Onur Haftası Özel: Nuri Harun Ateş Röportajı

Onur Haftası Özel: Nuri Harun Ateş Röportajı

Güncelleme Tarihi: 2 Ekim 2021

Onur Haftası kapsamında, kafası karışık kontrtenor Nuri Harun Ateş ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hem dününü hem de bugününü konuştuk. “Öteki” olmayı ve buna dair hislerini de kelimelere döktük.

Nuri Harun Ateş kimdir?

Kendini anlatmak zor. Şarkıdaki gibi “bir kördüğüm ki içim, çözdükçe dolaşıyor.” Tam böyle.

Nuri Harun Ateş kendiyle ve müziğiyle ne zaman, nasıl tanıştı?

Sahneye çıkmaya mecburdum. Varoluşunu alkışlatmaya, saygıya, sevgiye muhtaç olan çocukluğum var sahnede. Onu hayatta tutmamın tek yolu sahneye çıkarmaktı, başka bir yolum yoktu. Müzik hep içimdeydi, bitmek bilmez bir aşkla doğmuşum bu konuda. Sahneye doğru müzikle yürüdüm o yüzden.

Bu yolculukta cinsel kimliğin seni ve müzik yolculuğunu nasıl etkiledi?

Her şey kimliklerimizle ilgili, sanat dediğin; insanın anlatma dürtüsünün en güzel, en dikkat çekici kostümleri giyip hikayesini diğerleriyle paylaşmasından ibaret. Sadece kendine anlatmak için bile yapabilirsin. İnsan bazen kendinden o kadar uzaklaşabiliyor.

Müziğin hep vardı ama biz seni Sezen Aksu ile ve “Geçmişe Susmasını Söyle” adlı, bestesini de senin yaptığın şarkınla tanıdık. Sence neden o zaman? Neden bu kuvvetli ve güzel sesi daha önce duymadık ya da daha doğrusu duyulacaktı da bir mani mi çıktı?

Ne kadar çok yaran varsa o kadar uzun sürüyor toparlanması. Onlarca yılı kendime acıyarak ve içerek geçirdim. Hedefim hep ışıkların altıydı ama makyajım uzun sürdü diyelim. Her şey için -en çok da kendimi birazcık bile sevebilmek için- yıllarca uğraştım, hâlâ da uğraşıyorum.

Onur Haftası Nuri Harun Ateş röportajı

Deniz Berdan’ın o renkli Queer ve Feminist detayların olduğu defilesinde şarkı söyleyip performans sergiledin. Süreç nasıldı? Tepkiler ne oldu? Defilenin amacı neydi ve sence defile amacına ulaştı mı?

Bu topraklarda böyle adımlar seni yaşadığın görünmezliğin biraz dışına çıkarıyor o kadar. Defile kuirlere, ötekilere başları çevirmek içindi ve sesi yüksek çıktı, kafalar döndü bizi gördü. Ama minicik bir an, hep daha fazlası lazım, uzun yıllar lazım. Mücadelemiz ölene kadar devam edecek.

Yakın zamanda yine bu defile tarzında bir proje var mı? Yoksa cesaret edilmesi mümkün olmayan zamanlardan mı geçiyoruz?

Benim her şeye cesaretim var, kaybedecek bir canım var ona da çok bayılmıyorum. O yüzden canımın, aklımın istediğinin dışına çıkmıyorum. İrfan Yıldırım’ın çektiği son iki klibimde bu gayet net görünüyor zaten. Defile kadar güçlü ve gerçek işler. 

Sanat camiasında tanınan, bilinen ve sevilen bir sanatçısın. Mücbir Sebepler programına dahil olma hikayeni de merak ediyorum ?

Melikşah ve Bartu şahane insanlar, ikisine de hayranım o yüzden aradım ve dahil olmak istediğimi söyledim, onlar da mutlu oldular. Böylece yan yana geldik.

Peki Babala TV programında yaşananlar, konuşulanlar neydi?

Oğuzhan’ı da Tuğrul’u da ailem gibi severim. Böyle bir program var, homofobik bir psikolog ve sen tartışacaksın dediler, ben de tamam dedim. Gayet makul ve düzeyli bir tartışma ortamı oldu. Buradan tekrar teşekkür ederim tüm Babala ekibine.

Nuri Harun Ateş

Gelelim “Normal”  şarkısına. Bülent Ortaçgil’in bu şarkısını tesadüfi seçtiğini düşünmüyorum. Nasıl gelişti de biz sonunda senden bu şarkıyı dinledik?

İlk çıktığı günden beri dinlediğim, bayıldığım bir şarkıydı. Normal ve anormal kavramlarıyla bolca darp edildiğimiz bu dönemde, parçanın güncelliğini hiç kaybetmediğini fark ettim ve tekrar söylemek istedim.

Ya klip? Klip fikri, klipteki son dakika haberlerinin geçtiği alt yazılar ve şu meşhur “pembe tayt”. Bu fikirler kimden çıktı?

Ekip işi, İrfan Yıldırım ile yaptığımız beyin fırtınası sırasında çıktı fikir. Pembe tayt dürtüsel. Bir sabah uyandım ve kendime bir pembe tayt alacağım, bacaklarım da güzel yakışır dedim ve gittim aldım.

Nuri Harun Ateş

Pembe taytına neden bu kadar takıldılar?

Ne bileyim ben. İşi gücü yok ya insanların, onlar da haklı. Pembe Tayt, Sedat Peker, Meclis derken geçiyor günleri. 

Youtube’da klibin altında yazılan yorumları okudun mu? Sence bu insanların seninle derdi ne?

Herkesin derdi kendiyle aslında. Ben üzerime alınmıyorum hiç. Kim bilir nasıl ailelerle ne şartlarda büyüyorlar. Bu ülke dev bir “Masumlar Apartmanı” benim için. Yazdıkları garip gelmiyor yani.

Her şeye rağmen nezaketli bir dilin var. Taş olsa çatlardı derler ya, tam da öyle. Sen bunca negatif, toksik yorum ve eleştiriler karşısında nasıl bu kadar sabırlı olabiliyorsun?

Onlar gibi büyüdüm ve iyileşmek için çok çaba sarf ettim, ediyorum. Yani tam Sezen Aksu’nun şarkıda dediği gibi “Empati, sempati yani tolerans.” 

Aklıma gelmişken sarı pelerini sorsam? Sarı pelerin ne? Senin için ne anlama geliyor?

Sarı pelerin, uçuşan kumaşlar, tüller, şifonlar bunlar çocukluğumda bana yasak olan şeylerdi. Şimdi özgürce giyiyorum bunun için savaştım, hakkımdır. 

Şimdi soru sormayı bırakıyorum. Bu noktada Nuri Harun Ateş kendiyle ilgili, LGBTQ+ hakkında, Onur Haftası ile ilgili ve dünyanın bugünkü durumu hakkında kısaca bir şeyler söylesin istiyorum. Yani diyorum ki; dök içini Nuri Harun Ateş…

Bir yanım çok umutlu, bir yanım çok yorgun. Ben görür müyüm bilmem ama mücadelemiz gezegeni çok güzel bir hale getirecek, bundan eminim.