Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
80’lerde doğmuş ve çocukluk yıllarını 90’larda geçirmiş “amca” ve “teyze”ler bugünün çocuklarına dönüp “Bunlar da oynamayı hiç bilmiyor” diye düşünüyor. Zaten hiçbir nesil bir sonrakini beğenmez ama bu sözün gerçekliğe yakın olmasında çok önemli bir faktör var. 90’larda teknoloji bu kadar gelişmemiş, her çocuk akıllı telefon ve bilgisayar kullanmayı öğrenerek büyümemişti. Bu nedenle çok basit bir mekanizma bile hemen bir oyuncağa döner ve sokaklarda saatlerce süren bir eğlencenin kapılarını aralardı. Gelin bu 90’lar oyuncakları arasında öne çıkanları yeniden hatırlayalım.
Tüf Tüf
Bu oyuncak için tek ihtiyacınız bir plastik boru ve biraz kağıt. İşte eğlence bu kadar kolay! Gazete kağıtları küçük parçalar halinde kesilir ve külah yapılır. Yaklaşık 1 metre kesilen borunun içinden rahat geçebilecek boyutta olması önemli. 90’ların çocukları bu konuda zaten uzmandı. Sonrasında arkadaşlarınızla birlikte kağıtlarınızı alır ve belirlediğiniz hedefi vurmaya çalışırdınız. Hatta 2 gruba ayrılıp birbirinizi vurmaya çalışabilir, mahalle arası paintball’u boyasız ve masrafsız şekilde oynayabilirdiniz.
Solo Test
Üzerinde 33 delik ve 32 piyonu olan küçücük bir oyuncakla saatlerini harcadı 90’lar çocukları. Dama mantığı ile her piyonu birbirinin üzerinden atlattığımız ve en sona en az piyonu bırakmaya çalıştığımız bu oyuncak, bir dönemin birbirine hava atma aracıydı. O yıllarda kimsenin çocuğu paşa değildi, bu nedenle Solo Test’in piyon sayısını baz alarak yaptığı acımasız yorumlarından herkes kurtulmak istiyordu.
Fırıldak
Kalabalık meydanlarda ya da Taksim’de gezerken bir adamın elindeki ışıklı oyuncağı lastik yardımıyla havaya fırlattığını gördünüz mü? İşte 90’lar oyuncakları arasında onun çok daha gelişmişi vardı: Fırıldak. Bir çubuğa takılan daire biçimindeki plastik, küçük bir parça yardımıyla hızla yukarı çıkarılıp havaya fırlatılırdı. En yükseğe kim ulaşacak yarışması yaparken ağaçlara takılmamasına ve komşunun bahçesine düşmemesine de dikkat etmek önemli.
Bilyalı
Sizi, bugün sık sık gördüğümüz elektrikli scooter’ların atası ile tanıştıralım: Bilyalı. Adını tekerleklerinden alan bu alete eğer 90’larda sahipseniz oldukça havalıydınız. Çocukların en sevdiği bu ulaşım aracı için birkaç tahta ve bilya yeterliydi. Tabii bir de yetenekli bir tanıdık gerekliydi. Bugün scooter’ını büyük bir ustalıkla kullanan 30’lu yaşlarda birini görürseniz çocukluğunu hangi oyuncakla geçirdiğini kolayca anlayabilirsiniz.
Taso
1997 yılında yayınlanmaya başlayan Pokemon ile 2000’li yıllara kadar uzanan efsane oyuncak taso, ilk olarak Looney Tunes karakteriyle hayatımıza girdi. Üzerinde Tazmanya Canavarı, Bugs Bunny, Daffy Duck gibi karakterlerin yer aldığı bu renkli oyuncaklar, hala daha hatıra olarak birçok evde saklanıyor.
Sanal Bebek
90’larda teknoloji bu kadar gelişmemişti dediysek bu hiç yoktu anlamına gelmiyor tabii ki. Dünyanın Tamagotchi olarak bildiği, bizimse sanal bebek dediğimiz bu oyuncak, bir dönem tüm çocukların cebindeydi. Yumurtadan çıkan sürpriz bir hayvanın tüm ihtiyacını karşılamanız gerektiği için bu oyuncak, şu anki telefonlar gibi sık sık kontrol ettiğimiz bir aletti. Amaç tam olarak bu muydu bilemiyoruz ama sanal bebeğin o dönemin çocuklarına sorumluluk duygusu aşıladığı gerçek.
Atari
Super Mario ile nasıl tanıştınız bilmiyoruz ama 90’lar çocukları için bunun cevabı atari. Hatta “Kol bozuk” lafı ilk olarak o zamanlar söylendi. Tenis dünyasının efsane ismi Andre Agassi de bir video oyunuyla kahramanımız oldu. Kaset değişiminin popüler olduğu o günlerden kalan alışkanlık, bugün hala pikselli oyunlara duyulan ilginin nedenini açıklıyor.
