Hidrojenli Araç

5 Adımda Hidrojen Yakıt Hücreli Araçlar Ve Özellikleri!

Hidrojen yakıt hücresine sahip olan araçlar çok yaygın değiller, orası kesin. Peki bu onların gerçekten sıfır emisyon ve sürdürülebilir mobilite için uygun alternatif olmadığı anlamına gelir mi? Tabii ki hayır. BMW ve Toyota, bugün hidrojen yakıt hücreli araç geliştiren ve son kullanıcıya ulaştırma konusunda çaba sarf eden markalar. Peki nedir tam olarak bu hidrojen yakıt hücreleri ve neden bu kadar önemli?

Çalışma Prensibi ve Detaylar

Aslında hidrojen yakıt hücreli araçlar da bir nevi elektrikli araç diyebiliriz. Temel çalışma prensibi ise hiç kafa karıştırıcı değil, sadece sakince sindirmek gerekiyor. Bu araçlara kısaca FCEV diyebiliriz. Hidrojen yakıt hücreli araçlar (FCEV), bir hidrojen deposuna, yakıt hücresine ve elektrik motoruna sahipler. Hidrojen deposunda depolanan hidrojen, yakıt hücresi adı verilen kısımda oksijen ile buluşarak elektrik üretiyor.

Hidrojenli Araç

Sıfır emisyon ve sıfır kirlilik ile. Üretilen bu elektrik, ufak bir bataryada depolanıyor ve ani güç güç ihtiyaçlarında devreye giriyor. Bir kontrol ünitesi, tüm bu sistemin çalışıp çalışmadığını veya ne kadar verimli çalıştığını denetliyor ve enerji akışını yönetiyor. İşte hepsi bu kadar ve tüm bu işlem sadece H2+O22H2O+elektrik+ısı formülü ile ifade ediliyor. Basit değil mi?

Hidrojen Yakıt Hücreli Araçlar Dizel Motorlara Alternatif!

Toyota Mirai

Dizellerin yüksek verimlilik ve torkla çalışıyor olması oldukça ilgi çekiciydi. Bugün ise AB regülasyonları nedeniyle ortada dizel motorlu araç neredeyse kalmadı. Ancak en az dizel kadar verimli ve en az bir elektrikli otomobil kadar çevreci bir çözüm arayanlara hidrojen yakıt hücreli araçlar yardımcı olabilir. Verimlilik derken sadece yüksek bir güç ve tork grafiği değil, zaman anlamında da verimlilikten bahsetmek gerekiyor. Çünkü hidrojen yakıt hücreli araçlar da tıpkı konvansiyonel otomobiller gibi bir depodan dolum yapmak zorunda. Beklemek yok, sadece gerekli hidrojeni alıp çıkmak yeterli. Elektrikli araç kadar verimli ve konvansiyonel otomobiller gibi yakıt almanın çok kolay ve zahmetsiz bir yolu! İşte bu gerçekten etkileyici.

Hidrojen Yakıt Hücreli Araçların Artıları ve Daha Fazlası!

Yukarıda verdiğimiz formülü hatırlıyor musunuz? İşte tam olarak yukarıdaki formül kimyasal olarak gerçekleştiğinde ortaya sadece su buharı çıkıyor. Zehirli gazlar, siyah dumanlar ve insanın nefesini kesen toksik kimyasallar değil! Zaten hidrojen yakıt hücreli araçların bu kadar özel ve sürdürülebilir mobilite anlamında bu kadar iyi bir alternatif olmasının temel nedeni çok yüksek derecede çevreci olmaları. Bu, hidrojen yakıt hücreli araçların bir numaralı avantajı.

Diğer bir avantaj ise yukarıdaki paragrafta kısaca değindiğimiz dolum avantajı. Bugün, çevreci bir araç isteyip de şarj sürelerinden ve menzil kaygısından dolayı uzak duran milyonlarca insan var. Tabii hidrojen yakıt hücreli araçlar için de her şey güllük gülistanlık değil -ki buna değineceğim- ama yine de hızlı dolum özelliği çok büyük bir avantaj. Özellikle de gözü sürekli batarya yüzdesinde olanlar için!

Tabii işin bir de menzil boyutu var. Hidrojen yakıt hücresinin özellikle ağır ticari araçlar arasında yaygınlaşabileceği tahmini sürekli konuşuyor. Bugün ortalama bir tır veya otobüs tek depoyla 1.000 km’den fazla yol yapabiliyor. Üstelik bu araçların çabucak yakıt alıp yola devam edebilmesi ve operasyonel süreçlerin gecikmemesi lazım. Zaman konusunun kritik olduğu senaryolarda, hidrojen yakıt hücreli araçlar tekrar öne çıkıyor!

Hidrojen Yakıt Hücreli Araçların Zayıflıkları

BMW iX3 Hydrogen

Tabii her şey güllük gülistanlık değil… bu satırları okurken ufak bir dejavu yaşamış olabilirsiniz. Merak etmeyin, yukarıda aynı cümleyi ben kurmuştum. Aslında bu zayıflıklar, hidrojenle çalışan araçlardan ziyade, henüz oluşmamış ve oluşma aşamasına bir türlü geçememiş bir ekosistemin yarattığı zorluklarla ilgili.

Toyota, bugün gerçekten hidrojenle çalışan bir otomobil üretip satabiliyor. Otomobilin ismi ise Mirai. Ancak altyapı eksikliği çok majör bir problem. E nasıl yani? Demek istediğim, aracınızı dolduracak depo bulmak çok zor. Gerçekten zor. Dünya çapında ufak tefek kurulmuş olan hidrojen yakıt alabileceğiniz yerler var ama hepsi o kadar!

Ayrıca hidrojeni depolamak gerçekten çok zor ve çok masraflı. Üreticiler elbette oluşan bir majör maliyetleri ürünlerine yansıtıyorlar. Üstelik hidrojen, tıpkı günümüzde üretilen elektriğin büyük çoğunluğunda olduğu gibi fosil yakıtlardan elde ediliyor. Ancak “yeşil hidrojen” çalışmaları halen sürüyor.

BMW ve Toyota Ortaklığı: Bu İşi Ciddiye Alıyorlar!

BMW, Avrupa’nın en çok elektrikli araç satan otomobil üreticilerinden ve Toyota ise hibrit mantığının önünü açan marka. Prius, dünyanın ilk seri üretim hibrit otomobili. Ayrıca BMW’de 2006’da, E65 kodlu 7 Serisi ile ilk deneysel hidrojenle çalışan otomobil çalışmalarını yürüten marka. Şu an bu iki marka, ellerindeki bilgi birikimini kullanarak yeni nesil hidrojen araçlar üzerine çalışıyorlar ve güçlerini birleştiriyorlar. Kim bilir, belki gelecekte tam elektrikli otomobiller için gerçek bir alternatif olacaklar. Ancak şimdilik sadece birer deneysel fikir olarak öne çıkıyorlar.