Genç Yeni Farklı (GYF) sergisinin 11. edisyonu, görücüye çıktığı Zilberman Gallery’nin Beyoğlu’ndaki mekanında 13 Ağustos 2022 tarihine kadar ziyaret edilebilir.
Serginin bu seçkisinde Betül Aksu’nun İsimlendirilmemiş Dikdörtgenler başlıklı mono-baskı resimlerini, Emin Berk’in Musclephobia başlıklı fotoğraf projesini, Ceren Su Çelik’in Boyutluluk Laneti başlıklı video çalışmasını, Delal Eken’in Bir Bitişin ve Başlangıcın Direnişi başlıklı video enstalasyonunu, Özkan Işık’ın İçimizden İkimiz dizisinden bir dokuma işini, Murat Kahya’nın Vantage Point başlıklı yerleştirmesini seyrediyoruz.
Ayrıca Pınar Köksal’ın Olay Ufku serisinden fotoğraflarını, Pınar Marul’un Annemin Korkuları başlıklı epoksi çalışmasını, Sinan Orakçı’nın Nevrotik başlıklı yağlı boya tablosunu, Muaz Özden’in Remains of 23 Years of Secrecy başlıklı yağlı boya tablosunu, Ferhat Tunç’un Kare Bir Daire Çizmek Mümkün Mü? başlıklı etkileşimli enstalasyonunu ve Yaren Yıldız’ın Mesafemi Korumanın Önemi başlıklı tükenmez kalem işini görüyoruz.
Sanatçıların ve işlerin bazılarına ayrıca değinmeden önce öyle sanıyorum ki bu sergi serisinin muhteviyatından bahsetmek faydalı olacaktır. GYF, her yılın son sergisi olarak Zilberman tarafından genç sanatçıları desteklemek ve görünür kılmak maksadıyla düzenleniyor. Proje, ülke çapında yapılan bir duyuruya iştirak eden genç sanatçılar arasından bağımsız bir jüri heyetinin seçimleriyle gerçekleştiriliyor. Aslına bakarsanız bu serinin maksadını, sergi katalogunun giriş metnini yazan ve aynı zamanda jüri üyelerinden biri olan Kültigin Kağan Akbulut şu cümlelerle özetliyor diyebiliriz;
‘’Sanırım asıl mesele en doğruyu bulabilmek değil. Asıl mesele ‘sanat alanında’ yeni gelenlere fırsat tanıyabilmek, yeni insanlara, farklı ifade biçimlerine, yeni bakışlara olanak tanıyabilmek. Koleksiyoner heyecanını sakinleştirebilecek, yarışma düzeninin alternatifleri olabileceğini gösterebilecek bir düzen yaratmak. Bu hemen bugün yaratılabilecek bir düzen değil. Önemli olan bunun nüvelerini yeşertmek, alanı genişletmek. Genç Yeni Farklı seçkileri bu alanı genişletmek için araçlarımızdan biri.’’
Yepyeni karşılaşmaların heyecan verici olduğu bu deneyimde şahsen olmasa da işleriyle tanıdık isimlerle buluşmak ayrıca keyif vericiydi. Nitekim Ceren Su Çelik ile Mixer’deki Coulisse sergisinden, Delal Eken ile Cocoon’daki Videodaki Manzara sergisinden, Özkan Işık ile de Mamut Art Project’in 2021 edisyonundan tanışığız.
Kare Bir Daire Çizmek Mümkün Mü?
Tanışık olduğum bir isim daha var. Kişisel favorim olduğu için sona saklamak ve biraz da bahsetmek istedim. Ferhat Tunç’u Decollage Art Space’in ilk sergisi olan Başka Yer’den biliyorum. Fakat öyle sanıyorum ki hiçbir zaman bir Ferhat Tunç işiyle karşılaşma sıradanlığı çökmeyecek üzerime. Her seferinde yeni bir metotla yeni bir fikirsel atmosferin içine davet ediliyorum.
Ferhat Tunç’un bu sergide yer alan Kare Bir Daire Çizmek Mümkün Mü? başlıklı interaktif enstalasyonu, ilhamını Spinoza’nın Ethica’sında geçen bir alıntıdan alıyor;
‘’Kare bir dairenin kendi doğası, bize açık bir şekilde kare bir dairenin niçin var olmadığını gösterir.’’
Burada Spinoza’nın tanımlar üzerinden bir akıl yürütmesine şahit oluyoruz. Tabii bunun akla bir tür nominallik getirmemesi gerekiyor. Aslına bakarsanız bu oldukça uzun bir mesele. Fakat bence ‘’Her belirlenim bir olumsuzlamadır.’’ ilkesinden yola çıkarak dairenin daireliğini veren belirlenimlerin kareliğini olumsuzladığını söyleyebiliriz. Ya da tam tersi… Fakat sanatçının arayışı tam olarak bu noktadan ibaretmiş gibi gözükmüyor. Tunç, form ve sanatsal temsil arasında fikir-birikimsel bir tartışma yaratmaya çalışıyor. Nitekim sanatın, şeylerle ilişki kurmak adına ‘’anlamak’’ dışında sonsuzca düzlemin anahtarı olduğu düşünülebilir ve hiç değilse bu düzlemlerden birinde kare bir daire ile kurulabilecek bir ilişki mümkündür. Fakat ben naçizane bu ilişkiyi resmin değil şiirin ihtimallerinde aramayı öneririm.
Tabii bu da bambaşka bir mesele…
