Yaratıcılık, bilinenin aksine doğuştan gelen bir özellik değildir. O da tıpkı diğer yetenekler gibi geliştirebilir ve sürdürülebilir bir kişilik özelliğidir. Steve Jobs, Jeff Bezos gibi dünyanın yönünü değiştiren insanlar da yaratıcılıklarını gözlemleyerek ve konfor alanlarından çıkararak geliştirmişlerdir. Gözlem merak uyandırır, merak soru sordurur, sorular da yeni yaklaşımların ve çözümlerin önünü açar.
Tekdüze hayatımız ve kendimizi gerçekleştirmekte zorlandığımız iş hayatları zaman zaman kendimizi boşlukta hissetmemize sebep olabilir. Yaratıcılığımızı geliştirdiğimizde kendimize bu yönde yatırım yaparak günlük hayatımızı rutinden çıkarabilir, iş hayatında yaptığımız işi daha anlamlı bulabilir ve becerilerimizi geliştirebiliriz.
Yaratıcılık Nedir?
Fotoğraf: Caleb Jones
Yaratıcılık, geliştirilmesi gereken beyinsel bir işlevdir. Yaratmak aslında sizde var olanı ortaya çıkarmak için hayal gücünüzü ve spesifik fikirlerinizi kullanmanız anlamına gelir. Yaratıcılık kendinizi dünyaya açmanın, çevrenize anlatabilmenin bir yoludur. Yukarıda da değindiğimiz gibi gözlem yapmak, yeniyi bulmanın en belirleyici unsurlarındandır ve kendinize dair farkındalığınızı yüksek tutmaktır. Farkındalığınız arttıkça neye ilginiz olduğunu kavrayabilir, diğerlerinin neye ihtiyacı olduğu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Yaratıcılık Nasıl Geliştirilir?
Fotoğraf: Brett Jordan
Eskiye dair inanışların değişmesi, bizi birçok konuda zorlasa da beynimizin geliştirilebilir olduğunu gösteren çalışmalar pek çok konuda ışık tutar. Beynin çevre ile olan etkileşimiyle değişime uğrayabileceğini söyleyen plastisite, bize yaratıcılığımızı geliştirebileceğimizin ipuçlarını verir. Algıladıklarımız ne kadar geniş olursa beynin kendi içinde kullanabileceği sinaps ve sinir hücre sayısı o kadar artar ve insanın geliştirebileceği bu özellik de bizi yaratıcı olmanın birinci özelliğine götürür.
Yeni Bir Şeyler Denemek
Yapmak İstediğiniz herhangi bir hobi olabilir ya da evinize farklı bir yoldan gitmek olabilir… Yeter ki yeni bir şeyler denemek isteyen beyninizin yeniye olan ihtiyacını karşılayın ve ona bu heyecanı tattırın.
Üstelik yeni ve denenmemiş aktiviteler – en basitinden farklı bir yemek denemek bile olabilir- sizi içinde bulunduğunuz ana getirecek ve zihninizdeki işe yaramayan düşünceleri uzaklaştıracaktır. Bu sayede meditasyon egzersizini de aradan çıkarabilir, becerilerinizi zorlayan hobilerle de uğraşabilirsiniz. Cesaretli olmanız güvenli alanız terk etmeniz anlamına gelir; ki bu özelliğiniz de yaratıcılığınızı ortaya çıkarmanın ikinci aşamasıdır.
Konfor Alanından Çıkmak
Konfor alanımızı terk etmek, herkesi zorlayan ancak hepimizin üzerine gitmesi gereken bir aşamadır. Sınırlarını zorlayan beyin, her zaman yürüdüğü yoldan yürümeyerek farklı bir adrese ulaşacak ve yepyeni yerler keşfedecektir. Konfor alanından çıkmak, rahat olduğunuz alanları belirledikten sonra gelişim gösterebileceğiniz alanlara yönelmek anlamına gelir. Zihninizin sizi güvende tutma ihtiyacını duymazlıktan gelip risk almanız anlamına gelir. Bu da bizi başarısızlığın da mümkün olduğunu hatta olması gerektiğini gösteren üçüncü aşamaya götürür.
Başarısızlığı Yeniden Tanımlamak
Herhangi bir çocuğu birkaç saatliğine gözlemlediyseniz sözlüklerinde başarısızlığın olmadığını görürsünüz. Çünkü bu sayede öğrenebilirler ve tecrübe kazanırlar. Başarısızlık korkusu ileride elde edeceğiniz başarıları da engeller ve yaratıcılığınızı geliştirmenize engel olan korku duygusuyla sizi baş başa bırakabilir.
Yaratıcılık; çalışma, disiplin ve öz farkındalıkla ile geliştirilebilir bir özelliktir.
Son kitabı Neol Domuçu ile Jack’in Müthiş Maceraları ile raflara geri dönen J.K. Rowling, kitabın ilhamını oğlunun pelüş oyuncağından aldığını belirtmiştir. Aynı yazar, Harry Potter romanı için 12 yayınevi tarafından reddedilmiştir. Aradığımız ilham, dış etkenlere bağlı değil tamamen beynin nasıl çalıştığını bilmekle ilgilidir.
