Güncelleme Tarihi: 29 Aralık 2021
Ülkemiz şüphesiz kültürel miras açısından çok zengin ve mozaik bir yapıya sahip. Türkiye’de 17’si kültürel, ikisi karma, 19 kültürel miras alanı bulunuyor. UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer alan bu alanlar, Türkiye’nin 16.03.1983 tarihinde UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’ye resmen taraf olmasıyla listeye eklenmeye başladı.
Türkiye’deki Kültürel Miras Alanları:
- Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas) 1985
- İstanbul’un Tarihi Alanları (İstanbul) 1985
- Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (Nevşehir) 1985 (Karma Miras Alanı)
- Hattuşa: Hitit Başkenti (Çorum) 1986
- Nemrut Dağı (Adıyaman) 1987
- Hieropolis-Pamukkale (Denizli) 1988 (Karma Miras Alanı)
- Xanthos-Letoon (Antalya-Muğla) 1988
- Safranbolu Şehri (Karabük) 1994
- Truva Arkeolojik Alanı (Çanakkale) 1998
- Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne) 2011
- Çatalhöyük Neolitik Alanı (Konya) 2012
- Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (Bursa) 2014
- Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir) 2014
- Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (Diyarbakır) 2015
- Efes (İzmir) 2015
- Ani Arkeolojik Alanı (Kars) 2016
- Aphrodisias (Aydın) 2017
- Göbekli Tepe (Şanlıurfa) 2018
- Arslantepe Höyüğü (Malatya) 2021
Bu alanların hepsi ayrı bir değer ve kültürel belleğimizin önemli parçaları. Tarihi korumak ve yaşatmak için ulusal ve uluslararası bir çabanın olması gerektiği de aşikar. Ülkedeki kültürel miras ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden Dünya Mirası Komitesi, Ayasofya ve Kariye camileri için kırmızı alarm vermiş durumda.
Normalde müze olarak hizmet veren Ayasofya ve Kariye geçen yıl camiye çevrilmişti. Bunun üzerine UNESCO’ya bağlı Dünya Mirası Komistesi bu iki tarihi yapıda gerçekleşen değişikliklerle ilgili Türkiye’den rapor istedi ve 1 Şubat 2022’ye kadar süre tanıdı. UNESCO’nun 1972’de oluşturduğu sözleşmeye göre korunmayan varlıkların listeden çıkarılma durumu var.
1985 yılında Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ayasofya’nın 2020’de camiye çevrilmesi ve sonrasında Kariye’nin de cami olması belirli kitleler tarafından büyük tepki çekmişti. Kariye, 21 Ağustos 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ibadete açılmış oldu. Camiye çevrilmeden önce her iki yapı da müze statüsünde hizmet veriyordu. Dünya Mirası Komitesi ise bu karardan “derin endişe” duyduklarını dile getirerek Ayasofya ve Kariye’nin statüsünün değiştirilme kararının kendilerine bildirilmediğini, bu gelişme hakkında öncesinde bir diyalog yaşanmadığını ifade etti.
Dünya Mirası Komitesi yıllık toplantısını yakın zaman önce Çin’de düzenledi. Toplantıda Ayasofya ve Kariye için yapılan bu statü değişikliklerinin, her iki yapının üstün evrensel değeri üzerinde birtakım etkilere sebep olabileceği konusunda uyarıda bulundu. Dolayısıyla Türkiye’yi böylesi bir kararı uygulamaya almadan önce komite ile iş birliği içinde olmaya davet etti.
Kültürel, tarihi veya doğal bir varlığın Dünya Mirası Listesi’ne girebilmesi için karşılaması gereken bazı unsurlar var. Bunların başında da “Üstün Evrensel Değer” ölçütü geliyor. Komite, eğer bu özelliğin korunmadığı ya da karşılanmadığını düşünüyorsa söz konusu kültürel varlığı, Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne alabilir. Daha da ötesi Dünya Mirası Listesi’nden çıkarabilir. Bu durumun en son örneklerinden biri de listeden çıkarılan İngiltere’nin Liverpool kenti olmuştu. Gerekçe ise yeni modern binaların, kentin kendine has özelliklerini, bütünsel görünümünü bozmasıydı.
Dışişleri Bakanlığı’ndan Açıklama Geldi
Fotoğraf: Halil İbrahim Çetinkaya
Dışişleri Bakanlığı, UNESCO’ya bağlı Dünya Mirası Komitesi’nin Genişletilmiş 44. Oturumu’nda “İstanbul’un Tarihi Alanları” ile alakalı karara yönelik açıklamada bulundu. “Ayasofya ve Kariye Türkiye Cumhuriyeti’nin mülküdür ve tarihi, kültürel ve dini değerler bakımından titizlikle korunmaktadır” denilen açıklamada ek olarak “Her iki anıtsal yapıda devam etmekte olan restorasyon ve diğer düzenlemeler, UNESCO standartları bakımından olumsuz bir etki yaratmamakta, bilakis 2019, 2020 ve 2021’de düzenlenen UNESCO Misyonlarında görüldüğü üzere, Ayasofya ve Kariye’nin orijinalliğinin ve bütünlüğünün korunması amaçlamaktadır.” ifadeleri geçti.
Dışişleri Bakanlığı ayrıca “Türkiye, 1983 yılından bu yana taraf olduğu 1972 tarihli Dünya Miras Sözleşmesi’ne taahhütleri çerçevesinde Dünya Miras Listesi’nde kayıtlı alanlarına yönelik hak, yetki ve sorumluluklarının bilinciyle, alanların korunmasına yönelik özenli ve titiz çalışmalarına devam edecektir.” şeklindeki beyanında Türkiye’nin, UNESCO’nun İstanbul’un tarihi alanları hakkında aldığı kararın konuyla ilgili maddelerini de reddettiğini deklare etti. Toplantı sonrasında ise Türkiye heyeti tarafından bu durumun kayıt altına alındığı belirtildi.
Kapak Fotoğrafı: Hasan Akbaş