Sosyal Medyanın Pasifleştiren Etkisinden Sıyrılmak İçin Ritüeller

Sanal alem ve ekranlar çağında birçoğumuz “pasifliğe” doğru hızlı bir geçişteyiz. Kendimizi ekrana kilitlenmiş halde buluveriyoruz… Oysa ki insanın fiziksel, zihinsel ve enerjisel yapısı temelde “varlığını hayata yansıtma” ihtiyacını karşılamak için bu yaşamda. Bu kadar pasif ve izleyici konumda kalmak bir nevi yaradılışa zıt düşmek demek. Üstelik bu izleme halinde fiziksel buluşmalardaki göz göze temas ve dinleyicilik hali yani ilişki kurma da pek yok. Sanal alem çağında varlığın eriyip yok olmasına izin vermemek ve peşi sıra gelecek birçok hastalığa yakalanmamak adına ritüeller iyi araçlar olabilirler.

Ritüeller uzun zamandır insan kültürünün bir parçası ve hayatımızda anlam ve yapı yaratmanın bir yolu. Peki, ritüellerin duygusal refahımız için tam olarak faydaları neler? Ritüellerin ruh sağlığımızı nasıl iyileştirebileceği, varlığımızı ortaya koyarak özdeğeri nasıl besleyebileceği, ilişkilerde bağları nasıl güçlendirebileceği ve bir amaç duygusunu nasıl geliştirebileceği üzerine bilgilere gelin birlikte yelken açalım…

Ritüel Ne Demek?

ritüeller

Ritüelin sözlük anlamına baktığımızda “Bir din veya inanç sistemine ait ibadet, ayin, merasim ve bu sırada uyulması gereken kurallar ve adet haline gelmiş uygulamalar” tanımını görüyoruz.

Kolektif bilgi kaynağı Vikipedia’da ise tanım şöyle “Bilinçli anlayış, duygusal bağlam veya sembolik anlam ne olursa olsun, bir bireyin, grubun veya çevrenin iç veya dış durumunu değiştiren tekrarlanan, yapılandırılmış bir eylem veya davranış dizisi”.

Ritüelleri; inançlarınıza göre, bilinçli ve farkında olarak belli bir düzende gerçekleştirdiğimiz ve duygusal bir bağlamı olan eylemler olarak da özetleyebiliriz.

Ritüeller ve Amaçları

ritüel ne demek

Ritüeller, deneyimlerimiz için bir çerçeve oluşturan bilinçli uygulamalar. Sabah kahvesi gibi basit rutinlerden, bir kişiyi anmak için düzenli olarak yapılan eylemlere kadar geniş bir yelpazede yer buluyorlar.

Düzenli yürüyüşler ve taş toplama gibi özel etkinlikler, belli zaman aralıklarında ağaca sarılmak ve topraklanmak, pazar kahvesi buluşmaları, bazı günlerde meditasyon ve tütsü yakmak, herhangi bir kaygı olmadan sadece varlığı ortaya koymak adına yapılacak sanatsal aktiviteler, basit yoga pratikleri, düzenli olarak dans etmek, balkon bahçeciliği ve daha birçok basit ritüel saymak mümkün. Ayrıca örnekler arasına; ölüm, kaza, ayrılık gibi zorlayıcı durumları daha kolay atlatabilmek için de özel ritüelleri de ekleyebiliriz.

Ritüellerin amaçlarını şöyle özetleyebiliriz:

  • En özde, ritüellerin ortak amacı yaşam denen kaosun ortasında anlam bulma çabasını beslemek ve hayata tutunmayı, köklenmeyi kolaylaştırmaktır.
  • Ritüeller ile eylemlerimizde farkındalığı yükseltiriz. Bu farkındalık, kendimizle ve çevremizle daha derin bir bağ kurmamızı kolaylaştırır.
  • Birçok insan, ritüellerin sağladığı tekrar ve aşinalıkta rahatlık bulur ve öngörülemeyen zamanlarda kontrol ve öngörülebilirlik duygusunu güçlendirir.
  • Ritüellerin bazıları kültürel veya bir grup için öneme sahiptir ve duygusal dünyamızı zenginleştiren gelenek ve anılardan güç almamıza vesile olurlar.

Ritüeller Stres ve Kaygıyı Nasıl Azaltır?

güçlü ritüeller

Ritüellerin temel faydalarından biri, stresi ve kaygıyı azaltma yetenekleridir. Tanıdık bir rutine katılmak, zihnimizin yön değiştirmesini sağlayarak sakinleştirici bir etki yaratır. Bu, özellikle beynimizin çok çalıştığı, yüksek stresli zamanlarda faydalı olur.

Örneğin, önemli bir toplantıdan önce basit bir nefes alma ritüelini düşünün. Durup nefesimize odaklanarak kendimizi toparlayabilir ve kaygılı hislerle başa çıkabiliriz. Bu uygulama sadece sinirlerimizi yatıştırmakla kalmaz, aynı zamanda genel performansımızı da artırır. Yoğun bir güne başlarken sabah kahve içerek pencereden dışarı bakmak gibi basit bir alışkanlık bile ritüel farkındalığı ve sürekliliğindeyse faydası yüksek olabilir.

Ayrıca, ritüellerin öngörülebilirliği duygusal istikrar sağlar. Ne bekleyeceğimizi bildiğimizde, bunalmışlık hissini azaltabiliriz. Zamanla, bu küçük eylemler günlük stres faktörleriyle başa çıkma şeklimizde önemli gelişmelere yol açabilir.

Ritüellerin Bağ Kurmadaki Rolü

Ritüeller, başkalarıyla bağ kurmada önemli bir rol oynar. İster haftalık aile yemekleri, yürüyüşler gibi etkinlikler ister bayram gelenekleri olsun, paylaşılan pratikler katılımcılar arasında bir bağ oluşturur. Bu birliktelik anları aidiyet duygumuzu güçlendirir.

Birlikte ritüellere katıldığımızda, ilişkilerimizi besler ve iletişim yollarını açarız. Bu deneyimler, birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlayarak duygusal destek ihtiyacımızı karşılar ve empati kurmamızı kolaylaştırır.

Ayrıca, topluluk ritüellerine katılmak sosyal çevremizi genişletebilir. Yerel kutlamalar ve sosyal etkinlik buluşmalarından kültürel törenlere kadar, tüm paylaşım alanları bizi yeni arkadaşlarla tanıştırabilir ve topluluk duygumuzu güçlendirebilir.

Duygusal Sağlık İçin Kişisel Ritüeller

İhtiyaçlarınıza göre kişisel bir ritüel oluşturmak, duygusal sağlığınızı önemli ölçüde iyileştirebilir.

  • Size huzur veya neşe veren şeyleri belirleyerek başlayabilirsiniz. Bu meditasyon, doğa yürüyüşü veya el işi olabilir.
  • Odak noktanızı belirledikten sonra, bu uygulama için özel bir zaman ayırmakla ilk adımı atabilirsiniz. Tutarlılık çok önemlidir; gününüzde veya haftanızda ritüelinize düzenli olarak katıldığınız anlar, istikrar ve rahatlık hissi yaratır.
  • İster kısa bir 5 dakikalık farkındalık molası, ister özenli bir aylık kutlama olsun, sizinle neyin uyumlu olduğunu bulmanız ritüel devamlılığı için kilit noktadır.
  • Ritüellerinizde esnekliğe izin vermeniz de önemlidir. Bu uygulamaların güzelliği, yaşam koşullarınıza uyum sağlayabilmelerinde yatar.
  • Amacınızın kendinizle bir bağ kurmak ve duygusal refahınızı beslemek olduğunu kendinize hatırlatarak ritüellerden maksimum fayda sağlayabilirsiniz.

Ritüelleri günlük yaşamımıza dahil etmek, stresten kurtulmaktan ilişkilerde iyileşmeye kadar sayısız duygusal fayda sağlayabilir. Bu uygulamaları bilinçli bir şekilde seçip uygulayarak genel refahımızı artırabilir ve daha tatmin edici bir yaşam sürdürebiliriz.

Ritüellerin Faydalarına Dair Bilimsel Çalışmalar

Ritüellerin faydalarına dair araştırmalar gösteriyor ki kişi inancını, yaşam sevincini, var olma enerjisini, sosyalliğini besleyen fiziksel ritüeller ile önemli faydalar sağlayabilir. İşte, birkaç örnek…

  • Yapılan bir araştırmada, bir grup insandan yabancıların önünde popüler bir şarkı söylemeleri istendi. Araştırmacılar daha sonra grubun yarısına şarkı performanslarından önce bazı çizimlere tuz serpmeyi içeren ritüelistik davranışlarda bulunmalarını, diğer yarısına ise şarkıyı nasıl seslendireceklerine dair talimatlarla sessizce oturmalarını söyledi. Şaşırtıcı bir şekilde, şarkı söylemeden önce tuz atma ritüelini gerçekleştiren katılımcılar, ritüeli gerçekleştirmeyen katılımcılara kıyasla daha düşük kaygı seviyeleri bildirdiler.
  • Sosyal etkinliklerle ilgili bir çalışmada; Hint Işık Festivali Diwali gibi sosyal, ritüelistik festival günlerinde insanların yalnızca sosyal bağ ve sevgide değil, aynı zamanda sağlıkta da iyileşme yaşadıkları gözlendi.
  • Farklı çalışmalarda; aile rutinleri, sosyal becerilerin ve akademik başarının gelişimi ile ilişkili olduğuna dair sonuçlar elde edildi. Aile rutinlerine bağlı kalmanın, kriz zamanlarında aile dayanıklılığı için önemli olduğu belirlendi.
  • Ritüellerin sosyal bağlar üstündeki etkisini inceleyen bir çalışma; grup ritüellerine katıldıktan sonra birçok kişinin, bazı durumlarda sadece bir ritüeli gözlemlediklerinde bile, başkalarıyla daha fazla bağ kurduklarını gösterdi.

Sanal Alem mi Fiziksel Varoluş mu?

Birçok soru işaretiyle kapanışı yapalım.

Birçok işi robotların yaptığı, insanlarınsa sanal evrenlerde vakit geçirdiği, özellikle vr gözlüğü çıkardığı hatta zamanla o gözlüğü takarken bile içinde beliren “garip bir boşluk” hissiyle ne yapacağını bilemediği bir gelecek artık fantastik bir kurgu olmanın ötesinde güçlü bir olasılık gibi.

Bu garip boşluk hissi ve belki depresyona sürüklenme hali kime fayda sağlayacak sorusunu buraya bırakıyorum, karanlık güçlerin insanın negatif enerjisinden beslendiği fantastik filmlerin bir gerçeklik payı olabilir.

Zaten bir simülasyonda değil miyiz? O zaman sanal alemlerde özgürce hayallerimizi yaşayalım daha iyi değil mi? Bunlar aklınızdan geçiyor olabilir…

Peki, birine fiziksel olarak sıkıca sarılmak, el ele tutuşmak, harika bir yemeğini tadını damakta hissetmek, denizde suyla bütünleşmek, öpüşmek, öfkeyle yastık yumruklamak, bağırarak şarkı söylemek, gözden süzülen yaşın yanağa akması… Tüm bunları canlı, kanlı yaşamak ile sanal alemde yaşamanın aynı olabileceğini düşünüyor musunuz?

Somut fiziksel bütünlüğümüzle, bedensel yaşamın modası geçiyor mu yoksa? Seçim sizin ama cevabınız hayırsa ekranın karşısından, sanal alemlerden sıyrılıp, daha çok ve gerçekten “var olma” zamanı! Ritüeller bu konuda iyi destekçiler olabilirler.