Gastronomi ve Sanatın Buluşması: Müptelal | Şef Hilal Tayfun Röportajı

Bodrum’un gastro-art deneyim noktası Müptelal, bu yaz kapılarını sanat ve gastronomi tutkunlarına açıyor. Le Cordon Bleu Grand Diplôme sahibi Şef Hilal Tayfun’un Bodrum Gümüşlük’te hayata geçirdiği Müptelal; brasserie, artizan fırın ve Fransız Patisserie konseptlerini bir araya getiren özgün bir şef restoranı olarak misafirlerine ilham verici bir deneyim sunuyor.

Yaz boyunca menüde yerini alan imza lezzetler arasında Ispanak yatağında zencefil soslu bonfile, köz beğendi ızgara dana dil, steak tartar, Gambero rosso (kırmızı karides carpaccio), tereyağında kavrulmuş erişteli ızgara ahtapot, köz patlıcanlı ravioli ve şef’in anneannesinin özel tarifi ile yapılan Bozkır mantı özenle hazırlanan tabaklar arasında dikkat çekiyor. Tatlı menüsünde ise coco dream şef’in imza tatlısı ve yanısıra çifte kavrulmuş beyaz çikolatalı ve kahveli crème brülee ve taze meyveli tartlar ile Fransız tatlıları öne çıkarıyor. Bakery ürünleri ise atalık tohumların izinde, sürdürülebilir bir mirasla ve tamamen elde, geleneksel yöntemlerle hayat buluyor.

Müptelal, yalnızca damaklara değil, aynı zamanda ruha da hitap eden bir mekân olarak Gümüşlük’te sanatla iç içe bir yaz vaat ediyor. Doğal güzelliklerin çevrelediği bu özel atmosferde, sezon boyunca Ali Atmaca’nın 60. sanat yılı sergisi, Hilal Tayfun’un sanat yolculuğuna adım attığı ilk kişisel sergisi ile beraber süpriz sanatçılar ve söyleşiler de gerçekleşecek. Sanat ve gastronomiyi bir araya getiren bu eşsiz atmosfer, yaz boyunca ziyaretçilerine ilham veren, çok boyutlu bir deneyim sunacak.

Şef Hilal Tayfun ile gerçekleşen leziz sohbeti okuyarak daha detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.

Bodrum’da Gastro Art Deneyimi Mekanı: Müptelal

Şefliğe olan ilginiz nasıl başladı? Sizi bu yola iten dönüm noktası neydi?

Benim anneannem şefti, kız enstitülerinde aşçılık yaparak ailesine bakmış özel bir kadındı. Ben de onunla büyüdüm ve mutfağa ilgim onunla başladı. Çocuklarımı büyüttükten sonra ben de finans sektöründen ayrılarak onun izinden gitmeye karar verdim ve Le Cordon Bleu’da eğitim alarak bu yolculuğa başladım.

Menünüzdeki imza lezzetlerden bahsetmek ister misiniz? Bu reçetelerin oluşum sürecinde ilham kaynaklarınız nelerdir?

İlham kaynağım her zaman anneannem olmuştur. Bu sezon menümüzde yer alan el yapımı taze eriştelerle hazırladığımız Bozkır Mantı’da doğrudan onun tarifini yapıyoruz. Keza onun ciğer kavurması da bu yıl böreğimizin ilham kaynağı. Bunun yanı sıra Le Cordon Bleu’da Fransız mutfağı üzerine eğitim aldığım için Zencefil Soslu Bonfile ile Köz Beğendili Füme Dana Dil’i de sayabilirim.

Le Cordon Bleu Grand Diplôme sahibi olarak, Fransız mutfağından esinlenerek oluşturduğunuz menünüzde Türk mutfağına ait unsurları nasıl harmanlıyorsunuz?

Almış olduğum Fransız mutfağının teknik uygulamalarını doğru sunum, doğru pişirme tekniklerini kullanarak mevsimsel yerel ürünlere uyarlıyor ve menümüzde harmanlıyoruz.

Müptelal’de kullanılan atalık tohumlar ve geleneksel yöntemlerle üretilen fırın ürünleriyle sürdürülebilirliği nasıl tanımlıyorsunuz?

Bakery alanımızda açıldığımız günden bu yana her gün, sayısı değişmeyen çeşitliliği ile 80 adet ekmek üretiyoruz. Buradaki amaç atalık tohumlarımızla butik ve yüksek kaliteli üretimi koruyabilmek. Sürdürülebilirlik yaklaşımı ile atalık tohumların nesiller arası aktarımını önceliklendiriliyor ve tamamını el ile makina kullanılmadan geleneksel yöntemlerle üretiyoruz.

Organik ve yerel ürünleri menüye dahil etme sürecinizde karşılaştığınız zorluklar var mı?

Elbette var maalesef. Organik ve yerel ürünler fiyatlandırma açısından açıklama yapmakta güçlük çektiğimiz nokta. Giderek artan maliyetler ve ekonomik dalgalanmalara rağmen, her tabağımızda aynı özeni, aynı kaliteyi ve aynı lezzeti sunma kararlılığımızdan vazgeçmiyoruz.

Şef olmanın ötesinde bir sanatçı kimliğiniz de var. Tabaklarınızda da bu sanat anlayışı hissediliyor. Sizce mutfak da bir sanat alanı mı?

Mutfağın kesinlikle sanatsal bir tarafı var, estetik istiyor, göz istiyor, teknik istiyor. Tabakta bunları bir araya getiriyoruz. Dolayısıyla yaptığım işin de bir sanat olduğunu kesinlikle düşünüyorum ve o özenle üretiyorum.

Ali Atmaca’nın 60. sanat yılı sergisi ve kendi kişisel serginiz gibi etkinliklerle sanat ve gastronomiyi bir araya getirme fikri nasıl doğdu?

Sanat üstadımız Ali Atmaca’nın Müptelal’de rezerve bir masası var haftanın altı günü kendisini mekanımızda ağırlıyoruz. Kendisi yemek yemeyi seviyor ve Fransa’daki yaşantısından da Fransız mutfağına aşina. Dolayısıyla o masada yemek ve sanat üzerine çok derin sohbetlerimiz ve tartışmalarımız söz konusu. Üstelik sanat eğitimi almış bir sanatçının, Dilruba Tayfun’un da annesiyim. Ben de resim yapıyorum ve sanatla iç içeyim. Bütün bunlardan hareketle Müptelal’de sanat ve gastronomi çok doğal olarak bir araya geldi.

Ali Atmaca’nın 60. sanat yılına gelirsek, 60 yıl üretim yapmak gerçekten uzun bir süre. Emek ve disiplin istiyor. Hak edilmiş bir kutlama olduğunu düşünerek, yaşadığı köyünde, yemek yediği restoranında kendisini evinde hissetsin istedik. Açılışta da özel bir menü ile Chefs Collective ekibi olarak Ali Atmaca’ya yaraşır bir akşam planladık.

Gelecekte Müptelal’de gerçekleştirmeyi planladığınız sanat projeleri veya iş birlikleri var mı?

Evet, sanat projeleri, sergiler, söyleşiler, tüm sezon boyunca Müptelal’de devam ediyor. Takvimimiz netleştikçe duyurularını sosyal medya hesaplarımızdan da yapıyoruz.

Chefs Collective ile olan iş birliğiniz, Müptelal’in gastronomik kimliğini nasıl şekillendiriyor?

Chefs Collective, Fehmi Samancı ve Volkan Akdamar ile egolardan ve rekabetten uzak, dayanışma ve ekip ruhuyla üç yetkin şef olarak oluşturduğumuz ve özel yemek deneyimleri ve etkinlikler için bir araya geldiğimiz bir kollektif.

Chef’s Collective’in çatısı altında, iyi malzeme, yerellik ve özgün pişirme yöntemlerini birleştiriyoruz. Bu gerek kişiliğimle gerek Müptelal’i kurduğumda amaçladıklarımla birebir örtüşüyor. “Chef owner” olmak hem çok keyifli hem de yıpratıcı. Hepimiz benzer deneyimlerimizden hareketle dayanışmanın ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu biliyoruz.

Bu sezon ağırlıklı olarak Müptelal ekseninde etkinlik takvimi oluşturmuş olsak da özel etkinlikler ve ev buluşmalarında da beraber kurguluyor, pişiriyor, muazzam deneyimler yaratıyoruz. İşin güzel tarafı bu arada da çok eğleniyoruz!