Güncelleme Tarihi: 28 Ekim 2024
Greenhushing Nedir?
Her ne kadar yeni bir terim gibi görünse de ‘’greenhushing’’ kavramı 2000’li yılların başından beri kullanılıyor. Kelimenin Türkçe karşılığı ise ‘’yeşil susma’’ anlamına geliyor.
Özellikle greenwashing furyasından sonra birçok marka, sürdürülebilirlik ile ilgili gerçekleştirdikleri faaliyetleri ya şeffaf bir şekilde tüketicileriyle paylaşımyor ya da bu konu hakkında herhangi bir duyuru yapmamayı tercih ediyor. Markalar pek çok zaman ürünlerini tanıtırken doğa dostu olduklarını vurgulamıyor, ambalajlar üzerinde bu detaya yer vermiyor ya da herhangi bir pazarlama faaliyetinde sürdürülebilirliğe değinmiyor.
Greenwashing vs Greenhushing
Konu markaların sürdürülebilirlik anlayışlarına geldiğinde akıllara gelen ilk terimlerden biri olarak ‘’greenwashing’’, ‘’greenhushing’’ terimiyle karıştırılmaya oldukça müsait. Ancak birbirinden farklı anlamlara sahipler.
Toplumda oluşmaya başlayan sürdürülebilirlik farkındalığı, tüketicilerin iklim krizine karşı duyarlı davranan markalara yönelmesini sağladı. Bu sebeple birçok marka sürdürülebilirlik konusunu iletişim stratejisinin bir parçası haline getirdi. Ancak bazı markaların bu konuyu yalnızca pazarlama stratejisi olarak kullandığı biliniyor. Normal şartlarda üretimi ve dağıtımı sırasında çevreye olumsuz etki gösteren ürünlerin pazarlama süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkesine dikkat ettiği öne çıkarılıyor. Ürünlerin doğa dostu olduğunu vurgulayarak pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirseler de üretim sürecinde bu özelliklerini karşılayamayan markalar, tüketicilerin tepkisini çekiyor. Bu durum greenwashing terimiyle anlam buluyor.
Peki, greenhushing teriminin greenwashing terimiyle ilişkisi nedir? Tutarsız hareketleriyle tüketicilerinin tepkisini toplayan markalar diğer markalara önemli bir örnek teşkil ediyor. Bu doğrultuda greenhushing devreye giriyor ve markalar tutarsız söylemlerde bulunup greenwashing suçlamalarıyla baş başa kalmak yerine sürdürülebilirliğe dair herhangi bir söylemde bulunmuyor. Oysa bu markalar arasında iklim krizine çözüm üretmek adına adım atan, üretimlerinde sürdürülebilirliğe önem gösterenler de yer alıyor.
Greenhushing: Avantaj Mı Dezavantaj Mı?
South Pole 2022 Raporu’na katılım sağlayan şirketlerin %67’sinin hedefinde net sıfır var. Ancak araştırmaya katılan şirketlerin %23’ü bu hedef doğrultusunda gerçekleştirecekleri adımları paylaşmayacaklarını belirtiyor. Gerek hedefleri gerekse hedeflerine yönelik önemli projeleri bulunan bu şirketlerin faaliyetlerini paylaşmamalarının en önemli nedenlerinden biri elbette greenwashing.
Aynı raporda ulaşılan sonuçlardan biri greenwashing’den kaçınmak olurken diğer bir sonuç ise markaların henüz bu konuda konuşabilecek donanıma sahip olmamaları.
Elbette bu yaklaşım sayesinde markaların elde ettiği en büyük avantaj, tutarsız söylemleri olmadığı için tüketiciler tarafından tepki toplama ihtimallerinin olmaması. Bu temkinli hareketleri sayesinde hem tüketicileriyle olan bağlarında bir zedelenme olmuyor hem de sosyal medyanın gündeminde olumsuz bir şekilde yer almıyorlar.
Toplumda önemli bir etki yaratan iklim krizi endişesi gün geçtikçe artıyor ve herkes daha bilinçli şekilde tüketim gerçekleştiriyor. Her gün kullandığımız markalara daha sorgulayıcı yaklaşıyor, tükettiğimiz ürünleri detaylıca inceliyoruz. Tüm bu tanımlar, karşılaştırmalar ve bulgular sonrasında anlayabiliriz ki iklim krizinin önlenmesinde önemli bir rol oynayan markaların tüm bu süreç içerisinde başarılı olmak için şeffaflığa, tutarlı söylemlere ve dürüst pazarlamaya ihtiyaçları var.
Greenhushing Stratejisinin Uzun Vadeli Sonuçları
Greenhushing, kısa vadede markaları greenwashing eleştirilerinden koruyabilir, ancak uzun vadede bu stratejinin olumsuz etkileri ortaya çıkabilir. Tüketiciler, giderek daha fazla sürdürülebilirlik bilinci kazanırken, markaların çevre dostu adımlarını şeffaf bir şekilde paylaşmasını bekliyor. Bu beklenti karşılanmadığında, tüketiciler markaların bu alanda gerçekten adım atıp atmadığını sorgulamaya başlar ve güven kaybı yaşanabilir. Ayrıca, sürdürülebilirlik faaliyetlerini gizleyen markalar, sektörlerinde liderlik yapma ve pozitif bir itibar oluşturma fırsatını da kaçırmış olurlar. Şeffaflık, sadece tüketicilerle güven bağı kurmakla kalmaz, aynı zamanda markaların sosyal sorumluluk alanındaki itibarlarını güçlendirebilir.
Kapak Fotoğrafı: Unsplash | Rodeo Project Management Software