Pandemi döneminde sanata devamlılık adı altında sanatçılar ve sanata hizmet edenler bir şekilde var olmanın, sanatı sürdürmenin yollarını aradı. Haklı olarak sanat durmamalı, devam etmeli, tazeliğini korumalı ve nefes almalıydı. Tüm diğer alanlar gibi müzik, tiyatro gibi alanlardaki faaliyetler de maalesef durdu. Müzik sektörü tamamen çöktü ancak Instagram üzerinden canlı konserler verildi. Çeşitli platformlarda bilet karşılığında konserler verilmeye devam etti. Peki tiyatro nasıl varlığını sürdürecekti? İşte bu noktada bazı tiyatrolar kayda alınmış oyunlarını YouTube veya kendi siteleri üzerinden yayınlarken Zorlu PSM çok daha farklı bir şey yaptı. Klasik, kült oyunları günümüze uyarlayarak sahneye taşıdı. Bunu sinemanın ekipmanlarından yararlanarak kayda aldı ve kendi kanalı üzerinden insanlarla paylaştı.
Bu noktada yeni, sıfırdan yapılmış bir iş olduğundan ötürü ve tabii az önce de dediğim gibi sinema ekipmanları ile kayda alındığından, üstelik canlı seyircisi de olmadığından kısa filmi andıran bir iş ortaya çıktı.
William Shakespeare’den Hamlet, Romeo ve Juliet, Gece, Hırçın Kız, Bir Yaz Gecesi Rüyası; Anton Çehov’dan Martı, Üç Kız Kardeş, Ayı; Henrik Ibsen’den Bir Bebek Evi; Sofokles’den Antigone gibi oyunlar özetler halinde oyunların tekstinin belli bölümlerinden alınan vurucu cümleleri ile yeniden sahnelendi. Hap bölümler şeklinde olan bu oyunlar hakkında bir yandan fikir sahibi olurken, bir yandan da orijinaline olan merakımız cezbedildi.
Normalde tiyatroda oturduğumuz yerden tüm sahneyi görürüz. Oyuncular bize dönüktür ve yüz ifadelerini, oyunlarını bu şekilde görürüz. Dijital sahnede ise çekimler daha sinematografik yapılmış, yeri gelince yüz planı çekilmiş, sahne kuralları yerine sinema kuralları geçerli olmuş. Bu sebeple kısa film görünümlü tiyatro oyunu desek yanlış bir şey söylemiş olmayız.
Dijitalleşmede Tiyatronun Yönü
Fotoğraf: Gerd Altmann
Tüm bunların ışığında dijitalleşen dünyada tiyatronun varlığını artık başka yollarla da sürdürebileceği ihtimali doğdu. Tiyatro buna zamanla evrilir mi sorusu akıllara geldi. Yine de elbette canlı olarak sahnede izlemenin tadını hiçbir şeyin vermeyeceğini bilmekle beraber bu tip yeni yaklaşımların sonraki çalışmalara ilham vereceği de aşikar.
Bir Başka Tiyatro
Fotoğraf: Zorlu Psm
İbrahim Çelik’in yönetmenliğinde, dekorundan müziğine, kostümünden ışığına bambaşka bir tiyatro anlayışı ile işlenen proje, çağımız sanat anlayışını bir kez daha gözler önüne sermiş oldu. Diğer sanat dallarında olduğu gibi tiyatroda da eserlerin günümüze evrilip popüler kültürün bir parçası haline getirildiğinde sanatın daha ulaşılabilir ve ilgi çekici olabileceği görüldü. Bambaşka bir dünyanın kapısını hafiften aralayıp içeriye bakmanın çok da ürkütücü olmadığına, sanatın çok geniş ve belki de sonsuz bir üretim alanı olduğuna bir kez daha şahit olduk.
Her Şey Dijital
Fotoğraf: Zorlu Psm
Dijital sahnede oyunların dekorunda ciddi bir bugüne aitlik var. Sahnede ise yeri geliyor cep telefonu kullanılıyor, yeri geliyor gizli kamera görülüyor. Kostümler ya tamamen bugünün modern çizgisine ait ya da klasik kostümün modern detaylarla süslendiği marjinal bir görünümde. Hal böyle olunca izlediğiniz oyun Hamlet veya Romeo ve Juliet değil de daha gelecekten bir an gibi geliyor.
Müziğe gelince; bildiğimiz elektronik müzik. Yani o oyunlarda duymaya alıştığımız enstrümanlar yerine buram buram dijital kokan, gizemli, çekici ve hoş elektronik tabanlı müzikler. Sahne, dekor ve kostümleri tamamlayan, başka türlüsü zaten mümkün olmazdı diye düşündüren bu müzikler de yine günümüzün sanatında değişen, dönüşen anlayışı yansıtmış oluyor.
Tiyatroya Özlem
Fotoğraf: Christos Giakkas
Netice itibarıyla aslında tüm bu gayenin tiyatroya olan özlemimizi biraz olsun gidermek olduğunu, tiyatro salonlarına kavuşacağımız zamanların bir ön buluşması olduğunu biliyoruz. Bugünkü bu dijital yaklaşımı yarın tiyatro salonlarında da görebileceğimizin sinyallerini fark ediyor, yenilikleri de heyecanla benimsiyoruz. Perdelerin açılacağı o gün geldiğinde Zorlu PSM ve daha nice sanata hizmet eden yerlerle birlikte bayram sevinci yaşayacağımızdan şüphemiz yok. Sanat; hep var ol, sonsuz yaşa!