Kurgudan Gerçekliğe: Gıdanın Geleceği

Kurgudan Gerçekliğe: Gıdanın Geleceği

İnsanlığın varoluşundan beri en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri şüphesiz besindir. Haliyle tarihimizin her döneminde besine ulaşmak için daha kolay yollar aradık. Hatta medeniyetimizin besine ulaşmak amacı üzerine kurulduğunu iddia edebiliriz. Çünkü insanlık ilk defa ağaçlardaki meyvelere erişmek için alet kullandı ve aletin evrimiyle günümüz teknolojisine ulaştık. Bu sebeple kültürümüzde her daim gıdanın geçireceği ve dönüşüm merak konusu olmuştur. Örneğin 20. yüzyılın en büyük bilim konferanslarından olan Exposition Universelle’de pek çok fütürist, gıdanın geleceği hakkında öngörülerde bulunmuştu. Kimisine göre gelecekte bildiğimiz yiyecekler yerine yalnızca haplarla beslenecektik, kimisine göre ise yalnızca posalardan oluşan bir diyetimiz olacaktı. En büyük fütüristlerden olan bilim kurgu yazarları da pek çok kez gelecekte gıda sektörü ne durumda olacak diye merak etmiş. Peki tahminleri ne derecede tutarlı? Gelin yakın tarihin ünlü bilim kurgu eserlerinde geleceğin gıda endüstrisine ışık tutalım ve bugünün bilimsel gerçekleriyle karşılaştıralım. 

Farklı Bir Protein Kaynağı

Gelecekte gıda sektörü: böcekler protein tozu oluyor

Ridley Scott’ın ikonik eseri Blader Runner’ın devam filmi olarak çekilen Blade Runner 2049, yakın gelecekteki distopik, cyberpunk bir dünyayı önümüze seriyor. İnsanlığın kuraklık, nükleer savaş ve küresel ısıtma sebebiyle harap ettiği bir dünyada elbette besine ulaşmak büyük bir sorun. Bu sebeple alternatif bir protein kaynağı olarak böcek çiftlikleri yaratılmış. Sera benzeri bir yapıyla zehirli atmosferden korunan böcekler, protein tozu veya konsantre yiyecek olarak kullanılmak üzere çiftliklerde yetiştiriliyor. Zor ve zahmetli bir protein kaynağı olan ete karşı alternatif bir çözüm olarak tasarlanmış.

Posa Yiyecekler

Gelecekte gıda sektörü posa yiyecekler

Terry Gilliam tarafından yönetilen Brazil filminde alternatif distopik bir gelecekte yiyeceklerin tüm besin değerleri ve lezzeti dondurma kıvamında posalara dönüştürülmüştür. Restoranlarda yiyeceklerin gerçek fotoğrafları ile seçim yapılarak posa halleri sipariş edilir. Bu sayede üretimden tüketime geçen süreçteki işlemler azaltılarak tasarruf edilmeye çalışılır. 

Tarih bize gösterdi ki yemek endüstrisi yalnızca bilimsel gelişmeler ışığında değişmez. Birçok sosyolojik ve politik kırılım sonucu yeme alışkanlıkları değişebilir. Yönetmen bu noktayı ustalıkla yakalamış. Terry Gilliam’ın film boyunca çizmeye çalıştığı kusursuz insan modeli yalnızca köşelere sahip olmayan, tek parça görünen kusursuz yiyecekler yiyebilir.

Replicator

Gelecekte gıda sektörü aracı replicator

Star Trek serisi çoğu bilim kurgu eseri için mihenk taşı olarak kabul edilir. Star Trek’te bulunan Birleşmiş Gezegenler Federasyonu’nun mottosu ise evrendeki tüm canlı yaşamına saygı duymak ve korumaktır. Atomun tamamiyle kavrandığı bu gelecekte “replicator” adlı bir alet sayesinde sıkıntısız bir şekilde yemek üretilebiliyor. Temelde, aldığı farklı atomları manipüle ederek istenilen ürüne dönüştürebilen bu alet, genellikle yemek için kullanılıyor. Saniyeler içinde hafızasındaki milyonlarca farklı tarifi yemeye hazır bir şekilde sunabiliyor. Star Trek’in ütopik gelecek yaratımının en uç örneklerinden biri olan bu alet sayesinde yaşamın en büyük sıkıntısı olan besin sorunu çözülmüş. Hatta farklı bir uzaylı ırkın hala gezegenlerindeki hayvanları besin kaynağı olarak kullanması hakkında Star Fleet Kaptanı Jean-Luc Picard şu sözleri sarf ediyor:

“Replicator sayesinde dünyadaki inekler yüzyıllardır serbestçe dolaşıyor ve biz hala et yiyebiliyoruz.”

Gerçeklik

Gelecekte gıda sektörü et

Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,7 milyara ulaşması bekleniyor. Bunun yanında küresel ısıtmanın dünyaya vereceği zararlar büyük olacak. Yapılan araştırmalara göre dünyadaki tarım arazilerinin %38’inin bozulma sürecinde olduğu tespit edildi. Tüm bu negatif etmenlere rağmen başka bir araştırmaya göre 2050 yılında tüm insanlığı besleyebilmek için besin kapasitemizi %70 oranında artırmamız gerekiyor. Peki gıda sektörünün geleceği nasıl olacak?

Gelecekte gıda sektörü için en önemli konulardan biri şüphesiz sürdürülebilirlik olacak. Gıdanın temel kaynağı olan tarım sektörü tam anlamıyla fütüristik bir dönüşüm geçirecek. Sürdürülebilir tarımda halihazırda kullanılmakta olan topraksız tarım gibi yöntemler mükemmelleştirilecek. Tarım alanında en büyük değişiklik ise bir öğünümüzün çoğunluğunu oluşturan patates, mısır, pirinç ve buğday gibi gıdaların tüketiminin azalması olacak. Küresel ısıtma sonucu sıcaklık artışları sebebiyle soğuk iklimler için birebir olan bu besin kaynakları, yerini muz, manyok ve börülceye bırakacak. 

Protein kaynaklarımız da değişiyor! Bol proteine sahip olan böcekler öğünlerimizin içine girecek. Yapılan araştırmaya göre günümüzde iki milyar insan böcek tüketiyor. Şu an dünya üzerinde 1900 tür böcek yiyecek olarak tüketiliyor. Metabolizmamızın sürdürülebilmesi için olmazsa olmaz olan proteinler, çeşitliliğin çok olması ve üretiminin kolay olması sebebiyle böceklerden karşılanacak. Ayrıca besi hayvanından üretilen et yerini tamamen vegan, laboratuvarda üretilen yapay etlere bırakacak. Nanoteknolojinin gelişmesiyle birlikte aynı Replicator’da olduğu gibi 3D yazıcılar ile gıda üretilebilecek.

Sonuç olarak insanlığın gıda derdi hiçbir zaman bitmeyecek gibi duruyor. Yüzbinlerce yıl önce avcı, toplayıcı rejimimizi tarımsal besin kaynakları için terk etmiştik. Bu olay tüm kültürümüzü etkileyen yerleşik hayata geçiş olarak adlandırıldı. Görünen o ki şartlar, insanın alışık olmadığı yiyeceklerle beslenmesine sebep olmuş. Dünya nüfusunun düzensiz artışı ve iklim krizi sebebiyle önümüzde bir dönüşüm daha belirdi. Hazır olun, öğünleriniz değişmek üzere!