Güncelleme Tarihi: 24 Ekim 2025
Yaylı çalgı ailesine mensup olan keman; klasik müzik, barok müzik, romantik müzik, caz, halk müziği ve pop müzik gibi müzik türlerinde aktif olarak kullanılan bir çalgı türüdür. Keman virtüözleri kemanı solo performanslar, orkestra, konçerto, oda müziği toplulukları veya farklı müzik gruplarıyla birlikte çalabilir. Kemanı ustalık seviyesinde çalan ve teknik olarak muhteşem bir şekilde kullanabilen keman sanatçıları, keman virtüözü olarak adlandırılır. Ülkemiz, çok yetenekli ve yüksek sanatsal becerileri olan en iyi kemancılara sahiptir.
Çok yönlü bir enstrüman olan keman, ünlü kemancılar ile eşsiz performanslara imza atar. Karmaşık keman soloları ve konçertolar zor bir repertuar sunsa da bu eşsiz performanslara birer örnek teşkil eder. Şimdi gelin, adını sanat camiasına yazdırmış Türkiye’nin en iyi keman virtüözlerine birlikte göz atalım!
Ayla Erduran (1934-2025)

Ayla Erduran, kemanla tanıştığında henüz ilkokuldaydı ama müziğe olan tutkusu onu kısa sürede yaşıtlarından ayırdı. İstanbul Belediye Konservatuvarı’ndan Paris ve Moskova’ya uzanan eğitimi, hem tekniğini hem de yorum gücünü mükemmelleştirdi.
Henüz 10 yaşındayken Paris’te sahneye çıkan Erduran’ı dinleyen ünlü virtüöz David Oistrakh, “Bir gün büyük bir sanatçı olacak” diyerek yeteneğini övdü.
Sahnedeki her performansı, bir hikaye anlatır gibiydi; dinleyiciler onun yorumuyla eserlere yeniden hayat bulduğunu hissederdi.
Bu sene hayatını kaybeden Ayla Erduran, genç kemancılara ilham vermeye ve Türk keman sanatının en güçlü isimlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.
Suna Kan (1938- 2023)

Türk keman virtüözü olan Suna Kan, başkemancı ve müzik eğitimcisi olarak tanınan başarılı bir isim. Müzik eğitimine oldukça erken yaşta başlayan kemancı, kısa zaman içerisinde dikkatleri üzerine çeken bir yetenek olarak karşımıza çıktı. Ülkemizin önde gelen senfoni orkestraları ile birlikte çalmış olan Suna Kan, geniş müzik bilgisi ile herkesi kendine hayran bırakmayı başardı. Kadın keman virtüözleri arasında yer alan Kan, uluslararası yarışmalarda da ülkemizi temsil etti, birçok yarışmada başarılar elde ederek ödüllerle ayrıldı.
Türk keman bestelerinde oldukça önemli bir figür olan Suna Kan, yapmış olduğu pek çok sanatsal faaliyet sayesinde Türk klasik müziğinde önemli bir yer taşıyor. Sanatçı kimliğinin yanında, bir eğitimci olarak yaptığı çalışmalarla da Türk müzik kültürüne eşsiz katkılar sağladı.
İsmail Aşan (1946-2023)

Müzik dünyasının parlak yıldızlarından biri olan İsmail Aşan, küçük yaşta gösterdiği olağanüstü yetenekle müzik otoritelerinin dikkatini çekti. Üstün yetenekli çocuklar için özel olarak kurulan komisyon tarafından devlet himayesine alınan Aşan, bu kararla birlikte müziğe olan tutkusunu daha da ileri taşıma fırsatı buldu.
A. Adnan Saygun ve Marcel Debot gibi ustaların özel programlarıyla iki yıl boyunca yetiştirilen genç sanatçı, 1963 yılında ise devlet tarafından Fransa’ya gönderildi. Yurt içinde ve yurt dışında sayısız konser veren Aşan, 1981 yılında “Devlet Sanatçısı” ünvanını alarak Türkiye’nin en önemli müzik figürlerinden biri haline geldi. Müziğe olan tutkusu, disiplinli çalışması ve olağanüstü yeteneğiyle İsmail Aşan, uluslararası alanda da büyük takdir toplamış ve Türk kemancılar arasında gurur kaynağı oldu.
Tunç Ünver (1953)

“Devlet Sanatçısı” ünvanıyla onurlandırılan Tunç Ünver, Türkiye’de pek çok önemli yapıtın ilk seslendirilmesini gerçekleştirmiş bir keman virtüözü. Paganini’nin Keman Konçertosu No:1’i, Max Bruch’un İskoç Fantezisi’ni, Samuel Barber’ın Öp. 14 Keman Konçertosu’nu ve Viextemps’un Op. 13 Keman Konçertosu’nu orkestra eşliğinde Türkiye’de ilk kez seslendirdi.
Cihat AŞKIN (1968)

Hem batı hem de doğu kültürünü benimsemiş olan Cihat Aşkın, erkek keman virtüözleri söz konusu olduğunda akla ilk gelen ve eserleri ile ülkemizin en önemli keman virtüözlerinden biri. Uluslararası bir arena da tanınmış olan keman virtüözümüz, Türk klasik müziği ve batı klasik müziği repertuvarlarında geniş bir perspektife sahip. Dört kıtada verdiği pek çok eşsiz performans sayesinde Türk Keman Okulu’nu uluslararası temsil eden bir keman ustası olarak takdir topluyor.
Cihat Aşkın keman sanatçısı kişiliğinin yanı sıra müziğin kurumsallaşması adına yaptığı birçok faaliyet ile de adından bahsettirdi. Müzik yolculuğunda gençlerin umudu oldu ve Anadolu’da başlattığı “Cihat Aşkın ve Küçük Arkadaşları (CAKA)” projesi ile gençlerin elinden tutup onları dünya platformlarına kazandırdı. Türk bestecilerine ait eserleri tanıtmış olan Aşkın; ilk seslendirme, arşiv ve yayın faaliyetleri anlamında öncü sanatçılardan biri. Cihat Aşkın, 2013 yılından beri TRT’de sürdürdüğü sanat programları ile de topluma sanat zevkini aşılamaya devam ediyor.
Hakan Şensoy (1968)

Müzik eğitimine erken yaşta başlayan sanatçı, dört yaşında Cihangir İlkokulu’nda öğrenim hayatına adım attı. 1977-1988 yılları arasında İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nda öğrenim gördü ve burada Ayhan Turan’ın keman öğrencisi oldu.
İlk resitalini 1984 yılında veren Şensoy, kısa sürede yeteneğiyle dikkat çekti. 1985 yılında İstanbul Filarmoni Derneği tarafından “Yılın En Başarılı Genç Sanatçısı” seçildi; aynı zamanda İTÜ Rektörlüğü tarafından “Sanat Dalında Üstün Başarı” ödülüne layık görüldü.
Sanat yaşamını hem solist hem de orkestra şefi olarak sürdüren Hakan Şensoy, Türkiye’nin önde gelen orkestralarıyla çalışmış ve birçok genç sanatçının yetişmesine katkı sağladı. Çağdaş Türk bestecilerinin eserlerini yorumlayarak bu alanda önemli bir köprü görevi de üstlendi.
Özcan Ulucan (1973)

Özcan Ulucan, Bulgaristan’ın Şumen şehrinde doğdu. Henüz altı yaşında keman ve solfej dersleri almaya başlayan Ulucan, müzik eğitimine erken yaşta adım attı. 1989 yılında Türk azınlığına uygulanan baskılar sonucu ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Ulucan, Türkiye’ye geldikten hemen sonra, öncelikle İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında, sonrasında da Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarında eğitimine devam etti.
Özcan Ulucan, zorlu göç sürecine rağmen müziğe olan tutkusundan asla vazgeçmedi ve Türkiye’de de eğitimine başarıyla devam etti. Yetenekleriyle müzik dünyasında kendine sağlam bir yer edinmeyi de başardı.
Atilla Aldemir (1975)

Keman sanatçıları denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri olan Atilla Aldemir, 1975 yılında İstanbul’da doğdu ve müzik eğitimine Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda başladı. Aldığı uzun eğitimlerden sonra Viyana’da Barbara Gorzynska ve Profesör Matthias Maurer ile çalışmalarına devam eden Aldemir, uluslararası alanda da adını duyurmayı başardı. 2011 yılında ise Donizetti Müzik Ödülleri’nde “Yılın En İyi Yaylı Çalgılar Yorumcusu” ödülüne layık görüldü.
Konserlerinde özel olarak seçtiği enstrümanlarıyla dikkat çeken Aldemir, 1840 yapımı J.B.Vuillaume keman ve 1560 yapımı Zanetto Peregrino viyola ile sahneye çıkıyor. Bu özenle seçilmiş enstrümanlar, sanatının kalitesini ve duyarlılığını yansıtıyor. Atilla Aldemir, kusursuz tekniği ve duygusal derinliğiyle dinleyicileri büyülemeye devam ediyor.
Ece Dolu (1993)

Ece Dolu, 1993 doğumlu bir keman virtüözü. Yetenekli sanatçı henüz 8 yaşındayken Akdeniz Üniversitesi Antalya Devlet Konservatuvarı’nı kazanarak müzik yolculuğuna başladı. 2003’te Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’yla verdiği ilk solo konserle sahne alan en genç virtüöz unvanını aldı.
Kariyerinin ilk yıllarında uluslararası yarışmalarda dereceler elde eden Ece Dolu, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in Türkiye ziyareti sırasında Çankaya Köşkü’nde sahne alarak dikkatleri üzerine çekti.
Üniversite yıllarında dünyaca ünlü kemancı Mikhail Kopelman ile çalıştı; Fazıl Say, Itzhak Perlman, Maxim Vengerov ve Gülsin Onay gibi büyük isimlerle aynı sahneyi paylaştı. Genç yaşına rağmen uluslararası arenada Türkiye’yi başarıyla temsil etmeye devam ediyor.
Deniz Şensoy (2000)

Deniz Şensoy, 2000 doğumlu bir Türk keman sanatçısı. Yorum gücü, zarif ton rengi ve teknik yetkinliğiyle öne çıkıyor.
Müzik eğitimine küçük yaşta başlayan Şensoy, dokuz yaşında ilk kez solist olarak sahneye çıkarak erken yaşta dikkat çekmeyi başardı. Eğitimine Türkiye’de başladıktan sonra Almanya’da, Hannover Müzik, Drama ve Medya Üniversitesi’nde dünyaca ünlü keman hocalarıyla çalışmalarını sürdürdü. Gerek tekniği gerek sahne hakimiyetiyle kısa sürede uluslararası klasik müzik çevrelerinde adını duyurmayı başardı.
Türkiye’nin ve Avrupa’nın önde gelen orkestralarıyla konserler veren Deniz Şensoy, hem solo hem de oda müziği alanında aktif olarak sahne almaktadır. 2021 yılında İKSV Vakfı’nın “Aydın Gün Teşvik Ödülü”’ne layık görülerek, genç yaşına rağmen sanatsal başarısını tescilledi.
Bartu Özsoy (2003)

Bartu Özsoy küçüklüğünden beri müzikle iç içe. 4 yaşında keman çalmaya başlayan yetenekli sanatçı 11 yaşındayken Fransız Hükümeti davetiyle Fransa’ya orada eğitim aldı. 14 yaşında ilk senfonisini yazan Bartu Özsoy yeteneğiyle emeği buluşturarak kendini çok hızlı geliştirdi ve ortaya koymaya başladı.
Bartu Özsoy müzisyenliğinin yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine katkılarıyla da tanınıyor. Pandemi döneminde dayanışma projelerinde yer alan Özsoy, Amazon Yağmur Ormanları Koruma Vakfı üyesi ve ormanları koruma adına konserlerde çalıyor. UNICEF bağlantılı projelerde de yer alan Bartu Özsoy iyi bir sanatçı olmanın ötesinde iyi de bir insan olma yolunda ilerliyor…
Bade Daştan (2007)

Bade Daştan, 2007 doğumlu genç bir Türk keman virtüözüdür. Küçük yaşta müziğe yöneldi, beş yaşında ise kemanla tanıştı. Henüz çocuk yaşlarında sergilediği üstün teknik becerisi ve sahne disipliniyle kısa sürede dikkat çekti.
Akademik eğitimine Ankara’da başlayan Bade, bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası yarışmada dereceler kazandı; sayısız senfoni orkestrası ve oda müziği topluluğuyla sahneye çıktı. Üstllik 2024 yılında, dünyanın en seçkin müzik okullarından biri olan Curtis Institute of Music’e Türkiye’den kabul edilen ilk kemancı olarak önemli bir başarıya imza attı Aynı yıl, İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından verilen Aydın Gün Teşvik Ödülü’ne layık görülmüştür.
Henüz genç yaşına rağmen yorum gücü, sahne karizması ve müzikal olgunluğuyla dikkat çeken Bade Daştan, Türk klasik müzik sahnesinin geleceğine yön verecek isimlerden biri olarak gösteriliyor.
Defne Güngör (2009)

2009 yılında Ankara’da doğan Defne Güngör, müzikle henüz dört yaşında başladığı piyano eğitiminde tanıştı. 2015 yılında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Hazırlık İlkokulu’na kabul edilerek keman eğitimine Vseslava Kudinova ile devam etti.
2018’de ÇEV Sanat’ın “Genç Yetenekler Projesi” kapsamında desteklenmeye başlayan Güngör, 2021 yılında Belçika’daki Musica Mundi Müzik Okulu’ndan burs kazanarak Leonid Kerbel ile çalışmalarını Brüksel’de sürdürmeye başladı.
Yurt içinde ve yurt dışında birçok konser, yaz okulu, radyo ve televizyon programında yer alan sanatçı; Dora Schwarzberg, Igor Tkatchouk, Alexander Vinnitski, Clara Zahler, Itzhak Rashkovsky, Cihat Aşkın, Herbert Greenberg, Eva Acne Szily, Adilhoca Aziz ve Ani Schwarz gibi önemli isimlerle masterclass çalışmaları gerçekleştirdi.
Defne Güngör, uluslararası yarışmalarda kazandığı derecelerle Türkiye’yi başarıyla temsil eden, yeni nesil keman virtüözleri arasında öne çıkan genç bir müzisyendir.
Kapak Fotoğrafı: Michel Catalisano











