Çevreye En Çok Zarar Veren Kumaşlar

Güncelleme Tarihi: 3 Ekim 2022

Bir hızlı giyim mağazasına girin, rastgele birkaç kıyafet seçin ve etiketlerine bakın. Muhtemelen pamuk, polyester, poliamit, akrilik gibi ibareler göreceksiniz. Ucuz ve dayanıklı olmaları sebebiyle hızlı modanın başlıca ham maddeleri olan bu ve benzeri materyallerin üretimi, doğaya en çok zarar veren süreçler arasında. Sürdürülebilirlik adına söz konusu maddeler ya geri dönüştürülerek yeniden kullanılıyor ya da organik üretim yöntemleri deneniyor.

Kaynakların bilinçsiz bir şekilde tüketilmesi, küresel karbondioksit emisyonunun %10’unu yaratması, sektör kaynaklı ortaya çıkan atıkların doğada çözünememesi, etik olmayan üretim anlayışı, kimyasal atıkların doğayı kirletmesi; moda endüstrisinde kalıcı değişikliklerin yapılması gerektiğini söylüyor. Söylemek hafif bir ifade aslında, çığlık atıyor demeliyiz. Aksi takdirde sektörün yarattığı çevresel yıkımın önüne geçemeyeceğiz. 

Standart bir tüketici beğendiği bir ürünün önce fiyatına bakıyor. Uygun bulursa ve kendine yakıştırırsa bir iki sezon giyeceği bir kıyafeti almayı tercih ediyor. Genellikle sade ve zamansız çizgilerle tasarlanan, organik ve sürdürülebilir materyallerden etik bir anlayışla üretilen kıyafetler için belirlenen ücret birçok tüketiciye yüksek geliyor. Zira trendler değiştikçe gardırobun yenilenmesi gerektiği fikri birçok kişide yerleşmiş durumda. Bu yüzden indirim dönemlerinde doğaya zarar veren materyallerden üretilen kıyafetler ucuz diye satın alınıyor ve çoğunlukla birkaç kere giyildikten sonra ömrünü tamamlıyor. Oysaki kaliteli ve sürdürülebilir bir giysi yıllarca giyilebilecek nitelikte oluyor. Dolayısıyla konu yine dönüp dolaşıp tüketicinin bilinçlenmesine varıyor.

Sizlerle bir önceki yazıda sürdürülebilir modaya dost kumaşları paylaşmıştık. Bu yazıda ise çevreye en çok zarar veren kumaşları derledik.

Petrolden Üretilen Sentetik Kumaşlar

Petrolden Üretilen Sentetik Kumaşlar
Fotoğraf: Markéta Machová / Pixabay

Yenilenemeyen bir fosil yakıt olan petrolden türetilen polyester, sentetik bir elyaftır ve kıyafetlerin yarısından fazlasında bulunur. Polyester bir giysi her yıkandığında ortaya çıkan 700 bin plastik mikrofiber nehirlere ve okyanuslara, ardından da besin zincirimize karışır. Biyolojik olarak parçalanamayan polyester gibi sentetik materyallerin çözünmesi 200 yılı aşabilir. Üretimi esnasında salınan toksinler ekosisteme zarar verir. Tam olarak bir çözüm olmasa da mevcut durumu düzeltebilmek için geri dönüştürülen polyesterden üretilen giysiler, işlenmemiş polyester endüstrisine ihtiyacı ortadan kaldırmaya yöneliktir.

Akrilik, poliamit, PVC, elastan, naylon gibi sentetik kumaşlar da petrol bazlıdır ve çevreye etkileri polyesterle benzerdir. Yüne alternatif olarak kullanılan ve doğada çözünemeyen akrilik, polyesterin aksine geri dönüştürülemez.

Göründüğü Kadar Masum Olmayan Pamuk

Göründüğü Kadar Masum Olmayan Pamuk
Fotoğraf : Marianne Krohn

 

Çevre dostu olmaktan çok uzak olan geleneksel pamuk üretimi, çok fazla suya ihtiyaç duyar. Neredeyse tamamı gübre ve genetiği değiştirilmiş tohumlarla yetiştirilir. Pestisit kullanımının %10’u, böcek ilacı kullanımının %25’i pamuk üretimi sırasında gerçekleşir. Ayrıca pamuk işçileri çoğunlukla; iş gücü, sağlık ve güvenlik düzenlemelerinin olmadığı ya da yeterince uygulanmadığı gelişmekte olan ülkelerde bulunurlar. Çocuk işçi çalıştırmak da yaygın bir uygulamadır. Her ne kadar doğal bir lif olduğu için biyolojik olarak çözünebilse de bahsettiğimiz sebeplerden dolayı pamuk üretiminde sürdürülebilir yöntemler tercih edilmelidir. 

Hayvansal Kaynaklı Kumaşlar

Hayvansal Kaynaklı Kumaşlar
Fotoğraf: m0851

Üzerinde bolca tartışmanın döndüğü bir materyal grubu var sırada: Yün, deri ve kürk gibi hayvansal kaynaklı kumaşlar. Sürdürülebilirlik sınıfına hayvan dostu olmadıkları için giremeyen bu kumaşların tek suçları bu değil. Derinin tabaklanma sürecinde kullanılan kimyasallar, genellikle atık olarak nehirlere dökülürler. Bu da tatlı su ve okyanusların kirlenmesine neden olur. Derinin üretim sürecinde ortaya çıkan metan gazı salınımı ciddi boyutlardadır. Tabaklama işleminde çalışan işçilerin ise kullanılan kimyasallardan zarar görerek cilt ve solunum rahatsızlıkları ile kanser gibi ciddi hastalıklara yakalanma riskleri bulunur. Dahası tabakhanede çocuklar da çalıştırılır. 

Bununla birlikte deri üretimine, sürdürülebilir yöntemlerle alternatif olacak çalışmalar hızla sürüyor. Geri dönüştürülmüş deriden yapılan üretimlerin yanında bitki bazlı deri çeşitleri ortaya çıkıyor. Ananas yapraklarından üretilen Piñatex bunlardan biri. 

Hayvansal Kaynaklı Kumaşlar
Fotoğraf : Erik-Jan Leusink

Gelelim yüne. Yün, yenilenebilir doğal bir lif olduğu için üretim sürecinde toksik kimyasallar kullanılmadığı sürece doğada güvenli bir biçimde çözünebilir. Ancak küresel talebi karşılamak adına koyun yetiştiriciliğinde yapılan uygulamalar çevrede önemli tahribata yol açmaktadır. Eğer süreç iyi yönetilirse koyun yetiştirmenin ekosisteme belirli açılardan faydalı olduğu söylenebilir. Ne var ki kötü yönetim; aşırı otlamanın ve bunun da sonucunda toprağın zayıflamasının, erozyon ve çölleşmenin önünü açmış durumda. Koyunlar küresel ısınma için zararlı olan metan gazı salgılar ve kimi zaman insanlar için tehlikeli böcek ilaçlarına maruz kaldıkları da bilinir. Yün kırkma işleminde ise koyunlara zarar verecek şekilde davranılması en iç acıtan görüntüleri oluşturur. Bu noktada geri dönüştürülmüş yün seçeneğine yönelmek sürdürülebilirlik açısından önem kazanır.

Selülozdan Üretilen Rayon, Viskoz ve Modal

Selülozdan Üretilen Rayon, Viskoz ve Modal
Fotoğraf : Cindy C

Odun hamurundan üretilen rayon; viskon, modal, liyosel ve bambu kumaşı kapsayan bir kumaş türünün adıdır. Lifleri genelde okaliptüs ağacından elde edilir. Üretimi sırasında yüksek oranda enerji ve su harcanır, ayrıca kimyasallar kullanılır. En yaygın suni ipek türü olan viskon (veya viskoz) üretiminde salınan atıklar çevreye ciddi zararlar verir. Ham maddesi kayın ağacı olan modal ise birçok üretici tarafından sürdürülebilir olmayan yöntemlerle üretilir. Rayon üretiminin ortaya çıkardığı en önemli sorunlardan biri ise ormansızlaşmadır. Suni ipek üretimine kaynak olacak ağaçları dikmek için her yıl binlerce hektar yağmur ormanı ortadan kaldırılmaktadır.

Avusturya merkezli Lenzing firması; sürdürülebilir yöntemlerle hasat edilmiş ormanlardan elde edilen ağaçlarla PEFC sertifikalı Lenzing Modal® isimli alternatif bir kumaş üretir ve çevre dostu ağartma teknikleri kullanır. Bu şirket aynı zamanda bir önceki yazımızda bahsi geçen sürdürülebilir Tencel® kumaşların da üreticisidir. 
Moda sektöründe sürdürülebilirliğin yolunu açmak için tekstil üretiminde köklü bir değişikliğe gitmek gerekir. Bununla beraber tüketiciler de artık kullanmadıkları kıyafetleri geri dönüştürme veya bağışlama yoluna giderek küçük de olsa bir adım atabilirler. Hatta kıyafet kiralama gibi seçenekler de denenebilir. Elimizi ne kadar taşın altına koyarsak o kadar iyi.