Arzum İhsan ile Pandemi Koşullarında Kutlama ve Düğünler

Arzum İhsan ile Pandemi Koşullarında Kutlama ve Düğünler

Güncelleme Tarihi: 2 Ekim 2021

Tüm dünya, bir bomba etkisiyle tanıştığı pandemiyle yaşamaya alıştı gibi görünüyor. Her şeye rağmen dünya dönüyor ve insanlar hayatlarına bir şekilde devam ediyorlar.

Tüm bunlara alışırken de hiçbir şeyin en azından uzun bir süre eskisi gibi olmayacağını biliyoruz.

Peki insanların en değerli anları olan kutlamalar konusunda durum nedir? Kutlama ve düğünler konusunda 25 yılı aşkın tecrübeye sahip Mywedding by Celebration şirketinin kurucu ortağı Arzum İhsan ile sektörel yolculuğunda çok özel bir yere sahip olan Swissotel’in bahçesinde buluştuk.

İstanbul’un göbeğinde gizli bir yeşil cenneti andıran bahçede yaptığımız keyifli sohbete ev sahipliği yaptığı için Swissotel’e de özel olarak teşekkür ediyoruz.

 

Etkinlik sektörünün geçtiğimiz bir sene boyunca yaşadığı durumu bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Geçen bir sene, aniden ve sıklıkla değişen kuralları, gelin ve damatların yaşadığı psikolojiyi, alınan kararları organizasyonlara doğru uygulayarak yönetmeliklere uyarak organize ederek geçti. 

Kurallar maalesef hep son dakika değiştikçe biz de şartlara en hızlı şekilde uyum sağlayarak günü yönettik. Bu oldukça zor bir süreç oldu. Etkinlik sektörü maddi manevi çok yorgun düştü. Kuralların son dakika açıklanması etkinlik sektörünü çok ciddi maddi zarara sürükledi.

Özetle bu bir sene şartlara ve genelgelere uyum sağlayıp çiftleri bu duruma adapte etmeye çalışarak geçti. Şartları anlayıp düğün sahiplerine anlatmak ve değişen kuralları ve tarihleri organize etmek zor bir süreçti.  

Maalesef son dakika açıklamaları 1-2 defa değil çok kez yapıldı ve yapılırken önü arkası düşünülmeden uygulamamız beklendi. Ekonominin başlama sebebi olan evlenme sektörü büyük zarar gördü. Üzdüler bizi.

Pandemi sonrası etkinlik kuralları ya da trendleri neler?

Trend demek doğru olmasa gerek çünkü her şey trend olamadan çok hızlı değişiyor ve gelişiyor… 

Pandemi sırası ve sonrasında mesafe ve davetlileri rahat hissettirmek ön plana çıktı. Tekrar normale dönünceye kadar öncelikler, çok şık bir nikâh töreniyle davetlilere hoş vakit geçirtmek oldu. Gösterişli nikâhlar ön plana çıktı. Normale döndüğümüz yeni zamanda nikâhlar eskisinden belli ki daha gösterişli olacak.

Bu durum dünyada nasıl yönetildi? Takip edebildiniz mi?

Bu süreç tüm dünyada kapama ve kısıtlamalarla geçti. Biz de bu sürece uyum sağlamaya çalıştık. Fakat bu süreç bizde anlık genelgelerle çok hızlı şekilde değiştirildiği için uyum sağlamak zor oldu. Daha uzun vadeli ve bilinçli planlamayla yönetilebilirdi. Yardım ve destekler yurt dışı ile kıyaslanamayacak ölçüde zayıf kaldı. Bu dönemden en çok olumsuz etkilenen sektörlerin başında etkinlik sektörü yer aldı.

Peki etkinlik sektörü Türkiye’de nasıl yönetildi?

Tam anlamıyla bir dernekleşme içinde olmadığımızdan “yönetilemedi”.  Meslek odaları ve derneklerin güçlü olup yönetime alternatifler sunması gerekirdi. Bu kriz ilişkili dernekler tarafından yönetilemedi. Soğukkanlılıkla değil panikle davranıldı. Devlete doğru bilgi akışı yapılamadı. 

Devlet tarafından getirilen standartları yerine getiren kurumlarla getirmeyenler bir tutulunca kurunun yanında yaş da yandı. Sadece yasaklar getirmek çözüm gibi görüldü. Aslında çözüme yönelik hiçbir proje ya da sistem geliştirilmedi. Tüm Türkiye’yi, tüm mekânları ve tüm düğün organizasyonları tek satırda değerlendirmeleri geri dönülmez zararlara neden oldu.

Etkinlik sektöründe çalışmanın artıları eksileri nedir?

Etkinlikler hep güzel ve keyifli günler olduğu için bizde hep bu güzelliklerle hatırlanıyoruz. Güzel ilişkiler kuruyoruz. Ömür boyu dostlukların başlangıçlarına şahit oluyoruz. Tabii hep en iyisini ve en güzelini hatasız yapma isteği ve çabası yorucu olmuyor değil. Tabii ki etkinlikler genelde insanların kendine ayıracakları günlerde gerçekleştirildiği için bizim kendimize ayıracağımız zaman azalıyor.

Bu yaz düğün, nişan, doğum günü, özel kutlamalar ve şirket etkinlikleri ile ilgili öngörüleriniz neler?

Kısıtlamaların elverdiği ölçüde maksimum verimi elde edebileceğimiz organizasyonlar olacak. Daha kısıtlı sürelere daha çok keyif ve mutluluk sığdırmaya çalışacağız. Kurumsal davetler birçok şirketin iç politikaları gereği bir süre daha ertelenecek ya da düşük sayılı katılımla gerçekleştirilecek.

Yaptığınız en küçük ve en büyük etkinliğin sınırları ne idi?

En küçük 2 kişi ( evlilik teklifi organizasyonu ) ve en büyük Çırağan Sarayı’nda kurumsal bir organizasyondu; 3.300 kişi. 

Sizin işinizde taviz verme ve müşteriyi yönetme dengesi nasıl kuruluyor?

Taviz vermek değil ama müşterilerimizi maksimumda memnun etmek bizim prensiplerimizden biri. Her zaman açık ve şeffaf olarak aramızdaki dengeyi inşa ediyoruz.

Dünyada yeni seyahat trendi aslında özel etkinlik seyahatleriydi. Sizce dünyanın en iyi wedding ya da özel etkinlik destinasyonu neresi?

Türkiye’de hangi sezon, ne konsept istenirse hepsinin cevabı, üstelik çok iyi hizmet ile var. Deniz kenarı, kumsal, tarihi doku, kapalı balo salonu, saray, kaliteli hizmet, iyi yemek, kolay ulaşım…

Farklı zevklere hitap edebilmesi ve dünyanın her yerinden kolay ulaşılabilmesi sebebiyle İstanbul her zaman güzeldir. Bunu Türkiye olarak genişleterek tarih, doğa, etnik yapıları katarak Türkiye diyebiliriz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yıllardır anlatmaya, öğretmeye o kadar çok zaman ayırıyoruz ki ne yazık ki hala tam sonuç alamadığımız bir konu var: Davet edildiğiniz davete katılıp katılmayacağınızı davetiyede yazan kişiye bildirmek. Yani; L.C.V. (Lütfen cevap veriniz demektir. Ve “elsivi” değil “ leceve”  olarak okunmaktadır.) 

Davet sahiplerinin daha hassas olmak durumunda oldukları bu zor dönemde L.C.V. konusuna özellikle dikkat edilmesini diliyorum.