukça mutsuz bir çocukluk geçirmesine yol açtı.
Ludwig van Beethoven, eğitim hayatı boyunca birçok yetenekli öğretmenden öğrenim gördü ve ünlü meslektaşı Mozart ile çalışma şansına da erişti.
Viyana çevrelerinde kısa sürede tanınan Beethoven, 1795 yılından işitme engelli olduğu döneme kadar birçok başarılı piyano konseri verdi. Ancak 13 yıllık konser hayatı Beethoven’ı kötü etkiledi ve 1817 yılında kulakları tamamen duymaz hale geldi. Bu durum, Beethoven’ı depresyona sürükledi ve çeşitli sağlık sorunlarıyla boğuşmasına neden oldu. Daha sonraları Beethoven kendini tamamen beste yapmaya adadı. 9. Senfoni gibi birçok ünlü eserini tamamen işitme engelli olduğu dönemde yazdığı düşünülmektedir.
Beethoven’ın müzik kariyerine bestekâr olarak başlamaması, üretim sayılarını da etkiledi. Örneğin dönemdaşı Mozart’ın toplamda 600’e yakın eser ürettiği düşünülürken bu sayı Beethoven için 62 ile sınırlı kalmıştır. Buna rağmen başta 5. Senfoni, 9. Senfoni ve yazdığı tek opera olan Fidelio da dahil olmak üzere günümüzde en çok bilinen besteler Beethoven’a aittir.
Ünlü sanatçı, hayatı boyunca 9 senfoni, 5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylı dörtlüsü ve bir opera yazdı. Döneminde Viyana’nın en tanınan bestekârlarından olan Ludwig van Beethoven, siroz hastalığına bağlı olarak 1827 yılında vefat etti.
Beethoven: Hayatı ve Bilinmeyenleri
Büyük sanatçıların neredeyse hepsinin oldukça zorlu bir hayata sahip olması dikkatinizi çekmiş miydi? Bu duruma en iyi örneklerden biri olan Ludwig van Beethoven, 17 Aralık 1770 tarihinde dünyaya geldi. Mechelen kentinde yaşayan Alman ve müzisyen bir ailenin hayatta kalan ikinci çocukları olan küçük Ludwig, aklı ermeye başladığı andan itibaren müzisyen babası tarafından eğitime tabi tutuldu.
Babası Johann Heinrich Keverich, genç Beethoven’ın aynı isme sahip olan dedesi Ludwig van Beethoven gibi ünlü bir bestekâr ve piyanist olmasını, saraylarda çalışmasını istiyordu. Bu nedenle Ludwig van Beethoven, daha 4 yaşındayken piyanonun başına geçti ve saatler süren çalışmalara zorlandı. Hatta öğretmeni Pfeiffer’in daha 5 yaşındayken bazen onu gece yatağından kaldırarak saatlerce zorla ders verdiği söylenir.
Zorlu Çocukluk Yılları
Ludwig van Beethoven’ın zorlu çocukluğu boyunca babası tarafından elleri morarana kadar piyano çalmaya zorlandı ve müzik yeteneğini mükemmelleştirdi. Sarayda tenor olarak çalışan babasından piyanonun yanı sıra keman ve klavye dersleri de aldı.
Kısa sürede yeteneğini kanıtlayan genç Beethoven, daha sonraları ailesinin geçimine katkıda bulunmak adına kilisede piyano çalmaya başladı. Burada yavaş yavaş adını duyurmaya başlayan ünlü bestekâr, Gilles van den Eeden ve Tobias Friedrich Pfeiffer’den klavye ve org dersleri de aldı. İlk bestesini 12 yaşında öğretmeniyle beraber yazdı. İlk halk konserini ise yedi yaşında gerçekleştirdi.
Rol Modeli: Mozart
Beethoven’ın böylesine zorlu bir çocukluk geçirmesinin arkasında babasının ve kendisinin de rol model olarak aldığı bir kişi, bir hayat yolculuğu vardır. Döneminin en tanınan bestekâr ve piyanistlerinden olan Wolfgang Amadeus Mozart’ın hayat hikayesinden yola çıkan Johann van Beethoven, oğlu için de konserlerle dolu şaşalı bir hayat planladı. Genç Ludwig’in bu konuda ne kadar istekli olduğu kesin olarak bilinmese de kendisinin Mozart’a hayran olduğu bilinmekte.
Yazdığı besteler ve verdiği başarılı konserlerin ardından kısa sürede üne kavuşan Ludwig, o dönemde çeşitli orkestralarda ve operalarda asistanlık yapmaya başladı. İlk üç piyano sonatının 1783 yılında yayınlanması sonrasında Başpiskopos Maximilian Friedrich tarafından maddi ve manevi yönden desteklendi. Fakat Beethoven’ın içi, rol modeli Mozart ile birlikte çalışmak için yanmaktaydı. Bu nedenle 1787 yılında keskin bir kararla Mozart ile çalışmak üzere Viyana’ya gitti.
Burada kısa süreli de olsa Mozart’tan dersler alan Beethoven, yalnızca iki hafta Viyana’da kaldıktan sonra annesinin ölüm haberini aldı. Apar topar Bonn’a döndü ve alkolik olan babasıyla davalık oldu. Sonuç olarak genç yaşta henüz kariyerinin başındayken kardeşlerinin de vesayetini almak ve onlara bakmak zorunda kaldı. Yaklaşık beş yıl boyunca Bonn’da kalan Beethoven, bölgenin seçkin ailelerinden von Breuning ailesi tarafından maddi olarak desteklendi ve çocuklarına müzik dersleri verdi.
Bu sırada Almanya’nın en soylu isimlerinden Count Ferdinand von Waldstein ile tanıştı ve onun adına bir sonat yazdı. 1789 yılında alkolizm problemi günden güne artan babasıyla dava sürecine girdi ve babasının maaşının yarısını kendisine ödemesini sağladı. Babasının maaşı ve sarayın seçkin orkestralarında viyola çalarak elde ettiği gelir ile evi geçindirmeyi başaran Beethoven’ın hayatı, yavaş yavaş düzene girmekteydi. Ayrıca bu gelişmeler, Mozart’ın operalarıyla tanışmasını ve ünlü flüt virtüözü Anton Reicha ile arkadaşlık kurmasını sağladı.
Viyana Yılları
Memleketinde öğretmen ve müzisyen olarak geçirdiği başarılı günlerin ardından tekrardan Viyana’ya dönmeye karar veren Beethoven, 1792 yılında klasik müziğin en ünlü bestecilerinden olan Joseph Haydn ile birlikte çalışmaya başladı. Haydn, Beethoven’ın sahip olduğu eşsiz yeteneği fark ederek ona her konuda destek oldu. Viyana’nın en ünlü saraylarında ve orkestralarında piyanist olarak adını duyurmaya başlayan Ludwig, 1795 yılında konserlerine başladı.
Her parçanın sonrasında seyircilerin dakikalarca ayakta alkışladığı muhteşem eserler ortaya koymaya başlayan Ludwig, sonunda istediği konuma ulaşmıştı. Ancak bu sefer de kapısında başka sorunlar belirdi…
Duymadan Bestelemek!
Viyana’nın çeşitli sanat çevrelerinde başarılı geçen 13 yıllık müzik kariyerinin ardından günden güne artacak şekilde işitme sorunları yaşamaya başlayan Ludwig van Beethoven, 1817 yılında tamamen işitme engelli hale geldi.
Hayatının son yıllarını tamamen beste hazırlamaya adayan Ludwig, ünlü 9. Senfoni’si de dahil olmak üzere bazı eserlerini tamamen işitme engelli olduğu dönemlerde yazdı. 1824 yılında 9. Senfoni için yapılan prömiyer amacıyla 12 yılın ardından yeniden sahneye adım atan Ludwig van Beethoven, kendinden geçmiş bir şekilde ellerini sağlarken eser bittiğinde salonda resmen bir alkış kıyameti kopmuştu. Tamamen işitme engelli olarak yazdığı besteyi yine işitme engelli bir şekilde yönettiği orkestraya çaldırırken Beethoven’ın kendinden geçmesi, daha sonraları konserin müzik tarihinin ikonik performanslarından birisi olarak gösterilmesine yol açtı.
Ünlü sanatçı, hayatı boyunca 9 senfoni, 5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylı dörtlüsü ve bir opera besteledi. 1827 yılında dönemin en çok tanınan müzisyeni olarak siroz hastalığı nedeniyle vefat etti. Arkasında büyük bir miras bırakan Beethoven’ın cenazesine 30 binden fazla insanın katıldığı düşünülmektedir.
En Ünlü Beethoven Eserleri
Klasik dönemden romantik döneme geçişin en önemli temsilcisi olan Ludwig van Beethoven hayatı boyunca toplamda 62 esere imza atmıştır. Wolfgang Amadeus Mozart ile birlikte dünyanın en tanınan bestekârlarından olan Beethoven’ın eserleri, binlerce müzisyene ilham kaynağı olmuştur. Gelin beraber bu muhteşem bestekârın en bilinen eserlerine göz atalım…
9. Senfoni D minor, op. 126 ‘Choral’
Ludwig van Beethoven denildiğinde ilk akla gelen eser olan 9. Senfoni, sanatçının tamamen duyma engelli olduğu dönemde yazılması nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. İlk yazıldığı dönemde çevresindeki herkesin Beethoven’ın durumu nedeniyle 9. Senfoni’nin çalınamayacak bir eser olduğunu düşündüğü ve ünlü sanatçıyla alay ettiği iddia edilir. Ludwig van Beethoven, 1924 yılında gerçekleştirdiği prömiyer konserinde ellerinin hareketleri ve hayalindeki notalar dışında hiç duymadığı bu müziği, muhteşem bir şekilde yönetmiş ve konsere gelen herkesi şaşkınlık içerisinde bırakmıştır.
Fidelio op. 72
Beethoven’ın yazdığı tek opera olan Fidelio 1805 yılında yazılmıştır. Müziğin ve sanatın insan dünyasını ve duygularını yansıtması gerektiğine inanan Beethoven, yazdığı operada özgürlük teması üzerinde durmuştur. Hikayede genç bir kadın olan Leonore’un kocası Florestan’ın haksız yere hapsedilmesi sonrasında onu kurtarmak için aldığı cesur kararlar konu edinilir.
Eser ilk defa 1805 yılında tamamlandığında yeterli ilgiyi toplayamayınca 1814 yılında yeniden düzenlenerek ikinci prömiyerini yapmıştır. Aynı zamanda Fransız Devrimi’nin ardından Avrupa’da esen özgürlük rüzgarlarını temsil etmesiyle politik bir yön taşıdığı da düşünülmektedir.
Ay Işığı Sonatı
Beethoven’ın en duygu yüklü eserlerinden biri olarak kabul edilen Ay Işığı Sonatı’nın resmi adı “Piyano Sonatı No. 14 in C-sharp minor ‘Quasi una fantasia’, Op. 27, No. 2”dir. Daha sık bilinen ismi ise öğrencisi ve arkadaşı tarafından ilk bölümünün ay ışığına benzediği yönündeki yorumdan gelmektedir. Sonat, Adagio sostenuto, Allegretto, Presto agitato olmak üzere üç farklı bölümden oluşur. Kesin olmamakla birlikte eserin kadın öğrencisi Kontes Giulietta Guicciardi’ye ithaf edildiği iddia edilmektedir.
Ay Işığı Sonatı, ünlü sanatçının duyma engeli çekmeye başladığı ilk dönemlere denk gelmesiyle ayrıca önemlidir.
Beethoven Hakkında Bilinmeyenler
- Beethoven döneminin popüler etkinliklerinden kör dövüş sanatına büyük ilgi duymuştur. Gençliğinde bu spora ilgilendiği ancak müzik kariyeri nedeniyle geride bıraktığı belirtilir.
- Ünlü bestekâr, dönemine kıyasla oldukça yenilikçi bir sanatçıydı. Örneğin senfonisinde dört hareket yerine beş hareket kullanması, daha önce görülmemiş bir yenilikti.
- Beethoven aynı zamanda bir şairdir. Yazdığı şiirleri müziği için ilham kaynağı olarak kullanmıştır.
- Sanatçı, hayatı boyunca hiç evlenmemiştir ancak birçok kadına aşık olmuştur. Hatta “Sevgili Bağlısız” isimli bir kadına “Ölümsüz Sevgili” isimli mektubu oldukça ünlüdür.