Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde bu yıl 11.’si düzenlenen Türkiye Innovation Week (TIW), 10-12 Ekim tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. İnovasyon ekosisteminin nabzının attığı etkinlikte, sürdürülebilir inovasyonun anahtarı olan “Nasıl?” sorusu mercek altına alınacak.
11 yıldır kesintisiz olarak düzenlenen TIW, ekonomik kalkınmada inovasyonun rolünü ve sürdürülebilir başarıyı yakalamanın yollarını tartışmak için önemli bir platform olma özelliğini koruyor. Bu yılki etkinlikte, yaratıcılık, insan ve kültürün odağında olacak iş modellerinin dönüşümü ele alınacak.
Türkiye ve dünyadan inovasyon liderlerinin bir araya geleceği TIW24’te, ilham verici konuşmalar, panel tartışmaları ve atölye çalışmalarıyla katılımcılara unutulmaz bir deneyim yaşatılması hedefleniyor. Etkinlikte, inovasyon ekosisteminin önemli oyuncularıyla tanışmak, yeni iş birlikleri kurmak ve sektörün geleceğine dair önemli bilgiler edinmek mümkün olacak.
Bu küresel çaplı organizasyon hakkında merak ettiklerimizi, etkinliğin stratejik yönetim ajansı Ayyıldız Communication Agency’nin başkanı Cengiz Ayyıldız’a sorduk.
Bu yılki etkinliğin önceki yıllardan farklı olarak hangi noktalara odaklanacağı ve inovasyon ekosistemine ne gibi katkılar sağlaması bekleniyor?
Bu yılki Türkiye Innovation Week, “Out of the Box: Human, Culture, Model” temasıyla öne çıkıyor. Sadece teknolojik yeniliklere değil, bireylerin ve organizasyonların inovasyon yolculuğunda sürdürülebilir başarıya ulaşmalarını sağlayacak kültürel yaklaşımlara da odaklanıyoruz. İnovasyonu teknik bir süreçten öte, insanı merkeze alan bir düşünce tarzı ve sürdürülebilir motivasyonla desteklenen bir yapı olarak görüyoruz.
Bu yıl iki önemli çalıştay düzenledik. İlki Ocak, ikincisi ise Temmuz ayında gerçekleştirilen bu Ortak Akıl Çalıştayları’na 66 farklı kurumdan 123 temsilci katıldı. Bu çalıştaylarda Türkiye’nin inovasyon ekosistemini büyütmeye yönelik değerli fikirler ve projeler ortaya koyduk. Bu yılki Türkiye Innovation Week’in içeriğini de bu somut çıktılarla şekillendirdik.
En dikkat çekici yeniliklerden biri, daha interaktif ve etkileşimli bir yapıyı etkinliğimize dahil etmemiz oldu. Katılımcılar artık yalnızca dinleyici olmayacak; panelistler ve uzmanlarla birebir etkileşim kurabilecekleri oturumlar düzenliyoruz. Bu interaktif seanslar sayesinde katılımcılar, ana sahnedeki konuşmaların ötesinde farklı alanlarda da konuşmacılarla buluşarak daha derinlemesine bilgi edinme fırsatı bulacaklar. Ayrıca, masterclass’lar ve atölyelerde teknik bilgi edinirken, yaratıcı teknolojilerle dolu deneyim alanları sayesinde yeni inovatif çözümleri deneyimleme şansına sahip olacaklar.
Kültür ve sanatı teknolojiyle buluşturduğumuz özel bir alan da bu yıl öne çıkan unsurlardan biri. Değerli küratör ekibimizin hazırladığı kültür sanat alanında, 18 sanatçının eserlerinden oluşan 8 sergi ve 5 enstalasyon yer alıyor. Bu alanda dijital sanatın çarpıcı örneklerine, etkileşimli eserler ve teknolojik deneyim alanlarına yer verdik. Yaratıcı düşüncenin farklı boyutlarıyla katılımcılarımıza ilham vermeyi amaçlıyoruz.
Bu yıl ayrıca disiplinler arası iş birliğine daha fazla odaklanıyoruz. Farklı sektörleri ve endüstrileri bir araya getirerek inovasyon ekosistemini genişletmeyi ve bu alanlar arasında bağlantı sağlayıcı olmayı hedefliyoruz. Bu sayede hem iş dünyasında hem de yaratıcılık gerektiren tüm alanlarda yenilikçi çözümler üretme kapasitesini artırmayı amaçlıyoruz.
Etkinliğe hangi sektörlerden ve hangi kademelerden katılımcılar bekleniyor? Özellikle genç girişimciler ve öğrencilere yönelik herhangi bir program veya etkinlik var mı?
Türkiye Innovation Week, farklı disiplinleri ve sektörleri bir araya getirerek geniş bir katılımcı profiline ev sahipliği yapıyor. Teknoloji, finans, enerji, sağlık, uzay, otomotiv, tarım, kültür ve sanat gibi sektörlerden liderler, profesyoneller, yatırımcılar ve akademisyenler etkinliğe yoğun ilgi gösteriyor. Yenilikçi teknolojilere ve dijital dönüşüme odaklanan profesyoneller, start-up kurucuları ve kurumsal firmalar bu yıl etkinlikte önemli bir yer tutacak.
Özellikle genç girişimciler ve öğrenciler için geniş fırsatlar sunuluyor. InnovaZone alanında, girişimciler, yatırımcılar ve sektör profesyonelleri bir araya gelerek girişimcilik ekosistemine dair önemli bilgiler paylaşıyor. Burada, farklı ölçeklerdeki girişimlerin hikayeleri anlatılacak, mentor bilgilendirmeleri yapılacak ve AB Başkanlığı başta olmak üzere birçok kurum tarafından girişimcilere sunulan teşvik, hibe, fon ve destekler örneklerle anlatılacak. Mentor oturumları, yatırımcı görüşmeleri ve fon bilgilendirmeleri sayesinde genç profesyoneller inovasyon dünyasına daha güçlü adımlar atma fırsatı bulacak.
Ayrıca, Start-up to Corporate (S2C) buluşmaları etkinliğin en önemli parçalarından biri olacak. Bu buluşmalar, start-up’ların kurumsal firmalar ve yatırımcılarla doğrudan bir araya gelerek iş anlaşmaları yapmalarına ve global projeler üretmelerine olanak sağlayacak.
Genç girişimcilere ve öğrencilere yönelik bir diğer önemli program ise TIW24 Anadolu Buluşmaları. Bu etkinlik, Anadolu’nun dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinin katılımıyla düzenleniyor ve atölye çalışmaları ile yaratıcı düşünceyi geliştirme fırsatı sunuyor. Gençlerin inovasyon ekosistemine dahil edilmesi ve yaratıcı fikirlerin hayata geçirilmesi için onların görüşlerine, önerilerine ve taleplerine büyük önem veriyoruz.
Son olarak, networking fırsatları, liderlerle birebir görüşme imkânları ve kariyerlerinde inovasyon odaklı bir yol çizmek isteyen genç profesyoneller için önemli buluşmalar bu yıl da etkinliğin merkezinde yer alacak.
Etkinliğin ana konu başlıkları neler olacak? Hangi güncel teknolojik gelişmelere ve sektörel trendlere odaklanılacak?
Türkiye Innovation Week’in ana sahnesinde, farklı sektörlerden gelen yenilikçi yaklaşımlar ve küresel trendlere dayalı stratejiler tartışılacak. Ana konu başlıklarımızdan biri “Uluslararası İşbirlikleri ve Küresel İnovasyon” olacak. Bu panelde, Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın moderatörlüğünde ABD, İsveç ve Çin’in İstanbul başkonsoloslarıyla küresel inovasyon dinamiklerini masaya yatıracağız. Uluslararası işbirliklerinin, ülkeler ve şirketler arasındaki inovasyon potansiyeline nasıl katkı sağladığını tartışacağız.
Bir diğer dikkat çekici panelimiz, Serdar Kuzuloğlu moderatörlüğünde gerçekleştirilecek olan “Beynin İnovasyon Haritası” olacak. Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, yaratıcılığı tetikleyen yöntemler ve beynin inovasyonla olan ilişkisi üzerine derinlemesine bilgiler paylaşacak. Yaratıcılığın bilimsel temellerine odaklanan bu panel, inovasyon süreçlerinde insan beyninin rolünü vurgulayacak.
Ayrıca “Türk Tipi İnovasyon” başlığı altında, Türkiye’nin kendine özgü inovasyon stratejilerinin nasıl sektörel başarılara dönüştüğünü tartışacağız. Bu panelde, yerel inovasyon stratejilerimizin küresel rekabet ortamında nasıl avantaj sağladığını ve katma değerli ihracata olan etkilerini inceleyeceğiz.
Dijital dönüşüm, yapay zeka, uzay teknolojileri ve yaratıcı endüstrilerdeki yenilikçi trendler de bu yılın önemli konu başlıkları arasında yer alıyor. Her panelde, alanında uzman konuşmacılar ve farklı bakış açılarına sahip konuklarımızla çok yönlü ve derinlemesine tartışmalar yapmayı hedefliyoruz. Bu yılki etkinlik, katılımcıların hem sektörel yenilikleri keşfetmelerine hem de küresel inovasyon stratejileri hakkında önemli bilgiler edinmelerine fırsat sunacak.
Etkinliğe yabancı konuşmacılar veya katılımcılar olacak mı? Uluslararası iş birlikleri konusunda neler yapılıyor?
Türkiye Innovation Week’te, 120’ye yakın konuşmacı ana ve alternatif sahnelerde yer alacak. Uluslararası alanda tanınan birçok önemli isim etkinliğimize katılıyor. Örneğin, Formula 1’de iki kez Dünya Şampiyonu olan Finlandiyalı Mika Häkkinen, Lego’nun Global Marka ve İş Geliştirme Eski Başkanı Christian Majgaard, The Innovation Alliance CEO’su ve kurucusu Chris Heemskerk, EIC Birim Başkan Yardımcısı (EISMEA) Dr. Grzegorz Ambroziewicz gibi dünya çapında ünlü isimler sahnede olacak. Ayrıca, İsveç İstanbul Başkonsolosu Johanna Strömquist, Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, H&M Sürdürülebilirlik Kontrol ve Yatırım Başkanı Hampus Starre Friberg ve JCPenny’nin Eski Pazarlama Direktörü John Aylward gibi önemli katılımcılar da deneyimlerini paylaşacaklar.
Uluslararası iş birliklerini teşvik etmek ve küresel düzeyde inovasyonu desteklemek amacıyla Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından başlatılan “İnovasyon Paydaşı Ülke” programı da etkinlik kapsamında önemli bir yer tutuyor. Bu yıl, Amerika Birleşik Devletleri ilk inovasyon paydaşı ülkemiz oldu, ardından İsveç ve Çin de bu programa dahil edildi. İnovasyon Paydaşı Ülkeler programı sayesinde, bu ülkelerin temsilcileri inovasyon alanındaki bilgi, deneyim ve kaynaklarını bizimle paylaşıyorlar. Bu iş birliği sayesinde yeni ürünler, teknolojiler ve iş süreçleri geliştirilirken, aynı zamanda Türk firmaları ile bu ülkelerdeki firmalar arasında iş birliği fırsatları da artıyor.
Bu programın amacı, sadece bilgi ve deneyim paylaşımı sağlamak değil, aynı zamanda ülkeler arasındaki iş birliğini güçlendirerek Türk firmalarının küresel pazarda daha rekabetçi hale gelmesini sağlamaktır. Bu sayede inovasyon ekosistemimizi küresel standartlara taşımayı hedefliyoruz.
Türkiye’deki inovasyon ekosisteminin mevcut durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu etkinliğin ekosisteme olan etkisi nasıl ölçülebilir?
Türkiye’deki inovasyon ekosistemi, son yıllarda önemli bir ilerleme kaydetti. Girişimcilik, teknoloji geliştirme ve Ar-Ge faaliyetlerinin hızla artmasının yanı sıra, kamu ve özel sektör bu alana büyük yatırımlar yapmaya başladı. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler, inovasyon merkezleri olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin dijital dönüşüm ve teknoloji odaklı sektörlerdeki rekabet gücü artarken, çeşitli teşvikler ve destek programları da bu ekosistemin güçlenmesine katkıda bulunuyor.
Türkiye Innovation Week, bu ekosistemi bir araya getiren ve motive eden önemli bir platform olarak öne çıkıyor. Etkinlik, farklı sektörler ve disiplinlerden katılımcıları bir araya getirerek yenilikçi projelerin sergilenmesine, bilgi ve deneyimlerin paylaşılmasına olanak tanıyor. Girişimcilik ruhunun teşvik edilmesi, teknoloji geliştirme odaklı projelerin yükselmesi ve üniversiteler ile sanayi arasındaki iş birliklerinin güçlendirilmesi gibi dinamikler, Türkiye Innovation Week’in ekosisteme sağladığı katkılardan sadece bazılarıdır.
Etkinliğin inovasyon ekosistemine olan etkisini ölçmek için birkaç önemli göstergeye bakmak gerekiyor. İlk olarak, katılımcı sayısı ve profili, etkinliğin ne kadar ilgi gördüğünün önemli bir göstergesi. Örneğin, Türkiye Innovation Week’in 10 yıl içinde 10 milyondan fazla fiziksel ve dijital izleyiciye ulaşmış olması, etkinliğin büyüklüğünü ve etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra, etkinlik sırasında kurulan yeni iş birlikleri, yapılan anlaşmalar ve geliştirilen projeler de etkinliğin başarısını gösteren önemli kriterler arasında yer alıyor.
Etkinliğin başarısını ölçmek için yapılan anketler, katılımcı geri bildirimleri, etkinlik sonrası yapılan araştırmalar da oldukça değerli. Bu veriler, etkinlik sırasında kurulan bağlantıları, yeni iş ilişkilerini ve iş birliklerini takip etmeye olanak tanıyor. Katılımcıların elde ettikleri kazanımlar ve etkinlik sonrası geliştirilen projelerin başarıları da etkinliğin uzun vadeli etkisinin bir göstergesi olarak kullanılabilir.
Ayrıca, Türkiye Innovation Week’in uluslararası arenada da tanınırlığı artıyor. Global iletişim projelerinin yarıştığı uluslararası derecelendirme sistemlerinde sadece son iki yılda kazandığı 11 prestijli ödül, etkinliğin yarattığı olumlu sonuçların somut bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
İnovasyonun, Türkiye’nin geleceği için önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
İnovasyon, Türkiye’nin geleceği için hayati bir öneme sahip. Ülkemizin ekonomik büyümesini, rekabet gücünü ve sosyal kalkınmasını sağlamak için inovatif yaklaşımlar benimsemek artık bir zorunluluk haline geldi. Küresel piyasalarda rekabet edebilmek ve sürdürülebilir bir büyüme elde edebilmek için teknolojik yenilikler ve yaratıcı çözümler üretmek, bugünün dünyasında vazgeçilmezdir.
Türkiye, genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu büyük potansiyel, girişimcilik ve inovasyon alanında önemli fırsatlar sunuyor. Gençlerin yaratıcı fikirlerini hayata geçirebilecekleri bir inovasyon ekosistemi inşa etmek, ülkemizin ekonomik ve sosyal yapısına yön verecek kritik bir adım olacaktır. Ayrıca, inovasyonun sosyal etkileri de göz ardı edilmemelidir. Yeni fikirler ve projeler, toplumsal sorunlara yenilikçi çözümler sunarak yaşam kalitesini artırabilir. Özellikle sürdürülebilirlik, çevre koruma ve toplumsal eşitlik gibi alanlarda inovatif yaklaşımlar, Türkiye’nin gelecekte daha sağlam bir sosyal yapı inşa etmesine büyük katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, inovasyon sadece bir tercih değil, geleceğimiz için bir gerekliliktir. Türkiye’nin daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atabilmesi için inovasyon yolunda atılacak her adım büyük önem taşıyor. Teknolojik yenilikler ve yaratıcı çözümler, hem ekonomik kalkınmamızı destekleyecek hem de toplumsal refahımızı artıracaktır.
Yapay zekanın inovasyon ekosistemine etkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yapay zeka, inovasyon ekosisteminin temel yapı taşlarından biri haline geldi. Büyük veri analizi ve otomasyon yetenekleri sayesinde şirketlerin iş süreçleri hızlanıyor, karar alma mekanizmaları güçleniyor ve maliyetler düşüyor. Bu da inovatif fikirlerin hayata geçirilmesine daha fazla alan açıyor. Özellikle, yapay zeka ile geliştirilen kişiselleştirilmiş deneyimler, pazarlama ve müşteri memnuniyeti alanlarında büyük fark yaratıyor.
Ayrıca, yapay zeka yenilikçi ürün ve hizmetlerin daha hızlı ve verimli bir şekilde test edilmesine olanak tanıyor. Simülasyonlar ve modellemeler, girişimciler için riski azaltırken, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada da önemli bir rol oynuyor.
Türkiye Innovation Week’te, yapay zekanın sunduğu bu fırsatları ve inovasyon ekosistemine olan katkılarını derinlemesine inceleyeceğiz. 10-12 Ekim tarihlerinde, yapay zeka odaklı oturumlarımızda, bu teknolojinin inovasyona nasıl ivme kazandırdığını keşfetmek için tüm katılımcılarımızı bekliyoruz.