Elektrikli Otomobillerde BMW’nin 10. Yılı!

Elektrikli Otomobillerde BMW’nin 10. Yılı!

Tüm dünyada bir elektrikli otomobil çılgınlığı yaşanıyor. Eskiden markaların Premium olup olmadıkları, ürün gamlarında spor versiyonlar olup olmadığı ile ölçülürdü. Artık öyle değil. Şimdilerde kaç tane hibrit kaç tane tam elektrikli modeli eş zamanlı satışa çıkardıklarıyla sorgulanır hale geldiler.

Büyük firmalar fırsatı kaçırmadan elektrikli modelleri peşi sıra üretme derdine düşerken bir marka var ki herkese uzaktan keyifli keyifli bakıyor. BMW’den bahsediyorum. Zira BMW, elektrikli otomobil modellerinde 10. yılını kutluyor. 

BMW Pazarlama Direktörü Can Mete Paker ile bu 10 yıllık tecrübeyi, bu tecrübeyle önümüzdeki dönemde BMW’nin elektrikli modeller stratejisini ve elektrikli otomobiller arasında bence en özel yere sahip olan BMW i3’ü konuştuk. Bakın mekanın sahibi bizim için neler planlıyor.

Elektrikli otomobiller son yıllarda tüm markaların gündeminde. Aslında siz 10 yıla yakın bir dönemdir elektrikli otomobillere büyük önem veriyorsunuz. En önemli kilometre taşı da BMW i3 oldu diyebilir miyiz? BMW i3’ün doğuş hikayesinin ardında ne vardı?

BMW Group 2011 yılında bireysel mobilitede yeni bir çağın başlangıcına vurgu yaparak BMW i markasını tanıttı. Geçtiğimiz günlerde 10. yaş gününü kutladığımız BMW i markası, bireysel mobiliteyi bütünsel ve sürdürülebilir bir şekilde ele almakla kalmıyor aynı zamanda vizyoner bir mobilite anlamında BMW’nin kuluçka merkezi görevini üstleniyor. BMW i3, BMW i markasının ilk otomobili olarak çok önemli bir kilometre taşı. BMW i3, tamamen elektrikli benzersiz sürüş keyfini üretiminde yenilenebilir enerji ve geri dönüştürülmüş materyaller kullanarak sürdürülebilir hale getiriyor.

BMW

BMW i3 sadece elektrikli motoru sayesinde değil aynı zamanda bir otomobil olarak tüm parçalarında bir çevresel sürdürülebilirlik ögesi taşıdığı için daha da özel bir otomobil. Elektrikli olması dışındaki diğer çevresel özellikleri nedir BMW i3’ün?

BMW i3, üretim aşamaları ve kullanılan materyaller açısından sürdürülebilirliği merkezine almış bir otomobil.  BMW i3’ün üretildiği Almanya Leipzig’deki BMW i üretim tesisi tarafından kullanılan enerjinin %100’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediliyor. Ek olarak Leipzig tesisinde BMW i3 üretmek için gereken enerji tüketimi %50 oranında, su tüketimi ise %70 oranında azaltılıyor. Doğal, yenilenebilir ve sürdürülebilir yapıda olan BMW i3’ün iç tasarımı yenilenebilir doğal elyaftan, doğal olarak tabaklanmış deriden ve %100 FSC® onaylı ormancılıktan elde edilen açık gözenekli okaliptus ahşaptan üretilmiş panellerden oluşuyor.

Genel olarak BMW i3’ün iç tasarımında %25 oranında yenilenebilir ham madde ve geri dönüştürülmüş plastik kullanılıyor. Tekstil döşemeler %34 PET kullanılarak üretiliyor ve %100 geri dönüştürülmüş polyesterden imal ediliyor. BMW, BMW i3 ve diğer modeller için tavan döşemelerini ve zemin paspaslarını yapmak için ECONYL® iplikler kullanılıyor. BMW Group Tasarım Sürdürülebilirlik Başkanı, bunu BMW’de artan çevre bilincinin mantıksal bir sonucu olarak görüyor ve şöyle tanımlıyor: “Bu ürünlerin temeli olarak geri dönüştürülmüş malzemeleri kullanmak bizim için önemli. Eski balık ağlarından ve diğer naylon atıklardan yapılan ECONYL® naylon, ihtiyaçlarımıza çok uygun. Harika bir renk yelpazesine sahip olduğu için, tasarım yapmak bizim için kolay. Elbette geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan her ürün kusursuz görünmeli ve olağanüstü kalite sağlamalı. ” 

Son iki yılda premium markalar ardı ardına özellikle SUV segmentine özel elektrikli modellerini tanıttı. Siz ise mevcut X3 modelinizin tamamen elektrikli versiyonunu Yeni BMW iX3’ü üretmeyi uygun gördünüz, neden? 

SUV segmenti ülkemizde ve dünyada her geçen gün daha çok beğenilen ve tercih edilen bir segment. Yeni BMW iX3, emisyon içermeyen benzersiz bir sürüş keyfinin habercisi ve BMW markasının SUV segmentindeki ilk tamamen elektrikli otomobili. Yeni BMW iX3 geleceği bize bugünden gösteren, heyecan verici bir pencere. Yeni BMW iX3 sürüş dinamikleri ve üstün kalitesi ile beşinci nesil BMW eDrive teknolojisinin yüksek performansını ve verimliliğini bir arada sunarak 460 km ’lik menzili (WLTP) ile çıtayı yukarı taşıyor.

Elektrikli spor otomobiller de bir diğer konu başlığı. BMW i8’le elde ettiğiniz tecrübe yeni dönemde bize neler getirecek?

BMW i3’ü, 2014’te bir coupé ve 2018’den itibaren bir roadster olarak üretilen BMW i8 izledi. BMW i8, BMW Vision EfficientDynamics konsept çalışmasına dayanıyordu ve plug-in hibrit teknolojisi ile bir spor otomobilin performansını küçük bir otomobil ile eş bir tüketim ve emisyonla birleştirdi. BMW i8, BMW i3 gibi karbon ve alüminyum gibi yüksek teknolojili malzemelerden yararlandı. Bu elektrikli spor otomobilde BMW i, ayrıca lazer farları tanıttı. Özetle BMW i8’in zamanının ötesinde olmadığı bir alan yoktu. BMW i8 yeni gelecek modellere ışık tutmaya da devam ediyor. Örneğin, BMW’nin konsept otomobillerinden olan BMW Vision M NEXT için BMW tasarım ekibi çığır açan BMW i8’den ilham alıyor.

Elektromobilite BMW için ne anlam ifade ediyor. Mevcut modellerin hepsinin plug-in Hibrit versiyonları olacak mı?

BMW markası yaklaşık 50 yılı aşkın araştırma ve geliştirmelerin ardından sürdürülebilir bir mobiliteyi elektrikli otomobiller ile mümkün hale getiriyor. BMW markası BMW i3, Yeni BMW iX3, Yeni BMW iX, diğer yeni gelecek tamamen elektrikli modelleri ve “plug-in hybrid” modelleri ile en iyi çözümleri müşterilerine ulaştırıyor. eDrive özelliği olarak nitelendirebileceğimiz ve benzine dayalı bir sürüşün yanı sıra tamamen elektrikli bir sürüşü de mümkün kılan “plug-in hybrid” modellerini daha sık göreceğimizi söyleyebiliriz. Ayrıca bir otomobil üreticisi olarak Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine bağlılığımızı koruyor ve kişisel mobilite açısından en başarılı ve en sürdürülebilir premium marka olmayı hedefliyoruz.

BMW’nin elektrikli otomobil stratejisinde çeşitlilik nasıl olacak?

BMW, 2023’e dek 12 tane tamamen elektrikli model sunmak üzere çalışmalarını sürdürüyor, çeşitli segmentlerde tüm müşteri ihtiyaçlarını gözeterek tasarlanan bu modellere kavuşmak için heyecanla bekliyoruz.

BMW i3

BMW i3 modeli, BMW i markasına neler kattı?

BMW i3, şimdiden çığır açan bir otomobil olarak tanımlanabilir. BMW i markasının teknolojik öncülüğünü yapan model, bunun yanı sıra dünya genelinde büyük başarılar da elde etti. BMW i3 ve BMW i3s (120 Ah) ile üretimi ve satışı devam eden model, BMW i markası için bir kilometre taşı olup aynı zamanda premium segmentte Avrupa’da en çok satılan elektrikli otomobil modellerinden biri oldu. BMW i, 10. yaş gününü kutladığımız bugünlerde BMW i3 ile edindiği birikimi yeni modellerindeki üst düzey teknoloji için kullanmaya devam ediyor.

Bir BMW efsanesi olan BMW M için tamamen elektrikli versiyonlar olacak mı? BMW i4 hakkında biraz öngörü alabilir miyiz?

BMW, BMW M modellerindeki elektrifikasyon için de ciddi çalışmalar yapıyor. BMW’nin konsept modellerinden olan BMW Vision M NEXT, BMW M markasının elektrikli otomobillerinin geleceğine dair ipuçları sunuyor. Otonom sürüşün otomobil içindeki deneyimi nasıl değiştirdiğini gösteren BMW Vision iNEXT’ten farklı olarak BMW Vision M NEXT, dijital zekanın sürüş deneyimini nasıl daha saf ve duygusal hale getirebileceğini sergiliyor. Dış tasarım, spor otomobil oranlarıyla bu iddiasını vurgularken iç tasarımda ilgi odağı sürüşün her anında sürücüde oluyor. Yeni BMW i4, 2022 yılında Türkiye’de yollarda olacak ve 600 km’ye ulaşan menzili ve benzersiz tasarımı ile çok dikkat çekecek.

BMW i3 ile dijital bir projede iş birliği yapan Zeynep Tosun’dan da projede yer almak için kendisini motive eden unsurları öğrendik.

BMW ile bu projede birlikte yer alma motivasyonunuz nedir?

Öncelikle ben kendi hayatımda bu gezegenin geleceği ile ilgili ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum. İş yerinde, kendi evimde çok dikkatli şekilde geri dönüşüme önem veriyorum. Mesela duş alırken ya da ellerimi yıkarken çok su harcamamak için dikkat ediyorum çünkü yaşadığım toprağa çok değer veriyorum. Bizi BMW’yle birleştiren konu da çevre duyarlılığıydı. Trafiğin çok yoğun olduğu bir şehirde yaşıyoruz ve egzoz gazlarının çevreye olan etkisi oldukça yüksek. Bu durum, sağlığımızı da olumsuz yönde etkiliyor. BMW’nin sıfır emisyonlu i3 modeliyle böyle bir projenin içerisinde yer almak her açıdan benim için çok önemliydi.

Moda ve sürdürülebilirlik kavramları ne zaman anlamlı bir bütün oluşturacak?

Sürdürülebilirlik projelerinin birtakım temelleri atılıyor fakat ne zaman anlamlı bir bütün oluşturacak bekleyip görmek lazım. Geri dönüşüm konusunun da insanlar tarafından tam anlamıyla kavranamadığını görüyoruz. Markaların ve bizlerin bu konuların üzerinde durup insanlara geri dönüşümün önemini anlatmamız çok önemli. Örneğin giydiğimiz peluşlar bile doğaya mikroplastik olarak geri dönüyor. Biz sadece denize düşen torbadan ya da doğaya atılan plastik şişeden konuşuyoruz fakat yıkadığınız taytınızdan bile doğaya mikroplastik bulaştırabilirsiniz. Bu sebeple moda ve sürdürebilirliğin anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için daha çok uzun bir yolumuz var ve bu kavramın tam olarak oluşabilmesi için sektörün beraber adım atması lazım. Maalesef hâlâ kürk diye bir şey var dünyada, inanabiliyor musunuz? 

Günlük hayatınızda doğaya ve geleceğe fayda sağlayacak ne gibi aksiyonlar aldınız?

Günlük hayatımda su tüketimimden, yediğim yiyeceğin posalarına kadar bir döngü oluşturmaya çabalıyorum. Duş yaparken ve elimi yıkarken çok fazla su harcamamaya dikkat ediyorum. Tüm bunlara dikkat ederken geri dönüşümü de unutmuyoruz, hatta bazı insanlar bu kadar çabaladığımı görünce bana deli diyorlar.  Yazın bisiklet kullanmayı tercih ediyorum. Her yere otomobille gitmek çok kolay ama elimden geldiğince örnek oluşturmaya çalışıyorum. 

Hızlı moda markaları hakkında görüşünüz nedir?

İnsanlar her şeyi kullan-at mantığıyla tüketiyor. Markalar da kâr etmek için bu tüketim alışkanlığını çok fazla şekilde topluma pompalıyorlar. Büyük markaların internet siteleri için 30 bin ürün ürettiğini biliyorum. Neden böyle bir şey yaptıklarını sorduğumda ise müşterilerinin talep ettiğini söylüyorlar. Tüm bu ekosistemin değişmesi lazım. Hızlı moda markaları bu konuda kendilerini geliştirmek isteseler de radikal karar alamıyorlar ve bu durum beni üzüyor, biz çalışıyoruz bakalım ne olacak…