Son zamanların karamsar gündeminde, yüzümüzü gülümsetecek haberlere o kadar ihtiyacımız var ki. Mesela mı? Türlü hatalarımız yüzünden nesli tükendiği düşünülen ve endemik bir canlı olan Anadolu Parsı’nın aslında hala aramızda olduğunu öğrenmek ilaç gibi geldi açıkçası. İşi ne kadar yokuşa sürersek sürelim, ekolojik dengenin ve dünyanın kendini koruma mekanizmaları bizlerden çok daha donanımlı. Tabii yine de işi yokuşa sürmenin hiçbir anlamı yok, üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirme vaktimiz geldi geçiyor bile.
Anadolu Parsı’nın Gizemi
Fotoğraf: Tima Miroshnichenko
Öncelikle şöyle ilginç bir bilgiyle başlayalım: Aslında Anadolu Parsı diye bir türün olup olmadığı, bilim insanları tarafından uzun zamandır tartışılıyor. Nitekim bu gizemli hayvan, komşumuz İran’da görülen İran Parsı’nın (bilimsel adıyla Panthera pardus saxicolor) bir alt türü mü yoksa kendi başına bir türü mü temsil ediyor sorusu henüz yanıtlanmadı. Yani Anadolu Parsı öyle bir hayvan ki bilimsel olarak bile bir giz perdesinin arkasına saklanıyor.
Ülkemizde bu hayvana yönelik ilk kayıtlara ise 1856 yılında İzmir’de rastlanmış. Ancak daha ilk kayıtlardan beri güzelim hayvanın çilesi bitmiyor. O dönemin yetkililerine hayvanı teslim eden insanlar, onu bizzat Nif Dağı’nda vuran avcılar çünkü. Literatürümüze ve tür kataloğumuza böyle trajik bir giriş yapıyor. O günden bu güne avcılık adı altında resmen katliama uğrayan Anadolu Parsı, son olarak 1976’da Kuşadası’nın meşhur Milli Parkı’nda görülüyor ve görüldüğü gibi de vuruluyor. Ondan sonra da bir daha izine rastlanmıyor.
Elbette yıllar yılı ülkenin dört bir köşesinde Anadolu Parsı’nın görüldüğü veya maalesef vurulduğuna dair asparagas haberler gündeme geliyor. Fakat pars, gizemini korumaya devam ediyor. Ta ki günümüze kadar…
Anadolu Parsı Görüntülendi!
Madem Anadolu Parsı’nın soyu tükenmemişti, bunca yıldır neden görüntülenmedi? Bu sorunun cevabı parsın tür özelliklerinde gizli. Parslar, oldukça sessiz bir şekilde avlanıyor ve kamuflaj yetenekleri epey gelişmiş. Üstüne bir de bir buçuk asırdır insanlar tarafından avlandıklarından ötürü, kendilerini bize göstermeme açısından önemli yol katetmişler. Tüm bunlara ek olarak parslar, ekolojik olarak zengin ve vahşi alanlarlarda barınan hayvanlar. Herkesin bildiği üzere insanlık, bu tarz doğal yaşam alanlarını keyfince tahrip ediyor. Hal böyleyken de hayvanlar için geriye pek bir yaşam alanı kalmıyor. Uzun lafın kısası avcılıkla soylarını kırarak ve doğanın tahribatı yüzünden yaşam alanı tanımayarak zaten kamuflaj yetenekleri oldukça gelişmiş olan parsları gözden kaybettik.
Anadolu Parsı’nı Nasıl Koruruz?
Fotoğraf: Quang Nguyen Vinh
Anadolu Parsı’nın en son nerede görüldüğü gizli tutuluyor. Bunun nedeni, bu gizemli ve efsanevi hayvanın peşine düşecek avcıları engellemek. Ancak görüntülerin kaynağını gizlemek tek başına yeterli değil. Toplumumuzu bu canlıya yönelik iyice bilgilendirmeli ve parsların korunması için acilen harekete geçmeliyiz. Neyse ki Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Dr. Yasin İlemin ve parsı 30 yıldır takip eden Prof. Dr. Şağdan Başkaya, hem yerel halkı hem de kamuoyunu sık sık bilgilendiriyor. Belki de ihtiyacımız olan şey, bu konunun daha büyük mercilerce ele alınması ve ulus çapında bir kampanya yürütülmesi.
Gelecekte bu güzelim hayvanın görüntülenmesinin haber değeri taşımaması dileğiyle…
Kapak Fotoğrafı: Wikimedia