Beden Dili ile İnsanları Okumak

Beden Dili ile İnsanları Okumak

Netflix’in bu aralar öne çıkan filmleri arasında Red Notice adlı bir film yer alıyor. Kırmızı Bülten anlamına gelen filmde ana karakterlerden birini – FBI’da görevli profil uzmanı John’u- Dwayne Johnson canlandırıyor. Daha önce Blacklist dizisiyle de aşina olduğumuz profil analistliği, aslında pek bilmediğimiz ancak geleceğin öne çıkan meslekleri arasında yer alan bir iş kolu. Bireylerin mimik, yüz ifadesi, ses ve konuşma biçimi gibi özelliklerini bilimin yardımıyla inceleyen profil uzmanları, ayrıca beden dili okuma konusunda da ustadır. 

Böyle bir meslekle uğraşır mıyız meçhul ancak iletişimde beden dilinin önemli olduğunu düşünürsek yöneticimizle, iş arkadaşımızla ya da çocuğumuzla anlaşırken beden dili hareketlerinin gücünden yararlanabiliriz.

Beden Dili Nedir?

beden dili nedir
Beden dili nedir?

Fotoğraf: art-hauntington 

Beden dili, insanlar arasındaki iletişimi sağlayan en etkin araçlardan biridir. Mimik, jest, fiziksel duruş, yüz ifademizle kısacası anlattıklarımızı fiziksel hareketlerle desteklediğimiz sözsüz iletişim yoludur. Nasıl ki tırnak yemek endişeyi çağrıştırıyorsa ağzının kenarını kıvırmak da kişinin anlatılana inanmadığını gösterebilir. Burada bizim için önemli olan şüphe duyan ya da kızgın olan kişinin mikro ifadelerini gözlemleyebilmektir. Mikro ifade genel olarak insanların duygularını bastırmak veya gizlemek amacıyla takındığı istem dışı yüz hareketleridir ve beden dilindeki değişiklikler mikro mimikleri de okumamıza yardımcı olabilir.

Genel olarak kullandığımız beden dili hareketlerine geçmeden evvel birkaç mikro ifadeye ve anlamlarına bakabiliriz.

Beden Dilinde Mikro İfadeler ve Anlamları

Beden Dili ile İnsanları Okumak
Beden dilinde mikro ifadeler ve anlamları

Fotoğraf: Priscilla du Preez

Yüzdeki kasların hareketleri ya da gözün sağa sola oynaması hor görme ya da şaşkınlık düzeylerini ifade edebilir. Dudak kenarlarının kalkması genelde aşağılama olarak yorumlanır. Hafızamızı yoklarken genelde gözlerimiz yukarı aşağı dolanır ya da yarım daire çizer. Göz temasının bozulmaması yalan söylediğine işaret olabilir. Elin enseye teması, parmağın buruna değmesi gibi hareketler, pembe bir yalanın göstergesi olabilir. Belki de en belirgini kafamızı eğdiğimizde utanç duyduğumuz gerçeğidir. Vücut, zihinle uyum içinde olmadığında kişi bir gerçeği saklamaya çalışıyor olabilir. 

Açık ya da Kapalı Beden Dili Hareketleri

Beden Dili ile İnsanları Okumak
Beden dili hareketleri

Fotoğraf: Shamin Haky

Beden dilini açık ya da kapalı ayrıştırmamızın nedeni kişinin iletişimdeki rahatlığını göstermektir. Tabii ki bu farklılıklar kültüre ve çevreyle kurduğu iletişim düzeyine bağlı olsa da en azından bizimle iletişime geçmek istediğinin göstergesi olabilir. 

Açık beden diline sahip kişi; göz teması kurar, araya herhangi bir çanta koyma gereği duymaz ve kolları da tamamen açıktır. Kapalı beden dili kullanan insanlar, kollarını kapatır ve yüzleri veya vücutları size dönük değildir. 

Göz teması kuramamak bilinçli veya bilinçsiz olacağı gibi kültürden kültüre de değişiklik gösterebilir. Ancak sinirlilik, kızgınlık, doğru söylememe gibi duygu durumlarının habercisi olabilir. Genelde olumlu duygular daha kolay anlaşılır çünkü mutlu olduğumuzu saklama eğilimi göstermeyiz. Ancak olumsuz duygularımızı göstermekte hevesli olmadığımız için doğal bir okuyucu olmamız bu anlamda zor olacaktır. Bu ayrım da aslında bize beden dilini duygulara göre sınıflandırmanın daha isabetli olacağını gösterir. 

Dürüst olmadığımız durumlarda; gözlerimizi kaçırırız, terleyebiliriz, öne doğru eğilebilir ya da konuşurken parmağımızla burnumuza dokunabiliriz. Özellikle erkeklerin beden dilinde bu harekete daha sık rastlanır. Emin olmadıklarında burunlarının ucuna dokunma eğilimi gösterebilirler. 

Dikkatli olduğumuz durumlarda; hareketsiz kalırız, başı ellerimizin arasına alabiliriz ya da başımızı kaşıyabiliriz.

Sıkıldığımız durumlarda, beden dilimiz çevreye yönelir ve ayağa kalkmak isteriz. Gözler etrafta gezinir ya da kayar. Kişi, vücudunu konuştuğu kişinin karşısından farklı bir yöne çevirir.

Kızgınlık durumlarında; yüzümüz kızarabilir, söylediklerimizi tekrarlayabilir, hareketlerimiz hızlanabilir, duruşumuz katılaşabilir.

Hayal kırıklığı gibi durumlarda; hızlı nefes alırız, ellerimizi vücudumuzun bazı bölgelerinde uzun süre tutabiliriz. 

Hüzünlü olduğumuz anlarda; konuşulanlara kayıtsız kalırız, gözler öne bakar, yüz kaslarımız gevşer ve kendimizi izole ederiz.

Kararsız kaldığımızda ise ağız hareket eder. Hiçbir şey söylemeden ya kapanır ya açılır. İki nesne arasında kalmak ve bunu bakışlarımızla göstermek de en belirgin ipucudur. 

Sinirlilik halinde; dudaklar ısırılır, bakışlar öne çevrilir, eller cebe konur. Kişi, sessiz kalır ya da agresif bir biçimde öksürür.

Nasıl söylediğimiz neyi söylediğimiz kadar önemli olsa da bir kişi hakkında yargıda bulunabilmek için kıyafeti ya da yürüyüşü dışında pek çok bilgiye ihtiyacımız olabilir. Bir kitabı kapağına göre değerlendirmek yanlış olabileceği gibi, insanı da sadece beden diline göre yorumlamak o kişiyi bir kaba sığdırmak anlamına gelir. Bazı “işte o duruş” anları yaşasanız da burada dikkat etmemiz gereken husus; kişiyi etiketlemeden önce onu neden dinlediğimizin farkına varmaktır. İnsanları okumak sebat ve sezgi gerektirir; her karakterin çözümü ve beden dili hareketlerinin yorumu farklılık gösterebilir.

Kapak Fotoğrafı: Julian Rivera