Evlerinize İyi Bakın: Argün Ailesinin Kültür ve Sanat Dolu Evi

Evlerinize İyi Bakın: Argün Ailesinin Kültür ve Sanat Dolu Evi

Christie’s Türkiye sorumlusu Eda Kehale Argün’ün eşi Ali ve 2 kızlarıyla birlikte yaşadıkları, gösterişten uzak, sanat ve ışık dolu evleri, yaşayan ve nefes alan bir mekanın tüm özelliklerini taşıyor. Evde yaşayanların enerjileri ve şahsi kültürel miraslarının, her köşeye ayrı bir renk kattığı kendi özgün yaşam alanlarını bizimle paylaştıkları için Argün ailesine çok teşekkür ediyoruz.

Senin için ev ne ifade ediyor?

Ev hem korunağım, hem beni ben yapanları barındıran, yansıtan bir yaşam alanı. Her zaman toplayıcı bir tarafım oldu, dolayısıyla ev yaşanmışlıklarla dolu. 

Küçüklüğünden beri kaç ev değiştirdin?

Çok! Bebek’te doğdum, Ulus–Levent arasında büyüdüm. Bu süreçte her evde evin nüfusu ve nesilleri de sürekli değişti. Özellikle anneannem ve dedemle birlikte yasadigimiz çocukluk yillarim ev algımı farklılaştırdı. Ardından üniversite için Amerika’ya gittiğimde dört senede dört farkli yaşam alanım oldu. Bu süreç  insana bu alanları irili ufakli detaylarla ‘kendine ait’ yapabilmeyi öğretiyor. 

Hafifliyorsunuz ama kalması gereken ögeler sizinle kalıyor. Bunun ardından Türkiye’ye döndüğümde anne evinden çocuklarımızla yaşadığımız şu anki dairemize kadar üç farklı evim daha oldu.

Yaşam alanlarının ruh dünyamızla, modumuzla ilişkisi hakkında ne düşünüyorsun?

Herkes için böyle olduğu gibi bir genellemeye gitmem ama benim için önemli. Evi ev yapan en önemli faktör güven ve aidiyet hissi. 

Fiziksel olarak ise ışık benim için çok önemli. Günün enerjisinin evin içine yayılması bana çok iyi geliyor; –özellikle gündüzleri- loş odalardan keyif alanlardan değilim. 

eda kehale argün'ün evi

Yaşam alanlarıyla simbiyotik bir ilişkimiz var bence. Bizim karakterimiz onları şekillendiriyor ama sonunda içinde bulunduğumuz ortam da ruh halimizi etkiliyor.

Anne ve babanın eve bakışları nasıldı?

Hem annem, hem anneannem aile yadigarlarina önem veren kadınlar. Ailemizin hikayesini, anılarını yansıtan objelerle büyüdüm ancak her ikisi de kendi nesillerinin ruhunu da yansıttılar evlerine. Babam ise keyif adamıdır, çok daha pragmatik yaklaşır evine. Uygun bir ortam olduktan sonra detaylara çok bakmaz.

60'lardan kalma içki servisi masası

Peki onları ifade eden mobilya, obje ve ya da bitkiler hangileri senin için?

Evde en sevdiğim objelerden biri, anneannemin 60’lardan kalma içki servis masası. Çok küçüklüğümden beri, bu masanin etrafında o kadar keyifli, güzel sohbetlere şahit oldum ki! 

kesme cam kadeh takımı

Bunun dışında hem anneannemin hem de babaannemin evinden gelme pek çok obje var evde. Anneannemin çeyizi benim çeyizim oldu örneğin. 1950’lerden kalma kadeh takımını şimdi arkadaşlarımı ağırladığımda ben kullanıyorum. Babaannemin bize komünist dönem Çekoslovakyası’ndan getirdigi rengarenk bardak setlerini de öyle… Bir de teyzemin evlendiğimde benim icin tasarlayıp teker teker elle boyadığı porselen takımın bende çok özel bir yeri var. 

eda kehale argün'ün el yapımı porselen takımı

Renkler ve ışık konusunda ne düşünüyorsun?

Her ikisinin de insanın ruh hali üzerinde çok büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum. Evin içinde değişik değişik köşeler, beklenmedik alanlar yaratmayı seviyorum. Her odanın hissi ayni olmak zorunda değil. 

Bitkiler ve çiçekler senin için ne ifade ediyor?

Dışarıdaki hayatın içeriye uzantıları! Küçüklüğümden beri bitkilere çok meraklı oldum. Ağaçların isimlerini, gövdelerinin hislerini, ne zaman çiçek açtıklarını hep bilirim. Yakın zamanda bir arkadaşımın tavsiyesiyle Calvino’nun “Ağaca Tüneyen Baron” kitabını okudum. Ana karakterin ağaçlarla ilişkisi, bana çocukluğumu anımsattı.

Bu merakın doğal yansıması olarak evde minik bir orkide bahçeciği, tavana uzanan ve fikir anne-babasi olarak küratör Nilufer Sasmazer ve sanatçı Ahmet Doğu İpek’e borclu oldugum bir kuşkonmaz, sarmaşık yaseminler, üst kat balkonda ise pazı, adaçayı, kereviz, biberiye, sarımsak, avokado… Ne bulursak yetiştiriyoruz.

Ayrıca buket çiçeklerle de aramız çok iyi. Evde her zaman mutlaka mevsim çiçeklerinden, hatta mümkünse kır çiçeklerinden bir buket bulunur. Bazen bahçeden de minik bir demet geliverir… Yolun karşısındaki çiçekçimiz ile yıllar boyunca o kadar yakınlaştık ki 10 yaşındaki kızım yazları yanlarında staj yapıp harçlık kazanıyor!

eda kehale argün'ün sanat eserleri

Asla ayrılamam dediğin bir mobilyan var mı?

Sanırım az önce bahsettiğim içki masası benim icin en özel olan mobilya. Fakat bunun dışında evdeki duvarların, hatta geldigimiz noktada panjur kapaklarının çoğunu kaplayan sanat eserleri de benim bir uzvum gibi, onların olmadığı bir ev hayal edemiyorum.

Argün ailesinin evi

Evinde her gördüğünde iyi ki almışım, iyi ki yapmışım dediğin ne var?

Yıllar boyunca aldığımız sanat eserlerinin her birinin bir hikayesi, ilişki kurduğumuz bir tarafı var. Dolayısıyla her biri bir ‘iyi ki’ benim için.

Bir de eşimin pikapları, mixeri ve plakları var. Benim tutkum sanat ise, onunki de ‘house music’. 90’lardan bu yana, kulüplerde çaldığı zamanlardan beri biriktirdiği plaklarla müzik çalmak da onu derinden besliyor. Eskisi kadar fırsat bulamasa da hazırda olmaları bile iyi geliyor!

pikap

Evine baktığında atamadığın, satamadığın ve onunla ne yapacağını bilemediğin mobilya ya da aksesuarların var mı?

Kitaplarım! Kütüphaneye gelince istifçi bir tarafım var. Sanırım bunda hukuk profesörü olan dedemin ve değil eve, üniversitedeki odasına sığmayan kitaplarının etkisi çok. Onun kitaplarından bir seçki de hâlâ kütüphanemde zaten.

eda kehale argün'ün kütüphanesi

Okunan kitaplar da sanat eserleri gibi zihinsel yolculuğun bir parçası gibi geliyor. Bunun üzerine bir de 13-14 yasindan beri biriken sanat kitaplari gelince her eklenen kitaba kütüphanede mantıklı bir yerde nasıl alan açacağım diye kara kara düşünmeye başlıyorum. Sonunda ilk defa pandemi döneminde kendimle barışıp birkaç istisnayla Christie’s kataloglarını ve inanması zor ama lise kitaplarımı depoya kaldırdım. 

eda kehale argün'ün evi

Evinin dekorasyonu mu yoksa kendi giyim kuşamın mı ağır basıyor?

İkisi de ‘şöyle olsun’ diye aktif bir çaba göstererek odaklandığım şeyler değil ama ikisinden de keyif alıyorum. Evin başka odaları nasıl biraz başka ruh hallerindeyse, kıyafetlerim de kendi ruh halim, belki o sırada olmak istediğim insana göre değişiyor.