Oruç ve nefis terbiyesi ayrılmaz ikili olması gerekirken aşırı lüks iftar sofraları sürrealist bir tablo gibi görünmüyorlar mı? Elbette Ramazan ruhunun birlik ve beraberliğe alan açan yapısıyla dostlarla sofralarda buluşmak, hayatın tadını yemeklerle de çıkarmak güzel ama temelde amacın nefis terbiyesi olduğunu neredeyse unuttuktan sonra ibadetin kıymeti nerede kalıyor?
Oruç ve Nefis Terbiyesi
İslamın gerekliliklerinden biri olan oruç sözlükteki tanımıyla “Yaradana ibadet amacıyla yeme, içme vb. şeylerden belli bir süre kendini alıkoyma” anlamına geliyor.
Bu bağlamda ibadet nedir sorusunun cevabına bakmak da iyi olur, o da sözlükte şöyle “İnsanın Allah’a veya inandığı güce kulluğunu göstermek üzere yaptığı hareketler”. Buradaki kulluk, köle olmak manasında değil; bütün varlık ile yaratıcıya yönelmeyi ifade eden tasavvufi bir terim olan ubudiyet ile eş alınırsa anlamda derinleşmek daha mümkün olabilir.
Peki, bütün varlık zaten yaradanın yansıması ise yaradana yönelmek kendine yönelmektir denebilir mi? Aslında ibadet de yaradan için derken bir nevi kendin için de özün iyiliği için de yapılan şeydir. Özde nefs varsa, oruç ve nefis terbiyesi de birlikte ele alındığında oruç ibadetinde derinleşmek mümkün olabilir.
Orucun Faydaları Neler?
Faik Bulut Independent Türkçe yazısında oruç ile ilgili tarihi bilgi olarak şu açıklama yer alıyor: “Semavi dinler diye bilinen Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet’in dışındaki milyarlarca insanı kapsayan din (Sabiilik/Mandeizm, Hinduizm, Budizm, Taoizm, Brahmanizm, Konfüçyüsçülük, Maniheizm/Manicilik; Şinto, Sih, Maya, Aztek inançları) ve Şiilik, İsmaililik, Alevilik, Dürzîlik gibi mezhep bağlılarının tuttukları oruçlar da vardır.” Orucun faydaları, tarihteki yaygın yönelime bakılırsa geniş çevreler tarafından kabul görmüş diyebiliriz.
Orucun fiziksel faydalarının ötesinde konu nefis terbiyesi üzerindeki etkileri olduğu için psikolojik faydalarına bakmakta yarar var.
Orucun psikolojik faydaları içinde nefis terbiyesi de dahil olmak üzere 3 maddede özetlenebilir;
- Daha az toksik madde akışıyla artan düşünme rahatlığı
- Vücudun gençleşme deneyimi yaşaması
- Artan irade gücü yani nefis terbiyesi
Nefsi Terbiye Eden İftar Nasıl Olabilir?
Nefis kelimesi Arapça kökenlidir ve “nefs” kelimesinin dilimize geçmiş halidir; benlik anlamında psikolojide karşılık bulur ancak bu tanım yeterli değildir. Modern psikolojide bilinç ve bilinçdışı olarak ikiye ayrılan psikolojik yapıda bir üçüncü katmak olarak nefsi koymak insan psikolojisini daha iyi anlamak adına önemli bir adım olabilir. Nefs bu noktada bir üst bilinç gibi konumlanır ve ilahi olanla bağlantıda, yarı bağımsız bir mekanizma olarak tanımlanabilir.
Nefis, insanı iyiye de kötüye de yönlendirebilir. Erdemli olmak, iyi ahlaklı olmak nefsin iyiye yönlenmesi sonuçlarıdır. Arzularla bencilce hareket etmek ise nefsin kötüye yönlendiği bir örnektir. Anlaşılacağı üzere nefsin terbiyeye biraz dizginlenmeye ihtiyacı vardır.
Oruç tutarken azmin gücünü hissetmek, açlığı deneyimlerken zor durumda olanlarla empatik akışın kolaylaşmasıyla iyiliğe yönelmek, iftar sofrasında ölçülü yemek yemek, yemeği ihtiyacı olanlarla paylaşmak nefsin terbiyesine doğru örneklerdir.
Oruç tutarken açlık siniriyle herkesi kırmak, açlık hissederken bu hisle empati kurmaya yönelmek yerine sürekli iftar vaktini bekler halde olmak, iftarda aç gözlü şekilde sofra kurmak ve yemeğe yönelmek ise nefsin kötüye evrilmesidir. Mesela sıfır atık ramazan tarifleri hazırlamak bu minvalde iyi bir adım olabilir.
Ez cümle, ibadet yaradana yönelmek, yaradanın yansıması olan kendi özüne şefkatle yönelmek ve özdeki iyiliği keşfedip paylaşmak ise oruç ibadeti bunlara hizmet etmiyorsa gerçekten ibadet midir düşünmek gerek… İftar sofralarında mütevazi, orucun paylaşıma yönelten etkisinde bonkör olabilme dileğiyle…
