Güncelleme Tarihi: 13 Mart 2021
İçerisinde yaşadığınız şehre dönüp dikkatli bir şekilde baktığınızda ne görüyorsunuz? Eğer bir deniz kenarı ya da parkta değilseniz, muhtemelen içinizden yan yana dizilmiş binaların ne kadar çirkin olduğu geçiyordur. Fakat bazen bir dokunuş tüm bunları değiştirebilir. Evet, son zamanlarda çok daha sık karşımıza çıkan sokak sanatından, mural akımından bahsediyoruz.
Mural Nedir?
Aslında sokak sanatlarına hiç de yabancı değiliz. 1960’larda ortaya çıkan grafiti, birçok yerde karşımıza çıktı. Daha çok yazı ile kendini ifade etme ve bir çeşit protesto yöntemi olan grafiti çoğu zaman vandallık olarak görülüyor. Zaten kelime anlamı da Yunanca “graphein” yani “yazmak” kelimesinden geliyor.
Mural ise yazıdan sıyrılarak tamamen resim ile kendini ifade edenlerin başvurduğu bir sokak sanatı. Grafitiden ayrılan en önemli yanı ise bu resimlerin izin alınarak yapılması. Evet, belki bazı çevreler hala bunu hoş karşılamıyor fakat biz bunu şehrin çirkinliği içerisinden çıkan bir güzellik olarak görüyoruz. Bir nevi yin yang diyebiliriz…
İstanbul’un Sokaklarında Sanat
Mural, yani kelime anlamı ile “duvar boyama”nın bir sanata dönüşmesi, sanatçıların da günden güne artmasına sebep oldu. Hatta bir dönemin protest sanatının bu yeni hali için bir festival bile düzenleniyor: Mural İstanbul.
Her yıl Türkiye ve dünyadan sanatçılar, tüm yeteneklerini İstanbul’un duvarlarına aktarıyor. Her birini çerçeveletip evinize götürmek isteyeceğiniz kadar güzel ve ince bir işçiliğe sahip eserler, sokaklarda gezerken kendinizi adeta bir sanat galerisinde hissetmenizi sağlıyor.
Sizce de boş duvarlar yerine şehrin bu hali çok daha güzel değil mi?