2024 Yılının Kavramı: Kalabalık Yalnızlık / Yalnız Kalabalık

Güncelleme Tarihi: 1 Ocak 2025

2024 yılının kelime/kavramını seçmek için, Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) iş birliğiyle belirlenen 7 kelime/kavram Türk Dil Kurumu internet sitesinde halk oylamasına sunuldu. Yaklaşık 1 milyon kişinin katıldığı oylamada en çok oyu “kalabalık yalnızlık” kavramı aldı. Oylamaya değer bulunan diğer kelime/kavramlar ise “merhamet”, “yabancılaşma”, “algoritma”, “yozlaşma”, “yapay zekâ” ve “dijital yorgunluk” idi.

“Kalabalık Yalnızlık” Nedir?

Değerlendirme kurulunun “kalabalık yalnızlık” kavramı ile ilgili Türk Dil Kurumu internet sitesinde sunduğu açıklama şöyle:

“2024 yılında, insanların kalabalıklar içinde yalnız hissettiklerini gösteren araştırmaların sayısında artış olduğu görülmektedir. Birbirlerinin zıddı gibi duran, teklik ifade eden ‘yalnızlık’ ile çokluk ifade eden ‘kalabalık’ aynı anda var olabilmektedir. Sosyolojik, psikolojik, iletişimsel gerekçelerle açıklanabilen bu durum, bireylerin gündelik yaşamlarında, kurdukları ilişki biçimlerinde kendisini göstermektedir.

Araştırmalar, sosyal medya ve dijital teknolojilerin kullanımının artmasıyla insanların kendilerini daha yalnız hissetmeye başladıklarını göstermektedir. Sosyal medya ortamında takipçi, beğeni sayılarının önem kazanması, sözde ‘kalabalık’ bir ortam oluşturulması yalnızlık hissine çözüm gibi algılansa da yalnızlık hissini artıran bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Dijital dünyanın gelip geçici ilişkiler önermesi, yalnızlık hissini derinleştirmektedir.

Diğer yandan hayatın giderek artan hızı, artan insan hareketliliğiyle birlikte toplumsal bağların zayıflamasıyla bağ kurmakta zorlanan bireyler, kendilerini kalabalıklar içinde yalnız hissetmektedirler. Bireyin çevresinde insan sayısının fazla olması, kendisinin yalnızlık hissetmediği anlamına gelmemektedir. Aynı ev içinde aile bireylerinin olması, aynı yemek masasında yalnız hissetmeyi engellememektedir.”

İlber Ortaylı’dan “Kalabalık Yalnızlık” Tanımına Düzeltme

Konu ile ilgili İlber Ortaylı “Türkiye Rönesansının Kırılması” başlıklı köşe yazısında kavram tanımı için şöyle bir açıklamada bulundu: “…yılın kelimesi seçilmesi için anket yapıldı. “Kalabalık yalnızlık” gibi, iki sıfattan isme çevrilmiş bir kelime seçildi. Kullanımında kafiyeden başka hiçbir özellik yok. Anlam olarak son derece kafa karıştırıcı. Soyut, sentetik bir kavram olmakla birlikte basit bir tasviri birleştiren, gramer bakımından da adeta “hanedanlık” kelimesine benzer kaba bir kafiye. Kullanmamanızı tavsiye ediyorum. Bunun adı “yalnız kalabalık”tır, “münzevi kalabalık” da olabilir.” Yani özetle aslında ortada “kalabalık” yapan bir “yalnızlık” yok, “yalnız” olan bir “kalabalık” var.

Dünyada ve Ülkemizde İstatistiklerle “Kalabalık Yalnızlık”

Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde, “aile” %69,9 oranla en yüksek dilimi kapsıyor. Bunu sırasıyla %15 ile çocuklar, %5,4 kişinin kendisi, %3,8 eş, %2,9 anne/baba ve %1,8 torunları takip ediyor. Yani kalabalık olmaktan hoşlanan yanımız oldukça güçlü.

Diğer taraftan ise Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) son araştırmasına göre hanehalkı 2008 yılında 4 kişiymiş ve her yıl istikrarlı bir şekilde azalarak bu sayı ortalama 3,14 kişiye düşmüş.

E hani aile mutluluk kaynağımızdı? O zaman niye yalnız yaşıyoruz? “Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli…” mi diyoruz? Yalnızlık kavramı yılın kavramı seçilirken bir yandan son 10 yılda tek kişilik hane sayısı da %77,2 artmış…

Üsküdar Üniversitesi araştırmasına göre 8-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 40’ı, 55 yaş üstündeki kişilerin ise yüzde 26’sı kendini yalnız hissediyor. Dünyada çapındaki araştırmalara göre ise bu oran %20. Dünya yalnızlığa ülkemize göre biraz daha alışmış gibi görünüyor…

Yalnızlık çekenler eskiye göre oldukça büyük bir kalabalık oluşturuyor, bu bir gerçek. Yalnızlık çekme oranını araştırma sonuçlarındaki istatistiklerle tam olarak anlamak mümkün olmasa da yine de araştırmalara göz atmak bir nebze farkındalık sağlayabilir.

Yalnızlık Sebepleri Neler?

Dünya gerçekten çok kalabalık, bu konuda hemfikiriz. Nüfus aldı başını gidiyor… Peki, bu koca “kalabalık” yılın kavramını “yalnızlık” olarak belirlemeyi nasıl başardı? Yani bu kadar çok insan varken yalnız kalmayı nasıl becerdik? Şu insan denen varlık da az yetenekli değil hani, zor işler başarıyor vesselam.

Günah keçisi olarak interneti, sosyal medyayı ilan etmek işin kolayı ki elbette hızlandırıcı bir etki mevcut ama bunlar aslında sadece araçlar ve nasıl kullanılacaklarına insan karar veriyor. Yalnızlaşmak için kullanmak da bir seçim ya da mesela topluluk kültürü oluşturmak için kullanmak da.

Madem o nostaljik, birbirine bağlı aile olma hali, dostluklar, komşuluk ilişkileri, mahalle kültürü bu kadar değerliydi de neden bu kadar çabuk tozlu raflara kaldırıldılar? Gençler telefonu elden bırakmıyoruz diyoruz da o telefon yerine onlara sunabileceğimiz “kaliteli ve doyumlu ilişkiler” var mı acaba?

“Yalnız Kalabalık” Artarsa Ne Olur?

Dünya Sağlık Örgütü “Sosyal izolasyon ve yalnızlığın sağlığımız ve yaşam süremiz üzerinde ciddi ve hâlâ yeterince fark edilmeyen etkileri var. Sosyal bağlantıdan yoksun kişiler erken ölüm riskiyle karşı karşıya kalabilir. Sosyal izolasyon ve yalnızlık ayrıca kaygı, depresyon, intihar ve bunama ile bağlantılıdır ve kardiyovasküler hastalık ve felç riskini artırabilir.” açıklaması ile yalnızlığın sağlık üzerindeki ciddi etkilerinin altını çiziyor.

2025 Yılının Kavramı Ne Olacak?

“Kalabalık Yalnızlık” için sorular, sorgulamalar bol ama çözüm önerisi sunmayınca havada süzülüp, kaybolup giderler…
Sanal değil gerçek bağlarla birlik bilincini hissetmek, bilimin de kadim ilimlerin de kabul ettiği bir gerçek. Kafamızı dijital ekranlara gömmekten sıyrılıp, somut ilişkiler kurmaya emek vermeye gerçekten ihtiyacımız var.

El ele tutuşmanın, sarılmanın, göz göze sohbetin eşsiz güzelliğini doyasıya yaşamak ve hem kendimiz hem de insanoğlunun aydınlık geleceği için sağlıklı ilişkinin değerine sahip çıkabiliriz. Bir sonraki yılın kavramını “Birlik Bilinci” yapar mıyız, ne dersiniz? Haydi, o zaman işe sevdiğin biriyle bir kahve buluşması ayarlamakla başla!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir