“Her şey enerjidir ve her şey bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda artık yapacak bir şey yoktur, o gerçeklik size ait olur. Bu felsefe değildir. Fiziktir.”
Einstein
Her ne kadar “biorezonans sigara bırakma”, “biorezonans kilo verme” ifadeleri ile arama motorlarında aratılsa da tamamlayıcı tıbbın çok önemli bir metodu olan biorezonans tedavisi, başta Almanya olmak üzere birçok ülkede, birçok farklı hastalığın tedavisinde başvurulan ciddi bir yöntem. Son yıllarda da Türkiye’de gittikçe öne çıkmaya başladı. Biorezonans, ayrıca bilimselliğinin kanıtlanmış olmasıyla da güvenilir bir tedavi biçimi ve koruyucu tıp alanında önemli bir yer kaplıyor.
Biorezonans tedavisi, işin uzmanları tarafından kaliteli bir cihazla uygulandığında kanser, alerji, psikolojik sorunlar, stres, egzama, bel ve boyun fıtıkları, kas rahatsızlıkları gibi pek çok hastalığın iyileştirilmesinde zahmetsiz, ağrısız ve acısız bir şekilde uygulama kolaylığı sunuyor. Tanı ve tespitlerin bilimsel şekilde ortaya konduğu her durumda çocuklar ve hamileler dahi güvenle tedavi görebiliyor. Ayrıca titreşimi olan her canlının biorezonans ile tedavi ediliyor olması hayvanlara da bu tedavinin uygulanabileceğini gösteriyor. Veriler, biorezonans ile çoğu hastalığın tedavisinde %90 oranında bir başarı yakalandığını ortaya koyuyor.
Her Şey Bir Titreşimdir ve Her Şeyin Bir Frekansı Vardır
Biorezonans tedavi yönteminin mantığını tam olarak kavrayabilmemiz için hayatın kodu olarak tanımlanabilecek “titreşim” kavramına daha yakından bakmak gerekir. Enerjinin kendi varlığını ifade etme biçimi olan titreşim, madde ve atomun ötesinde olan her şeydir. Yani o boyuttaki her şey bir titreşimdir. Titreşimlerden de frekanslar meydana gelir. Biliyoruz ki yaşam, atomun titreşmesi sonucu var oldu. Dolayısıyla hayattaki her canlı, her ekosistem frekans ve titreşimlerden oluşur.
Buradan hareketle, atom maddenin temelidir ve atomun yapısı nötron ile etrafındaki elektronlardan meydana gelir. Elektronlar sürekli hareket halinde olup her yaptığı geçiş ve sıçramada enerjisini yayar. Bu aslında bir fizik kanunudur. Elektron bir devinim halinde üst seviyelere gider, enerjisini bırakır ve alt seviyelere düşer. Elektronların enerjisi ile ortaya çıkan durum kinetik açıdan tanımlayabileceğimiz potansiyel enerjidir. Dolayısıyla elektronların her biri bir dalga boyu ve titreşimde gerçekleşmiş olur ki bu duruma “kuantum titreşimi” denir. Atomdan oluşan her bir maddenin titreşimi farklıdır ve o maddeye hastır. Rezonans ise işte bunu tarifler.
Bilim, hücreler ve her bir vücut parçanızın farklı frekanslara sahip olduğunu tanımlamıştır. Tüm vücudumuz enerji kanalları olarak adlandırılan meridyen denilen yollar aracılığı ile sürekli iletişim halindedir ve bu meridyenler yedi büyük ana çakraya bağlanır. Çakralar da vücudun enerjisini yönetir. Organizmamıza girmeye çalışan bakteri ve virüslerin bile belirli frekans aralıkları vardır. İşte bu noktada vücut bir bakteri ile karşılaştığında, bu bakteri kişinin biyofiziksel frekansını bozarak hastalıkların oluşmasına zemin hazırlar. Daha açık bir ifade ile bedenin frekansının, enerji alanının bozulması, çakraların kapanması ya da tıkalı olması gibi durumlar, bedenin hastalanmasına yol açar.
Dolayısıyla biorezonans tedavisi, titreşimin organizmadaki aktiflik durumundan yola çıkarak vücuttaki bir şekilde bozulmuş olan elektromanyetik frekans aralıklarını yakalar, tespit eder, düzeltir ve hastalıkların gerilemesine, son bulmasına ve kişinin iyileşmesine olanak tanır. Bunu da ilaç kullanmadan, yan etki bırakmayacak biçimde, ağrısız şekilde yapar.
Biorezonans Tedavi Süreci Nasıl İlerler?
Peki biorezonans nasıl yapılır? Kişinin bir hastalık geçmişi ve tanısı olsa dahi, hastaya basit ama detaylı bir kan testi uygulanır. Bu test kişide çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklanan hastalıkları tespit etmede oldukça etkindir. Vücuttaki bakteri ve virüsleri ortaya çıkaran ölçüm ile bağışıklık sistemine yük oluşturan unsurlar tespit edilir. Sonuca göre de tedavi haritası oluşturulur. Hastanın durumuna özel bir şekilde tedavi programlanır. Örneğin her bir seans hastalığın türüne göre 2 ile 15 günde bir yapılır. Seanslar ortalama 1 – 1,5 saat sürer. Tedavi sırasında ana hedef, kişiyi hasta eden nedenin tersi frekans kodlarını doğru vücut noktalarına yükleyerek, yaşanan rahatsızlığı bitirmektir. Kimi durumlarda da ters frekans değil, güçlendirme frekansı uygulanır. Örneğin bel ya da boyun fıtığı için tedaviye gelen bir kişinin omurga bölgesine güçlendirici frekans yüklenilir.
Biorezonans Hangi Hastalıklarda Uygulanır?
Hemen hemen tüm hastalıklarda uygulanan ve koruyucu bir tıp yöntemi olarak kullanılan biorezonans, 400’den fazla hastalık türü için kullanılan bir tedavi yöntemidir. Kanser, çölyak hastalığı, kas ve eklem hastalıkları, romatizma, bel ve boyun fıtıkları, otoimmün hastalıkları, obezite ve alerji gibi pek çok önemli hastalıkta biorezonanstan yararlanılabiliyor. Ek olarak biorezonans cilt kırışıklığı tedavisi, reflü, depresyon, menopoz ve prostat gibi durumlarda da başvurulan yöntemler arasındadır. Vücudu toksinlerden arındırması ve elektromanyetik kirliliği bedenden temizlemesi gibi belirtilen özelliklerinden dolayı da sporcu ve yönetici kitlesinin performanslarını arttırmak için biorezonanstan faydalanabileceği ortaya konuyor. Dolayısıyla bu tedavi biçimi sadece, “biorezonans kilo verme”, “biorezonans sigara bırakma” konularında aratılacak bir yöntem değil; koruyucu ve tamamlayıcı tıp alanında öne çıkan bir yöntem olarak adından bahsettiriyor.
Yararlanılan Kaynak: Dr. Sinan Akkurt / Biorezonans (Kitap)