Sürdürülebilir Kargo Mümkün Mü? | Ecommovers

Sürdürülebilir Kargo Mümkün Mü? | Ecommovers

Sürdürülebilir kargo gönderimi konusunda çok önemli hedefleri olan ve sürdürülebilir paketleme ve lojistik konusundaki ar-ge çalışmaları özelinde önemli bir çaba gösteren EcomMovers markasının kurucusu Ümit A. Ispalar ile “sürdürülebilir” olmaktan daha fazlasını, dünya üzerinde net pozitif bir etkiye sahip olmak için çıktığı yolun hikayesini konuştuk

EcomMovers neden ve nasıl doğdu?

Lojistik, ambalaj ve e-ticaret sektörleri üçgeninde geçen ve 10 yılı aşan profesyonel iş hayatımda çok değerli bir kitle ile tanışma ve onları yakından tanıma şansım oldu. Sürdürülebilirlik çerçevesinde üretim yapan, etik çalışma modeli ile tüm paydaşlarına pozitif etki yaratma amacında olup şeffaflık odaklı ürün geliştirme süreçlerine sahip olan butik markalar ve girişimciler… 

Bu markalar ve girişimciler, ellerindeki kaynaklar ile yurt dışına açılma ve markalarını hedef kitlelerine tanıtma yolunda dijital dünyanın tüm araçlarını en etkin şekilde kullanabilecek yetkinliğe sahipler fakat konu e-ticaret satışlarının arka planını oluşturan operasyonel süreçlere gelince; yani ürünlerin doğru bir şekilde stoklanıp, paketlenmesi ve müşterilere ulaştırılması konusunda birtakım güçlükler yaşadıklarını gözlemledim. Bu noktada onlar ile aynı vizyona sahip, talep ettikleri üst düzey ve kendi markaları için özelleştirilebilir butik e-ticaret lojistiği çözümlerini sürdürülebilirlik çerçevesinde sunmak ve onların iş ortağından öte, ekiplerinin bir parçası olarak kendimizi konumlandırmak adına bu yolculuğa çıkma kararı verdim. 

BBC’nin sanat editörü Will Gompertz, Sanatçı Gibi Düşün başlıklı kitabında “Kendine güven esastır.” der ve şöyle devam eder; “Yaratıcılık için gerekli donanımla doğmakla kalmayız, ayrıca yaratıcılığa ihtiyaç da duyarız. Kendimizi ifade etmemiz gerekir. Sadece söylemek istediğimiz şeyin ne olduğuna ve bunu hangi araçla söyleyeceğimize karar vermemiz gerekir. Bu bir şirket kurarak mı olacak, bir ürün icat ederek mi, bir web sitesi tasarlayarak mı yoksa bir resim yaparak mı?”

EcomMovers, kendi alanındaki yaratıcılığın ve kendini ifade etmenin bir yansıması olarak doğdu.

Doğaya saygılı ve sürdürülebilirlik odaklı markaların her geçen gün artan bir ivme ile çok daha büyük talep görmeye başladığını büyük bir mutluluk ile takip ediyoruz. Amacımız; bu vizyona sahip butik markalara ve girişimcilere, tam da ihtiyaç duydukları noktada üzerlerindeki operasyon yükünü alıp kaynaklarını en etkin şekilde kendi markalarına odaklayabilmelerine imkan sağlayacak yönde hayatlarını kolaylaştırmak.

Sürdürülebilir ve Plastiksiz Kargo

Fotoğraf: Klara Vernarcova

Sürdürülebilir ve plastiksiz kargo mümkün mü?

Ne yazık ki, şirketlerin tüketicilerine verdikleri sözler ile kapalı kapılar ardında uyguladıkları üretim süreçleri arasında genellikle bir boşluk vardır. Başka bir deyişle; tüm ürün ve hizmetler göründükleri kadar sürdürülebilir değildir. İyi haber şu ki dünyanın dört bir yanındaki hükümetler buna izin veren boşlukları kapatmaya başlıyor. 

2022 senesi tüm sektörlerde sürdürülebilirlik için devasa bir yıl olacak. Ambalaj üreticileri için bu, büyük değişikliklerin ve büyük fırsatların ufukta olduğu anlamına geliyor. Sorunuzu yanıtlayabilmek için üç alt başlık kullanmam gerekecek;

Yeniden Kullanılabilir Ambalajlar

Yeniden kullanılabilir paket kavramı yeni değil, ancak 2022’de onu her yerde görmeye başlayacağız. Mağaza içi ortamda işletmeler, tüketicilere seçtikleri ürünle doldurulabilen ve gerektiğinde yeniden kullanılabilir cam, alüminyum veya plastik kaplar ile satın alma fırsatını daha yaygın sunmaya başlayabilir. Bu arada e-ticaret markaları da kullandıkları ambalajları yeniden kullanılabilir kılmaya ve boş ambalajların geri gönderilebilmesi için ücretsiz iade sunmaya odaklanmalıdır.

Daha Etkin Kullanılan Plastikler ve Plastik Geri Dönüşüm Süreçleri

Tüm plastik ambalajların çevreye eşit derecede zarar verdiği ve kullanımlarının yasaklanması gerektiği yanlış bir kanıdır. Aslında üretim maliyetlerini, geri dönüştürülebilirliği ve gıda güvenliği ve raf ömrü gibi işlevsel yönleri hesaba kattığınızda, plastik olmayan bir kaba kıyasla plastik bir kabın daha sürdürülebilir bir seçim olabileceği birçok bağlam vardır.

Başka bir deyişle, 2022’nin plastiğin sonunu gördüğümüz yıl olmasını beklemiyorum. Bunun yerine, üreticilerin çok daha az saf plastik ve daha fazla geri dönüştürülmüş plastik kullandığını ve genel olarak en fazla kirlilik ve atıkla ilişkilendirilen plastik çeşitlerinden uzaklaşmaya başladıklarını göreceğimize inanıyorum.

Plastik Alternatifi Materyaller

2022 yılı, plastikleri kullanmanın ve geri dönüştürmenin daha iyi yollarını bulmanın yanı sıra plastik alternatiflerinin popülaritesinin arttığı ve hatta belki de norm haline geldiği bir yıl olacak.

Plastik yerine kullanılabilecek sürdürülebilir ambalaj malzemeleri, biyolojik olarak parçalanabilen, kompostlanabilen ve hatta çözünebilenleri içerir. Son birkaç yılda nişasta bazlı biyoplastik malzeme teknolojisinde çok ciddi ilerlemelerin kaydedilmesi büyük umut kaynağıdır. Diğer bir yol da geri dönüşümü daha kolay olan ve geri dönüştürülebilir plastiklerden daha uzun ömürlü malzemeler kullanmaktır. Elbette her iki durumda da üreticilerin, işe en uygun olanı belirlemek için malzemenin genel yaşam döngüsüne bakma sorumluluğu vardır.

Cam ve alüminyum ambalajlar; dayanıklı oldukları, gıda açısından güvenli oldukları ve kalite kaybı olmaksızın birçok kez kolayca geri dönüştürülebildiklerinden geleneksel plastiklere iki mükemmel alternatiftir. Hafif, şekilli ve esnek ambalajlar ise bitkisel yağlar ve mısır nişastası gibi yenilenebilir biyokütle kaynakları kullanılarak yapılan biyoplastiklerle yeniden oluşturulabilir.

Plastik ambalajlara alternatif olarak benim kişisel favori ürünüm kalıplanmış hamurdur. Bu, su ile karıştırılmış ve kalıplara preslenmiş geri dönüştürülmüş kağıt veya doğal liflerden yapılmış bir malzemedir. Kalıplanmış hamurun faydaları, tamamen gübrelenebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir olması, yenilenebilir “ağaçsız” kaynaklar kullanması ve pürüzsüz, hafif ve kolayca özelleştirilebilir bir yüzey elde edilmesine imkan sağlamasıdır.

Karbon ayak izini azaltmak için neler yapıyorsunuz?

EcomMovers olarak çalışmalarımızı sürdürdüğümüz tesisimiz, sıfır karbon emisyonu ile tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışan bir bina içinde yer almaktadır. Ofiste tek kullanımlık plastik kullanılmamakta ve günlük gıda tüketimlerimizin artıklarını ayrıştırarak kompost edilme sürecine dahil etmekteyiz. İş yerimize ulaşımı sağlarken toplu taşıma kullanmayı önceliklendiriyoruz, araç kullanma zorunluluğumuz olduğunda da aylık bazda karbon ayak izimizi ölçümleyip bunu nötrlemek adına fidan bağışı ve karbon kredisi alma gibi süreçlere sahibiz. Aynı zamanda toplumun sürdürülebilirlik konusunda bilinçlenmesine destek olabilmek adına geliştirilen projelere katkı sağlamayı da kısa vadede hayata geçirmek istediğimiz önceliklerimiz arısına dahil ettik. 

Sürdürülebilirliği çevre faktörü yanı sıra toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik temelinde yorumladığımız için ekip içinde part-time çalışma olanakları yaratarak, öğrencilere ve ev hanımlarına da yer vererek insanların hayatlarına pozitif dokunuşlarda bulunmayı seviyoruz. Severek ve tutkuyla yapılan işlerin başarıyı getirmesi kaçınılmazdır ve biz de butik markaların ve girişimcilerin hayatlarına dokunurken içinde bulunduğumuz toplumu da aynı potada değerlendirme vizyonu ile hedeflerimizi belirlemeye gayret ediyoruz.

Günlük sipariş hazırlama operasyonlarımızı yönetirken odaklandığımız önceliklerimiz ise geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ambalajları kullanmak ve her bir siparişte paketlenen ürün için doğru miktarda ambalaj sarf malzemesi kullanarak gereğinden fazla materyal kullanmanın önüne geçmek oluyor. Gün sonunda ise geriye kalan atıklarımızı ayrıştırarak geri dönüşüm sürecine dahil olmalarına olanak sağlıyoruz.

Ecommovers Butik Hizmet

Fotoğraf: Pxhere Commons

​EcomMovers olarak butik hizmet veriyorsunuz. Bunlardan bahseder misiniz?

Ekolojik dengeyi korumayı ve sürdürülebilir ürünler yaratmayı odak noktaları konumuna getiren girişimcilere ve butik markalara, kendilerine özel tasarlanmış süreçler ile olağanüstü bir e-ticaret sipariş teslimat deneyimi yaşatmak amacıyla 2021 yılının son çeyreğinde yola çıktık. 

EcomMovers, e-ticaret sipariş karşılama alanında en kaliteli ve markaya özel hizmetin verilebileceği inancı üzerine kurulmuştur. Her zamanki ‘geleneksel’ hizmetlere yenilikçi bir alternatif sunuyoruz. 

Her marka için sahip oldukları ürün kategorisine en uygun stoklama alanları ve raf düzenlerini projelendirip hayata geçiriyoruz. Biliyoruz ki en ince ayrıntısına kadar özenle tasarlanan ürünler en özel süreçlerde tüketicilere ulaştırılmalı. Bu yüzden hizmet verdiğimiz her markanın kendine özel tasarlanan rafları ve kendi paketleme materyallerinin bulunduğu özel paketleme istasyonları bulunuyor.

İş ortaklarımıza sektör bilgisi temeli üzerine kurulu yenilik, tutku ve coşku sunuyoruz. İş akışlarımızı kendimize has, sonuç odaklı ve yapıcı yaklaşım ile kişiselleştirilmiş süreçler tasarlayarak hayata geçiriyoruz. Her koşulda farklı bakış açıları geliştirmek için çaba gösteriyoruz.

Sürdürülebilir Kargo Mümkün Mü? | Ecommovers

Fotoğraf: Andy Li

Lojistiğin global ölçekteki karbon ayak izinde etkisi nedir?

Uluslararası Taşımacılık Forumu (ITF), uluslararası ticaretle ilgili yük taşımacılığının şu anda taşımacılıkla ilgili toplam tüketilen yakıttan kaynaklanan tüm CO2 emisyonlarının yaklaşık %30’unu ve küresel emisyonların %7’sinden fazlasını oluşturduğunu tahmin etmektedir. 

Her yıl milyarlarca ton ürün; gemiler, kamyonlar, uçaklar ve trenlerle dünya çapında taşınmaktadır. Yük dönüşümünün küresel sera gazı emisyonlarının %8’ini oluşturması, (depolar ve limanlar da hesaba katılırsa %11) şaşırtıcı değil. Sürdürülebilirliği sağlamak için önemli değişiklikler olmadan lojistik, 2050 yılına kadar en yüksek karbon ayak izine sahip sektör haline gelecek.

Uluslararası kuruluşlar bu eğilimi tersine çevirmek için kararlılık gösteriyor. Örneğin AB, 2050 yılına kadar karbon nötrlüğünü hızlandırma planlarını yayınladı. Küresel denizcilik şirketleri için lojistik sürdürülebilirlik standartlarını karşılamak, işi sürdürmek için hayati önem taşıyacaktır. En yenilikçi karbon azaltma çabaları bile 2025 yılına kadar 1,4 trilyon dolara ulaşması beklenen e-ticaret sektörünün sürekli artan taleplerine yanıt verme baskısıyla karşılaşıyor. Dolayısıyla lojistik sektörü bir mucizeyi bekleyemez; tedarik zinciri verimliliğine daha önce görülmemiş bir odaklanma ile yeni buluşların stratejik olarak birleştirilmesi gerekiyor.

Lojistiğin Etkisi

Fotoğraf: Suprising_Shot

Tedarik zinciri boyunca daha odaklı bir çevresel anlatı, teknolojiye olan talebin artmasını sağlamak zorundadır. Sorumluluk, her zamankinden daha fazla bir şekilde doğrudan şirketlere düşecek ve en iyi karbon ayak izi düşürme uygulamalarıyla uyumluluklarını kanıtlama yetenekleri kritik bir rekabet avantajı olarak taçlandırılacaktır. Bu tür ihtiyaçlar, bir şirketin operasyonlarında tam bir şeffaflık ve raporlanabilirlik gerektirecektir. Verimsizlikleri ve “kaynak sızıntılarını” doğru bir şekilde tanımlamadan, optimizasyon ve nihayetinde en çok karbon salan süreçleri kontrol etmeye yönelik adımlar için bir çıkış yolu olduğunu düşünmüyorum.

Yapay zeka, güvenilir veri yapıları oluşturmaya yardımcı olarak bilinçli süreçler ve bunların kolay yönetimi için bir temel oluşturur. Karar vericilerin raporlar oluşturmasını sağlayan gösterge panoları ile hangi rotaların en verimli olduğu daha iyi değerlendirilebilir, sahip olunan kaynaklar akıllıca dağıtılabilir ve hatta kapasite ayarlanabilir. Örneğin; önceden ayarlanmış durakları ve gerçek zamanlı yeniden rota ayarlamaları olan kara nakliye araçları, yakıtın boşa harcanmamasını sağlamak için hayati öneme sahiptir.

Tedarik zinciri yönetimi, sektör profesyonellerinin bildiği gibi anlaşılması güç süreçler ile doludur, gelişen yapay zeka teknolojileri ise şirketlere zayıf noktalarını (özellikle karbon salımı sorunları açısından) belirleme konusunda güç verirken, bunlarla mümkün olan en iyi şekilde mücadele etmeye yardımcı olacaktır.

Siz özel hayatınızda sürdürülebilirlik kapsamında ne gibi aksiyonlar alıyorsunuz?

Dünyada yaşayan yedi milyar insan, gezegenin kaynaklarını büyük bir hızla tüketmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler’in tahminlerine göre küresel nüfus, 2050 yılına kadar 9,7 milyara ve 2100 yılına kadar 11 milyara ulaşabilir. 

Artan sera gazı emisyonları küresel ısınmayı doğrudan etkiliyor. Gezegenimiz üzerinde feci etkileri olan iklim değişikliğini hızlandırıyor. Hepimiz günlük hayatımızda iklim dostu seçimler yaparak küresel ısınmayla mücadeleye katkıda bulunabiliriz. Günlük yaşantımızda yapacağımız küçük değişiklikler ile uzun vadede büyük bir fark yaratabileceğimize inanıyorum. 

Örnekler vermek gerekirse; hazır paketli ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmaya çalışmak ve mevsiminde sebze ve meyve tüketmeye dikkat etmek, alışveriş esnasında plastik olmayan taşıma çantaları kullanmak, hızlı moda akımından uzak kalarak gereksiz alışverişten kaçınmak, atıkları ayrıştırarak geri dönüştürülmelerini sağlamak, enerji kaynaklarını en tasarruflu şekilde kullanmaya gayret ederek ailece sahip olduğumuz karbon ayak izi için de fidan dikmek, bireysel olarak aldığım aksiyonlar arasında yer alıyor.