Son günlerde sıklıkla duyduğumuz bir terim var: incel! Her ne kadar tanımlama tarihi açıdan yakın bir zamanda ortaya çıkmış olsa da aslında bu durum insanlık tarihi boyunca karşımıza çıktı. Ancak birçokları için hala oldukça yeni bir kavram olan incel nedir gelin birlikte bakalım ve bir destek grubu ile hayatımıza giren bu kavramın nasıl bir şiddet zincirine dönüştüğüne bakalım.
Incel nedir? Kimlere Incel Denir?
Incel kavramı ilk olarak 90’lı yıllarda hayatımıza girdi. İngilizce “involuntary celibate” (istemsiz bekar) kelimelerinin bir kısaltması olan incel, romantik veya cinsel ilişki kurmakta zorlanan kişilerin kendilerine koyduğu bir isimdi.
Bu kişiler, aslında bir kız arkadaşı olmasını isteyen ancak çeşitli sebeplerden bunu başaramayan insanlardan oluşuyor. Bu ilişki kuramama nedeni bazen fizyolojik olsa da aslında çoğu zaman psikolojik olarak karşımıza çıkıyor. Kendine güveni kırılmış, içe kapanık, arkadaş çevresi olmayan ve yeni arkadaşlar edinemeyen bu insanlar, karşı cins ile ilişki kurmakta da zorlanıyor. Dolayısıyla istemsiz bir şekilde bekar kalıyor.
Incellik Nasıl Ortaya Çıktı?
90’lı yıllar birçok açıdan hayatın gidişatını değiştiren olayların merkezinde yer aldı. Bu olayların en önemli de kuşkusuz iletişimin farklı bir boyuta taşınması. Yani internetin hayatımıza girmesi.
Bu büyük değişiklik elbette günlük hayatta ve iş yaşamında her şeyin daha da kolaylaşmasını sağladı. Ancak bu kolaylık herkes için farklı bir anlam ifade ediyordu. İş yaşamı için internet ticaretin daha fazla gelişmesi anlamına gelirken içe kapanık ve arkadaş bulamayan insanlar ise artık klavye başında farklı bir kimliğe bürünerek daha öz güvenli hissedebiliyordu.
Böylece romantik veya cinsel ilişki kurmakta zorlanan insanlar kısa sürede birbirlerini buldu ve bir destek grubu oluşturdu. Yalnız olmadığını hissetmek herkese iyi gelir değil mi? Ancak psikolojik nedenlerle kadınlarla ilişki kuramayan bu gençler, Reddit ve 4chan gibi sitelerde kısa sürede örgütlenerek hissettikleri duyguların daha fazla tetiklenmesine neden oldu.
Nereden Çıktı Bu Nefret?
Incel tanımını okuduğunuzda gözünüzün önünde bir şeyler canlandığına eminiz. Bu hayalde karşınızda çok fazla konuşmayan, sakin, kendi halinde bir erkek var değil mi? Belki hayatında hiç kavgaya karışmamış, anne-babasına hiç itiraz etmemiş hatta belki okulda başarılı bir öğrenci…
Peki, böyle bir grup nasıl oluyor da korkunç bir şiddetin kaynağına dönüşebiliyor?
Öncelikle incel kişilerin oldukça normal ve iyi huylu göründüğünü hatırlatalım. Bu elbette onların başlarda gerçekten böyle insanlar olmalarından kaynaklanıyor. Ancak yaşanılan psikolojik sorun, karşı cinsle ilişki kuramama ve diğer incellerle etkileşim devreye girdiğinde basit bir psikolojik reaksiyona neden oluyor: Başkalarını suçlama!
Kendi yankı odamızda kaldığımız ve bizim gibi düşünen insanlarla bir arada olduğumuzda hepimiz hemen hemen aynı hislere kapılıyoruz. Biz doğruyuz, diğerleri yanlış. Incellerde de durum bundan farklı değil. Kadınlarla ilişki kuramayan bu kişiler, bir araya geldiklerinde onlarla birlikte olmayan veya onların istedikleri şekilde davranmayan kadınları suçlamaya başlıyor.
Sorumluluğu üzerinden atma, kontrolü ele geçirme, gerçeklerden kaçma gibi nedenlerle ortaya çıkan başkalarını suçlama eğilimi, benzer tutumlarla sürekli olarak etkileşim içerisinde olduğunda yavaş yavaş nefrete dönüşüyor. Nefret ise zamanla intikam alma duygusunu ve şiddeti beraberinde getiriyor.
Tüm dünyanın tanıdığı gelmiş geçmiş belki de en vahşi insanlardan biri Ted Bundy. Psikologlar onun için narsist ve psikopat tanısı koydu ancak bilinen bir gerçek daha var. Jessica Wildfire’ın yazısında bahsettiği gibi Bundy, seks konusunda oldukça başarısızdı ve ilk kız arkadaşı bu nedenle onu terk etti. Bu reddedilme elbette Bundy’nin yaptıklarının tek sebebi değildi ancak büyük bir tetikleyici oldu. Bilindiği gibi Bundy, kendisini hiç tanımayan 30’dan fazla kadını öldürdü.
Inceller Nasıl Davranır ve Ortak Özellikleri Nelerdir?
Bir kişinin incel olup olmadığını anlamak oldukça zor olabilir. Ancak belirli bazı özellikler, karşımızdaki kişinin incel olabileceğine dair bazı fikirler verebilir. Her ne kadar tanımlanan özellikler incellerde görünse de yine de bu özelliklerden birini sergileyen birinin incel olduğunu söylemek de her zaman doğru olmayabilir.
Yalnızca içine kapanık biri incel olarak tanımlanamayacağı gibi incel olan biri de yalnızca içine kapanık olarak tanımlanmamalı. Bu ayrımların oldukça ince ve ayırt edilmesi zor olduğunu belirterek incellerde görülen ortak özellikleri inceleyelim.
- Yalnızlık:
İncel bireyler genellikle kendilerini derin bir yalnızlık içinde bulurlar. Sosyal etkileşimde bulunmakta zorlandıkları için arkadaşlık kurmak veya yakın ilişkiler geliştirmek onlar için büyük bir zorluktur. Bu yalnızlık duygusu, zamanla izole hissetmelerine ve topluma yabancılaşmalarına neden olur. - Sosyal İzolasyon:
Yalnızlığın bir sonucu olarak, inceller sosyal hayattan tamamen izole olabilirler. İş, eğitim ya da toplumsal aktivitelerde düşük katılım gösterirler ve sosyal çevreleri oldukça sınırlıdır. Çoğu zaman, internet ortamında, benzer düşüncelere sahip insanlarla bir araya gelirler ve bu da sosyal izolasyonu pekiştirir. - Öz Güven Eksikliği:
Birçok incel, kendini fiziksel görünüş, sosyal beceriler veya ekonomik durum açısından yetersiz görür. Bu kişiler, toplumsal beklentilere uygun bir şekilde ‘çekici’ veya ‘başarılı’ olmadıkları düşüncesine kapılırlar, bu da öz güvenlerini ciddi şekilde zedeler. Kendilerini başkalarıyla kıyaslama eğilimindedirler ve bu kıyaslamadan genellikle olumsuz çıkarımlar yaparlar. - Başarısız İlişki Deneyimleri:
İncel bireylerin çoğu, romantik ilişkiler kurmada başarısız olma ya da hiç ilişki yaşayamama deneyimine sahiptir. Bu durum, ilişki kurma yetenekleri hakkında derin bir güvensizlik yaratır ve karşı cinsle olan ilişkilerinde başarısız olduklarına dair inançlarını pekiştirir. - Fiziksel Yetersizlik Algısı:
İncel topluluğundaki birçok kişi, fiziksel görünümlerini bir başarısızlık sebebi olarak görür. Yetersiz fiziksel çekiciliklerinin romantik ilişkilerde başarılı olamamaların ana nedeni olduğuna inanırlar. Bu, kendileri hakkındaki olumsuz algılarını daha da derinleştirir. - Toplumsal Normlara Karşı Katı Görüşler:
İncel bireyler, geleneksel cinsiyet rolleri ve toplumsal normlar konusunda katı görüşlere sahiptir. Özellikle, cinsiyet rolleri konusunda sabit fikirli olabilir ve bu düşünceler, onların karşı cinsle sağlıklı ilişkiler kurmalarını engelleyebilir. Kadınlara ve erkeklere dair klişe ve basmakalıp düşünceleri savunurlar. - Dışlanma ve Adaletsizlik Algısı:
İncel bireyler, dünyayı adaletsiz bir yer olarak görme eğilimindedir. Özellikle, kendi yaşadıkları sosyal zorlukları ve başarısızlıkları, toplumsal düzenin ve kadınların kendilerine karşı olan haksız tutumlarına bağlarlar. Bu dışlanmışlık hissi, öfke ve kırgınlıkla birleşerek onların toplumdan daha fazla uzaklaşmasına neden olur.
Bu listedeki özellikler, incellerin genel davranış ve düşünce kalıplarını anlamada yardımcı olabilir. Bu özelliklerin bir araya gelmesi, onların toplumdan yabancılaşmalarına, kendilerini mağdur hissetmelerine ve radikal düşünce sistemlerine kapılmalarına yol açabilir.
Incellik Engellenebilir mi?
Her psikolojik veya sosyolojik sorun gibi incellik de bazı adımlar atılarak engellenebilir. Bunların başında elbette psikolojik destek ve terapi geliyor. Özellikle anne babaların bu konuda bilinçlendirilmesi ve psikolojik destek almanın normalleştirilerek daha kolay bile hale getirilmesi incel hareketini önlemede önemli bir rol oynayacaktır.
Psikoterapi, bu tür sorunlar yaşayan bireylerin kendilerini ifade etme ve sosyal beceriler kazanmasında etkili olur. Bu sayede kendilerini yetersiz gören ve öz güveni düşük gençler, kendilerini veya başkalarını suçlama yoluna gitmeden bu sorunun üstesinden gelmeyi başarabilir.
Incelliğin önlenmesi için bir diğer etkili yöntem ise eğitim. Özellikle cinsel eğitimin uzmanlar tarafından genç yaşlarda verilmeye başlanması, kişilerde saygı, empati ve duygusal zeka gibi özelliklerin gelişmesine yardımcı olur. Böylece genç erkeklerin, ilişkilerdeki rolleri ve toplumun beklentileri üzerine daha sağlıklı bakış açıları geliştirmeleri sağlanabilir.
Bunların dışında ne yazık ki günümüzde medya ve sosyal medya aracılığıyla ilişkilerde fiziksel güzelliğin önemli olduğu algısına çokça maruz kalıyoruz. Bu algı, genç erkeklerin kendilerine olan güvenlerinin azalmasına neden oluyor. Güzellik algısı ve ilişki kurmanın gerekliliği konusunda toplumsal baskının azalması, gençlerin bu konuda suçlu hissetmelerinin önüne geçebilir. Buna, çevremizdeki genç erkeklere “Kız arkadaşın yok mu?” ya da “Neden kız arkadaşın yok?” sorularını sormaktan vazgeçerek başlayabiliriz.
Inceller İçin Dünyada Yürütülen Eğitim Uygulamaları
Birçok ülke, son yıllarda yükselen incellik hareketi ile mücadele etmek için harekete geçti. Daha önceleri de cinsellik konusunda eğitim veren bazı ülkeler, bu konunun duygusal açısını da kapsamlı olarak ele almaya ve gençlere ilişkiler konusunda daha sağlıklı bir bilinç kazandırmaya başladı.
Incelliğe karşı adım atan ülkelere gelin yakından bakalım.
Kanada
Kanada, cinsiyet eşitliğini eğitim programlarının merkezine koyan ülkelerden biri. Okullarda ve gençlik programlarında, cinsiyet rolleri, sağlıklı ilişkiler ve rıza kültürü üzerine eğitimler veriliyor. Bu eğitimler, bireylerin toplumsal normları sorgulamalarına ve ilişkilerde daha saygılı ve empatik bir duruş geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Kanada’da ayrıca üniversitelerde gençlerin katıldığı çeşitli seminerler ve atölyeler düzenleniyor.
İsveç
İsveç, toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlü bir şekilde savunan ülkelerden biri. Bu ülkede okullarda uygulanan cinsel eğitim ve toplumsal cinsiyet rolleri üzerine farkındalık programları, çocuk yaşlardan itibaren bireylerin bu konulara duyarlı olmasını sağlıyor. Bu eğitimler sayesinde genç bireylerin hem ilişkilerde hem de toplumsal hayatta daha eşitlikçi bir tutum benimsemesi amaçlanıyor.
Norveç
Norveç’te uygulanan eğitim programları, cinsiyet eşitliği ve sağlıklı ilişkiler konusunda öğrencilere eğitim vermeye odaklanıyor. Özellikle liselerde ve üniversitelerde gençlerin birbirine karşı saygılı davranmaları, sağlıklı iletişim kurmaları ve cinsiyetçi düşünce yapılarını sorgulamaları teşvik ediliyor. Bu eğitim programları, bireylerin cinsiyetlerarası ilişkilerde daha bilinçli olmalarını sağlıyor.
Hollanda
Hollanda, cinsel eğitimi müfredata dahil eden ülkelerden. Genç bireylere cinsiyet rolleri, cinsel sağlık ve rıza gibi konularda eğitim veriliyor. Bu programlar, toplumsal cinsiyet kalıplarının aşılmasına ve bireylerin sağlıklı, eşitlikçi ilişkiler kurmalarına katkı sağlıyor. Hollanda’da aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sosyal projeler de yürütülüyor.
İngiltere
İngiltere’de, okullarda cinsel eğitim zorunlu hale getirildi. Bu eğitimler, ilişkilerde rıza, karşılıklı saygı ve cinsiyet eşitliği konularını kapsıyor. İngiltere’de ayrıca gençlerin sağlıklı iletişim becerilerini geliştirmeleri amacıyla atölye çalışmaları da yapılıyor. Bu çalışmalar, bireylerin toplumsal cinsiyet normlarını aşmalarına ve ilişkilerde daha sağlıklı yaklaşımlar benimsemelerine yardımcı oluyor.