Bir Haber Alma Organı Olarak Sosyal Medya

Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2021

21. yüzyılın henüz ilk çeyreğinde olmamıza rağmen, bu çağın teknolojileri hayatımızı çok fazla değiştirdi. Artık haber bültenlerini takip etmez ya da izlesek bile internetten izler olduk. Özellikle Y nesli ve sonrası, televizyonu artık ortamda hafif bir gürültü olsun diye kullanıyor. Artık çağımızın haber alma organı sosyal medya. Peki bu iyi bir şey mi?

Geçmiş ve Gelecek

Fotoğraf: Fauxels

Marshall McLuhan, bundan 40 sene önce Küresel Köy Teorisi’nde bugüne işaret etmişti. Başta televizyon olmak üzere kitle iletişim araçlarının dünyayı küresel bir köye çevirdiğini, herkesin aynı anda aynı gündemle meşgul olduğunu belirtmişti. Günümüzde ise internet, televizyonu da içinde barındıran çok daha kapsamlı bir platform olarak bu küresel köy kavramının yapı taşı konumunda.

Macar yazar Frigyes Karinthy’nin 1929’da ortaya attığı Altı Derecelik Ayrılık Teorisi’ne göre dünya üzerindeki herhangi iki insanın arasındaki mesafe ortalama 6 etkileşimden ibaret. Yani bu demek oluyor ki ortalama 6 evrelik bir tanıştırma zincirinin sonunda Donald Trump ile tanışmanız mümkün.

Kulağa başta biraz saçma geliyor ama şimdi vereceğim örnekle mantık çerçevesine rahatlıkla oturacak. Bir tweet attığınızı varsayalım. Bu tweet’in 6 retweet alması sonucu tweet’inizin Donald Trump’ın önüne düşmesi olası. Çünkü internet ve sosyal medya sayesinde sosyal bağlantılar çok daha kolay kuruluyor. Birisi sizin gönderinizi takipçileriyle paylaştığında tanımadığınız birçok kişi gönderinizi görüntülüyor. Her şey işte bu kadar hızlı yayılıyor.

Bugüne Nasıl Gelindi?

Fotoğraf: Middle East Eye

Yurttaş gazeteciliği… Bu kavrama Batı dünyası 1990’lardan beri aşina olsa da Doğu’nun bu kavramla tanışması 2000’lerin sonunu buldu. Bunda elbette sosyal medyanın yaygınlaşmasının etkisi büyük. Kırılma noktası ise Arap Baharı diyebiliriz. Aralık 2010’da Tunuslu seyyar satıcı Mohamed Bouazizi’nin ekonomik sorunlar nedeniyle belediye binası önünde kendini yakması sosyal medyada fenomen oldu. Olay anını videoya kaydeden bir kişinin videoyu Facebook’ta paylaşması ve videonun viral hale gelmesi, ülke çapında protestoların patlak vermesine sebep oldu. Gösterilerin sonucu olarak Tunus’un 24 yıllık diktatörü Zeynel Abidin Bin Ali devrildi. Bu olay, diğer Arap ülkelerinde de domino taşı etkisi yarattı. Mısır ve Libya’da diktatörler devrildi, Suriye’de iç savaş çıktı. Tüm bunlar olurken, muhalif protestocuların iletişim ağı hep internet oldu. Sürekli sosyal medyadan organize oldular. Özellikle Mısır’da Hüsnü Mübarek’i sosyal medya devirdi desek yanlış olmaz. Hepimizin de hatırlayacağı gibi 2013 yılında ülkemizde gerçekleşen Gezi Parkı protestolarında da sosyal medyanın büyük bir etkisi vardı.

Görmek İstemediğimiz Büyük Tehlike

İnternet; herkese açık, özgür bir platform. Herkes paylaşım yapabiliyor. Dolayısıyla bir bilgi yayıldığında, yayılan bilginin doğruluğundan emin olmak mümkün olmuyor. Yazının başında bahsettiğim yayılım hızı, büyük bir dezenformasyona yol açıyor. Geleneksel medyaya bile güvenin sorgulandığı şu günlerde sosyal medyada, kaynağının ne olduğunu dahi bilmediğimiz iddialara temkinli yaklaşmak gerekiyor. Bu durumda teyit.org, Doğruluk Payı, Malumatfuruş gibi fact-checking kuruluşları devreye giriyor. Doğruluğundan şüphe ettiğimiz bilgileri yaymadan önce bu gibi sitelerden doğruluk kontrolü yapmak artık bir sorumluluk haline geldi. Aksi durumda gerçeğin değil de inanılmak istenenin kabul gördüğü post-truth olgusuna hizmet etmeye devam edeceğiz.