Güncelleme Tarihi: 14 Haziran 2025
İstanbul tarihi ve doğal güzellikleri nedeniyle pek çok dizi, film, şiir ve sanat eserine ilham vermiş ve konu olmuştur. Şehrin tarihi efsane hikayeler, mitler ve destanlarla anlatılagelmiştir. Bu büyülü topraklardaki en özel yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı da gizemli tarihin mistik yapılar arasında sayılabilir. Bu tarihi yere özel bir yolculuk niteliğindeki yazımızı okuduktan sonra, henüz gitmediyseniz merakınızın katmerlenerek artacağına ve bilet almakta gecikmeyeceğinize eminiz! Haydi gelin, birlikte yerebatan sarnıcı hakkında bilgi depolayalım ve zamanda etkileyici bir yolculuğa çıkalım…
Yerebatan Sarnıcı’nın Hikâyesi
Fotoğraf: Unsplash | Efe Yağız Soysal
1500 yıllık devasa bir yapı ile karşı karşıyayız. Önce “Yerebatan sarnıcı nedir?” sorusunu cevaplamakla başlayalım ve bunun için rotayı Roma’ya çevirelim.
MS 532 yılında Roma İmparatoru Justinianus tarafından inşa edilen yapı, Stoa Bazilikası’nın altında yer aldığından Bazilika Sarnıcı olarak da biliniyor. Dönemin en büyük yeraltı sarnıcı olarak kaynaklara geçen İstanbul Yerebatan Sarnıcı, şehrin su ihtiyacını karşılamak maksadı ile inşa ediliyor. Döneminde kapalı sarnıca Belgrad Ormanı’ndan kemerler ile su taşındığı biliniyor. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarına dahil olduğunda ise sarnıç su dağıtım merkezi olarak kullanılmaya başlanıyor.
Dev yapıya 52 basamaklı taş bir merdivenle iniliyor. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre uzunluğunda olan 336 sütun var. Bu sütunları incelerken sanki bir zaman portalından geçiyor hissine kapılma ihtimaliniz kuvvetle muhtemel. Suyun içerisinde tavana doğru yükselen bu sütunlar her sırada 28 tane olacak şekilde 12 sırayı meydana getiriyor. Burada kendinizi taş bir ormanda hissedebilirsiniz…
Yerebatan Sarnıcı, kurulmasından bu yana pek çok kez restore edilmiş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde iki kez restore edilen sarnıcın birinci restorasyonu 3. Ahmed döneminde, ikincisi 19.yüzyılda Sultan 2. Abdülhamid zamanında gerçekleşmiş.
Sarnıcın inşasında 7 bin kölenin çalıştığı biliniyor! Bu bilginin yanında bir başka ilginç sayısal bilgi de sarnıça suyun getirilme hikâyesinde saklı… MS 368 yılında İmparator Valens sarnıcın suyunu, tam 971 metre uzunluğundaki Valens Bozdoğan Kemeri ile İmparator Justinianus’un yaptırdığı 115.45 metre uzunluğunda Mağlova Kemeri yardımı ile Belgrat Ormanları’ndaki Eğrikapı su taksim merkezinden getiriyor. Epey uzun bir kanal… Sarnıçtaki sütunların oyma ve kabartma halindeki süsleri de muazzam.
İstanbul’un Sıfır Noktasında Gizlenen Miras: Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı; İstanbul’un tarihi yarımadasında, görkemli Ayasofya’nın hemen güneybatısında, Yerebatan Caddesi üzerinde konumlanır. Bizans döneminde imparatorluğun merkezi kabul edilen Milyon Taşı’na olan yakınlığı, bu yeraltı yapısının yalnızca mimari değil, aynı zamanda stratejik ve tarihsel bir önem taşıdığını da gösterir.
Petrus Gyllius’un İzinde: Sarnıcın Yeniden Keşfi

Yüzyıllar boyunca göz ardı edilen ve unutulmaya yüz tutan Yerebatan Sarnıcı, 16. yüzyılda adeta tarih sahnesine geri döndü! Peki ama nasıl?
1545 yılında İstanbul’u keşfe çıkan Fransız doğabilimci ve seyyah Petrus Gyllius, semt sakinlerinin evlerinden kovalara su çektikleri gizemli bir yeraltı yapısından söz etmesi üzerine iz sürmeye başladı. Bodrumlardan ulaşılan bu gizli su kaynağını araştıran Gyllius, sonunda Bizans’ın görkemli yeraltı yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı’nı gün yüzüne çıkardı.
Yerebatan Sarnıcı’nın Mimari Kimliği

Yerebatan Sarnıcı’nın eşsiz bir mimariye sahip olduğundan bahsettik. Bu mimariyi ilgilileri için biraz daha detaylı inceleyebiliriz. Örneğin sarnıç içerisinde yer alan 336 sütunun büyük kısmı, Bizans ve Roma döneminde inşa edilen antik yapılardan elde edilen devşirme, yani spolia malzemelerdir. Üstelik farklı türde mermer ve granit kullanılmıştır. Yani bu sütunlar, Ayasofya ve çevresindeki yapıların da bir parçası olabilir!
Yerebatan Sarnıcı’nın yapımında kullanılan sütunların farklı dönemlere ve yapılara ait olduğunun farklı kanıtları da bulunuyor. Örneğin; sarnıçta yer alan 98 sütun başlığı, zarif motiflerle karakterize edilmiş Korint tarzındadır. Pek çok başlıkta korint üslubunun üzerinde başka bir taşıyıcı katman yerleştirişmiş. Bazılarında ise sadece basit bir taşıyıcı katman bulunuyor. Ayrıca süslemesiz, yalın Dor tarzına sahip birkaç başlık da karşımıza çıkıyor.
Sarnıç, kayalık zemin üzerine yerleştirilmiş tuğla örgülü duvarlara sahiptir. Çevre duvarlar yaklaşık 4 metre kalınlığa sahiptir ve Horasan harcıyla sıvanarak su yalıtımı sağlanmıştır.
Son olarak; Yerebatan Sarnıcı’nın tavanı, “çapraz tonoz” yani haç biçiminde tonozlar ve yuvarlak kemerlerle örülmüş yapıdadır. Bu tonoz sistemi, kemerlerin üst üste bindirilmesiyle oluşturulmuş, güçlü bir yük dağılımı sağlayan Roma‑Bizans mimarisine tipik bir örnektir. Bu bilgiler, Yerebatan Sarnıcı’nın mimari derinliğini ve tasarım zekâsını daha net anlamamıza olanak tanıyor.
Asırlar boyunca İstanbul’u etkileyen 22 büyük depreme rağmen neredeyse hiç zarar görmeden günümüze ulaşmış olması, Bizans mühendisliğinin ne denli ileri olduğunu gözler önüne serer. Tuğla ve özel harçla örülen esnek yapısı, yeraltındaki konumuyla birlikte sismik dalgalara karşı doğal bir koruma sağlamıştır. Bu olağanüstü dayanıklılık, sarnıcın yalnızca bir su deposu değil, aynı zamanda mühendislik dehasının bir anıtı olduğunu da gösteriyor.
Yerebatan Sarnıcı’ndaki Efsane: Medusa
Belki de çoğu yerli ve yabancı turist gibi sarnıca ilk adımınızı attığınız anda önce onu görmek isteyeceksiniz. Tarihiyle, anlatılarıyla, hikâyesiyle büyüleyici Medusa’nın dikkat çekmemesi zaten mümkün değil!
Sarnıcın kuzeybatı köşesinde iki sütunun hemen altında iki Medusa başı bulunuyor. Genç Roma Çağında bir yapıdan alınarak sarnıca getirildikleri tahmin edilen bu iki eser Roma Çağı heykel sanatının şaheserleri.
Bizans döneminden kalma iki Medusa başlığının biri ters yöne bakar şekilde, diğeri baş aşağıdır. Çünkü başı yanlış yöne doğru yerleştirilmiştir. Turistlerin oldukça ilgisini çektiği gibi sarnıca verdikleri atmosfer de büyüleyici. Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgondan biri olarak geçer. Gorgonlar üç kız kardeş. Bu üç kız kardeşten Medusa’nın özellikleri arasında kendisine bakanları taşa çevirme özelliği yer alıyor. O dönemde büyük ve özel yapıları koruma maksadı ile Gorgon kardeşlerin resim ve heykelleri böyle yapıların içerisine alınması iddia ediliyor. Medusa heykellerinin bu düşünceyle sarnıçta oldukları savunuluyor.
Yerebatan Sarnıcı’ndaki Bir Diğer Efsane: Gözyaşı Sütunu
Gözyaşı Sütunu veya Ağlayan Sütun olarak adlandırılan bu sütun rivayete göre; kabartmaların gözyaşı hâlini almasının nedeni Büyük Bazilika’nın inşasında binlerce kölenin ölmesi. Efsanevi bir hikâyeye ev sahipliği yapması ile bizleri büyülüyor.
Yerebatan Sarnıcı’nın en çok dikkat çeken unsurlarından biri, halk arasında “Tavuk Gözü” olarak da bilinen bu sıra dışı sütun; yüzeyindeki gözyaşını andıran damla motifleriyle diğerlerinden hemen ayrılıyor. Bir başka rivayete göre, sütunun dilekleri gerçekleştirme gücü vardır. Ziyaretçiler, üzerindeki küçük deliğe parmaklarını yerleştirip saat yönünde bir tur çevirerek dilek dilerler. Bu gelenek, antik bir yapının içinde modern bir ritüele dönüşmüş nadir deneyimlerden biridir. Ayrıca kimi ziyaretçiler sütunun yer aldığı suya para atarak dilek dilemeyi ihmal etmiyor.
Yerebatan Sarnıcı’nın Restorasyonu

Cumhuriyet Dönemindeki en büyük onarımı 1985 yılında gören Yerebatan Sarnıcı, 1987 yılından beri ziyarete açıktır. Yıllar içerisinde bakıma ihtiyaç duyan sarnıç ciddi hasarlar da aldı. 2020 yılına gelindiğinde ziyarete kapatılan Yerebatan Sarnıcı özenli ve uzun bir restorasyon çalışmasına alındı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışma 2022 yılının Temmuz ayına gelindiğinde tamamlandı ve ziyarete açıldı. Önceden yalnızca beton bir yürüyüş yolu bulunan sarnıca, su yüzeyine daha yakın bir seviyede yeni bir yürüyüş alanı eklendi. Sizleri etkisi altına alacak yeni heykeller de yerini alarak sarnıcın çekici havası arttı.
Yerebatan Sarnıcı Sergileri
Yerebatan Sarnıcı, her ayın belli zamanlarında; konser, sergi ve birbirinden çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmasıyla da biliniyor. Ortamın eşsiz akustiği ve atmosferi ile gerçekleşen bu etkinlikler katılımcılara unutulmaz anlar yaşatılıyor. Özellikle haftanın belirli günlerinde saat 19.30-22.00 saatleri arasında sürpriz konserler gerçekleştiriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İBB Miras, İBB Kültür ve Çek Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu’nun ortaklığında hayata geçirilen “Yeraltının Kapıları – Geçiş ve Yansıma ile Mekâna Dokunma” sergisi, Yerebatan Sarnıcı’na bambaşka bir soluk getiriyor. Çek heykeltıraşlar Vlastimil Beránek ve Jaroslav Prošek’in kristal malzemeyle şekillendirdiği eserler, tarihle iç içe geçmiş bu etkileyici mekânda sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, kristalin ışıltısını sarnıcın yüzyıllara meydan okuyan sütunlarıyla bir araya getirerek zamansız bir deneyim sunuyor.
Yerebatan Sarnıcı Nerede ve Nasıl Gidilir?

İstanbul’un Fatih semtinde yer alan sarnıç özellikle Sultanahmet’e gelenlerin genelde uğradığı tarihi yerlerden biri zira bu iki yer oldukça yakın.
Sarnıça ulaşmk için Avrupa Yakasında iseniz Karaköy-Bağcılar tramvay hattını kullanabilirsiniz. Karaköy durağında indikten sonra tabelaları takip edip birkaç dakika içinde sarnıca ulaşabilirsiniz. Ayrıca Eminönü’nden tramvay yolunu izleyerek de Yerebatan Sarnıcı’na ulaşım sağlayabilirsiniz.
Anadolu Yakasından gelecekseniz; Beşiktaş vapuruna atlayıp yine Karaköy tramvayına binmek en kısa yoldur. Ayrıca Marmaray’ı kullanarak Sirkeci istasyonunda indikten sonra birkaç dakika yürüyerek de Yerebatan Sarnıcı’na ulaşabilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücretleri
Bu muhteşem atmosferi görmeyi arzuladığınız için “Yerebatan Sarnıcı ne zaman açık?” sorularınızı duyar gibiyiz. Sarnıcın en güzel yanlarından biri haftanın her günü ziyarete açık olması hem de geç saatlere kadar!
09:00-18.30 ve 19.30- 22.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekleyen sarnıca online bilet alarak girebilirsiniz böylece olası uzun bir sırada epeyce beklemenize gerek kalmaz. Şunu da belirtelim; 19.30-22.00 saatleri arasında sarnıcı ziyaret etmek isterseniz, biletinizi yalnızca Yerebatan Sarnıcı gişesinden alabilirsiniz. Öğrenci, öğretmen, yerli ve yabancı turist fiyatlarını buradan inceleyebilirsiniz.
Son olarak; Tom Hanks, Jackie Chan, James Bond gibi efsane isimlerin de Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ettiğini biliyor muydunuz? Yerebatan Sarnıcı’nın eşsiz atmosferini efsanevi filmlerde de görmek isterseni; The International, Inferno, The Accidental Spy ve From Russia with Love yapımlarına göz atabilirsin!
Kapak Fotoğrafı: Unsplash | Raimond Klavins
