Güncelleme Tarihi: 16 Aralık 2024
Batıl inançların insan zihnindeki yankıları ve toplumsal etkileri konusu her daim günceldir. Mesela siyah kediler gerçekten uğursuzluk getirir mi? Seda Gazioğlu’nun yeni sergisi “O Kedi Siyah Mıydı?” bu ve benzeri sayısız soruya farklı bir sanatsal bakış açısıyla eğilme imkânı veriyor. “O Kedi Siyah Mıydı?” Haliç Sanat 3’ün iki katlı büyüleyici atmosferinde, 11 Aralık 2024- 11 Şubat 2025 arasında İstanbul sergileri meraklıları ile buluşuyor ve geçmişle geleceği, ritüellerle bireysel sorgulamaları bir araya getiriyor…
Peki, batıl inançların kökenlerine ve insan zihnindeki yansımalarına dair çok katmanlı bir anlatı sunan bu sergi nasıl ortaya çıktı? Bu sorunun cevabı ve daha fazlası Seda Gazioğlu ile röportajımızda sizi bekliyor.
“O Kedi Siyah Mıydı?” sorusunun aradığı cevap nedir?
Seda Gazioğlu: Sergi, bu coğrafyaya ait en yaygın batıl inançlar üzerine bir yolculuk sunuyor… Giriş̧ katında, batıl inançların derinliklerinden figüratif anlatılarla, kurban ve ritüel kavramlarını içselleştirmiş̧ insan portreleri üzerinden bir keşif alanı var. İki katı birbirine bağlayan dış̧ merdiven ise serginin önemli bir parçası; bu merdiven bir nevi bir adak ağacı…
Gelenler, sergideki adak ağacına kendi dileklerini, niyetlerini ekleyecek ve mekânın kendisi de sergi süresince bir tür “yeni batıla” dönüşecek.
Yukarı kata geçtiğimizde ise bu dünyayı anlamlandıran, inançların kökenlerini, nedenlerini ve gelecekte hangi batılların hayatımıza girebileceğini sorgulayan işler var. Bu mekân, geçmişin inançlarıyla geleceğin olasılıklarını buluşturduğum bir anlatının merkezi diyebiliriz.
Çağdaş sanatta her geçen gün daha da yaygınlaşan halılar bu sergide de ön planda. Sergi medyumları hakkında bilgi alabilir miyiz?
Seda Gazioğlu: Bu coğrafyanın köklü sembollerinden biri olan Türk halılarını temel malzeme olarak seçtim. Halılar, bu bölgenin batıl inançlarla örülü geçmişini yansıtırken, benim için aynı zamanda altına süpürülmüş̧, unutulmuş̧ ya da gözden kaçmış̧ detayları ortaya çıkarma fırsatı sunuyor. Her detay, doğru açıdan bakıldığında ya da derinlemesine incelendiğinde, tıpkı bir piramidin zirvesi gibi kendi başına bir başrol olma potansiyeline sahip.
Bu sergide ayrıca ilk kez nakış yöntemiyle bayrak formunda eserler ürettim. Bayrak, bir topluluğun kimliğini ve tarihini özetleyen güçlü bir sembol olduğu için, biri geçmişten bugüne taşınan batıl inançları, diğeri ise gelecekteki inançların yaratılma ihtimallerini temsil eden iki farklı iş ortaya koydum. Bu bayraklar, kolektif hafızanın ve geleceğin olasılıklarının birer taşıyıcısı olarak düşünülmeli. Farklı malzemelerin bir araya gelmesiyle oluşan çalışmalar, paslanmaz çelik heykellerden, yüzyıllardır nazar kıran olarak bilinen aynalara kadar uzanıyor. Her bir iş, batıl inançların hem geçmişle bağlantısını hem de gelecekteki dönüşümünü keşfetmemiz için birer araç.
Bu sergi, inançlarımızın görünenin ötesindeki derinliğini ve zamanın ötesine uzanan yankılarını anlamaya bir davet niteliğinde.
Sergi hazırlığının düşünsel süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?
Seda Gazioğlu: Bu serginin hazırlık süreci, benim için hem yaratıcı hem de düşünsel anlamda önemli dönüşümler barındırıyor. İlk olarak 2020 yılında bu konu üzerine yoğunlaşmış, birçok iş üretmiş ve sketchbook’larımı doldurmuştum. Ancak o dönem, batıl inançları tek bir formüle ya da kesin bir cevaba bağlamaya çalışırken istediğim noktaya ulaşamadığımı hissettim. Bu eksiklik hissi, tüm çalışmalarımı rafa kaldırmama ve başka projelere yönelmeme sebep oldu.
Uzun bir aradan sonra, kütüphanemi karıştırırken eski sketchbook’larımda o dönemde yaptığım şemalara rastladım. O süreçte “başarısızlık” olarak etiketlediğim araştırmalar, bu kez bana taze bir ilham kaynağı oldu.
Bu sergiye, cevap aramaktan çok, sürecin bilinmezliklerini kucaklayarak ve soruların kendisinin bazen birer cevap olduğunu fark ederek yaklaştım. Bu perspektif değişikliği, sergiyi hem daha zengin bir anlam katmanına taşıdı hem de bana yepyeni bir heyecan verdi.
İstanbul sergileri arasında öne çıkan seçeneklerden biri olan “O Kedi Siyah Mıydı?” bir batıl inanca göre uğursuz sayılan siyah kedilere bakışı değiştirebilir : ) Batıl kelimesinin sözlük anlamına baktığımızda karşımıza “İnançlar bakımından gerçek olmayan. Çürük, temelsiz, asılsız olan. Geçersiz.” tanımı çıkıyor. Oysa ki bazı batıl inançlara göre resmen yaşam şekilleniyor, nasıl “geçersiz” olabilirler… Siyah kedilerin uğursuzluğu gibi bazı batıl inançların geçersizliğini tüm dünyaya ilan edebiliriz sorun yok bunda ama mesela dilek ağaçlarına bağladığımız kurdelelerden vazgeçebilir miyiz? Ya da küçük bir çocuğa dişini yastığın altına koy diş perisi yarın hediye getirir demenin ve gizlice yastık altına hediye bırakmanın naif tatlığından… Bu konu uzar gider. Batıl inançlar ve gelenekler konusunda biraz daha derinleşmek isterseniz Farklı Kültürlerden İlginç Gelenekler yazımıza geçiş yapabilirsiniz…