Çikolata: Suça Ortak mı Oluyoruz?

Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2021

Çikolata; egzotik bir tat, bir tutku, bir vazgeçilmez… Bir parça kaliteli çikolatanın fikri bile içimizi ısıtıverir. Çikolata, bir parça mutluluğun, kendine zaman ayırmanın, kendini dinlemenin, biraz dinlenmenin, hayatın tadının, tatlılığın, hatta romantizmin sembolü haline gelmiştir bile diyebiliriz. 

Oysa çikolata, daha doğrusu, çikolatanın ana maddesi olan kakao, yetiştirilirken, toplanırken ve dünyanın çeşitli bölgelerine gönderilirken etik anlamda büyük suçlar işleniyor. Mesela kakao üretiminde çocuk kölelerin kullanıldığını bilseydiniz, çikolata yer miydiniz?

Çikolata Meselesi: The Chocolate Case

Fotoğraf: Hector Emilio Gonzalez

Bir parça çikolata nasıl üretiliyor, biliyor musunuz? 100 gr çikolata için, ortalama 90 kakao meyvesinden elde edilen kakao çekirdeğine ihtiyaç vardır. Kakao bitkisi tropikal bir bitkidir ve Güney Amerika, Batı Afrika ve Hint Adaları’nda yetişir. Bu bitkinin meyve verecek kadar olgunlaşması ortalama 4 yıl sürer ve yılda sadece 2 kez meyve verir. 

Kakao meyvelerini toplamak ve meyveyi kurutarak içindeki çekirdekleri ayıklamak hassas bir iştir, narin parmaklar gerektirir. Bir çocuğun parmakları, bu iş için ne yazık ki idealdir! Meyvesinden ayrılan ve toplanan kakao çekirdekleri, çikolata firmalarına satılır. Kakao, tropikal bir meyve olduğundan, dünyanın her yerine çoğunlukla deniz yolu taşımacılığı ile gönderilir. Çikolata üreticileri, kakao üreticilerine adil olmayan bir ödeme yaparlar. Bu adil olmayan ödeme, kakao yetiştiricilerinin yanında çalışan mevsimlik kakao emekçilerine de hiç adil olmayan bir ödeme olarak ulaşır. Kakao bahçelerinde köleleştirilen çocuklara ise çoğunlukla ödeme yapılmaz, onlar karın tokluğuna çalışırlar. 

Fotoğraf: Seyram Kweku

Çikolatayı çok sevsek de ne yazık ki bu sektör çok çirkin bir sektördür. 2016’da gösterime giren The Chocolate Case belgeseli, çikolata endüstrisindeki can acıtan gerçekleri ortaya koydu. Hollandalı bir grup gazeteci, çikolata endüstrisini, çikolata şirketlerini, kakao üreticilerini araştırdı ve bulgularını ortaya koydu. Ne yazık ki bu sektörde büyük bir çocuk köleliği var. Belgeselde, kakao bahçelerinde çalıştırılmak üzere alınmış çocukların yaşadıklarına da birinci ağızdan tanık oluyoruz.  Dünyanın dezavantajlı bölgelerinde yaşayan toplulukların, dünyanın en sevilen yiyeceğinin üretilmesi için nasıl biz zulüm ve adaletsizliğe maruz kaldığını görüyoruz. Dünyanın bir yerindeki çocuklar, başka yerlerdeki çocuklar ve büyükler çikolata yiyebilsin diye köleleştiriliyor…

Adil Ticaret: Fair Trade Sertifikasyonu

Fotoğraf: Selva Maya Coffee

Çikolatasız bir dünya düşünülebilir mi? Bir çikolata tutkunu olarak bu soruya “Evet, düşünebilir.” diye yanıt verirdim. Çünkü kölelik, emek sömürüsü ve ekolojik yıkım, çikolata keyfi için fazla büyük bedellerdi, buna değmezdim. Ve kendimi şu soruyu sorardım: (Bu soru The Chocolate Case belgeselindeki gazetecilerin de bize sorduğu bir sorudur.)

“Çalıntı olduğunu bildiğiniz bir arabayı satın almanız, hırsızlığa ortak olmak değil midir? Suç değil midir? Evet. Öyleyse çocuk köleliği içeren bir ürünü satın alıp yiyerek, çocuk köleliğine de ortak oluyorsunuz. Suça ortak oluyorsunuz.”

Fakat çikolata yerken suça ortak olmamak, adil ücret politikalarıyla çalışan, ekolojik olarak yetiştirilmiş, doğal kaynaklar üzerindeki etkisini en aza indirirken, yerli toplulukların da kalkınmasına ve gelişmesine yardımcı olan sistemleri desteklemek mümkün! Fair Trade sertifikasyonu, The Chocolate Case’de sözü edilen adaletsizlikleri önlemek için yaratıldı. Fair Trade sertifikasyonu sayesinde çikolatanızın ham maddesi olan kakaonun üretildiği yerden size ulaşana kadar girdiği tüm tedarik adımlarını takip edebiliyorsunuz. Adil fiyat politikaları ile satın alınmış bir ürünü edinebiliyor ve eğer tüm süreçleri merak ediyorsanız Fair Trade sertifikasını alan ve veren şirketlerden hesap sorarak şeffaf bir yanıt alabiliyorsunuz. Bugün Fair Trade sertifikasına sahip pek çok çikolata var. Ben onları tercih ediyorum. Siz de, satın aldığınız ürünlerde bu sertifikayı arayabilir, çok sevdiğim Yavaş Dükkan’ın deyişiyle, üzümü yerken bağını da sorabilirsiniz ve sorabilmelisiniz!