Sarkis ve Sonsuz’u Doğurmak…

Sarkis ve Sonsuz’u Doğurmak…

Dünyaca ünlü çağdaş sanatçı Sarkis’in Sonsuz başlıklı kişisel sergisi Arter’de izlenebilir. 

Emre Baykal küratörlüğünde gerçekleşen sergi, 4 Mayıs 2023 tarihinde Arter’in 2. kat galerisinde görücüye çıktı. Seçki, sanatçının Arter Koleksiyonu’nda yer alan işlerini yeni bir mekansal kurguda ele alıyor.

Sanatçının 2015 senesinde Venedik Bienali Türkiye Pavyonu için ürettiği Respiro isimli enstalasyonu, Sonsuz sergisi ile beraber yeniden sanatseverlerle buluşuyor. Esasen tüm bir nehrin de bu oluktan aktığını söyleyebiliriz. Nitekim serginin fikri de ‘’Respiro’ya yeniden nefes vermek’’ ereğinden doğmuş ve buradan sanatçının 1980’li yıllarda ürettiği işleri de kapsayacak şekilde giderek genişlemiş. Ayrıca gösterinin hemen giriş bölümünde Sarkis’in Sonsuz sergisi için ürettiği Tekerlekli Sandalye, Kuş Tüyleriyle ve İs Siyahı Parmak İzleri başlıklı iki adet işi de yer alıyor. Bu ilk karşılaşma özelinde Sarkis’in daha önceki üretim süreçlerinde de kullandığı bir tekniği ve yine aşina olduğumuz bir materyal olarak tüyleri görmek seçkinin kalanı için oldukça iştah açıcı.

Serginin basın buluşması, açılıştan bir gün önce, 3 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştirildi. Arter’in kurucu direktörü Melih Fereli, Başküratör Emre Baykal ve Sarkis sergi hakkındaki görüşlerini paylaştılar. Sanatçı ise bahse pek de beklenmedik bir yerden başladı…

‘’Benden Sonra Ne Olacak?’’

Sarkis ve Sonsuz’u Doğurmak…

Aslına bakarsanız 1970’lerden beri yerleştirmeler yapan bir sanatçı için bu oldukça temel bir soru… Yerleştirmenin tabiatı gereği mekana ve dolayısıyla zamana bir bağlamda ‘’bağımlı’’ bir pratik olduğu, hele ki Sarkis gibi eseriyle bağını canlı tutan, onları her sergileneceği zaman adeta yeniden üreten/icra eden bir sanatçı düşünüldüğünde bu soru asıl ciddiyetini biraz daha kavrıyor.

Eserlerin icraya açık kalmalarına ehemmiyet veren sanatçı için yapıtları ‘’dondurarak’’ muhafaza etmek için dizayn edilmiş olan müzeler fazlasıyla elverişsiz bir seçenek. Öyle ki eserlerin ‘’müze soğumasına’’ direnmeleri ve uydurulmaları gerekiyor. Sarkis bunu sahnedeki bir tenorun sesini yerleştirmek için birkaç adım ileri geri giderek doğru yeri aramasına benzetiyor.

Bir dans ve hareket psikoterapisti olan Ekin Bernay’ın müzelerin ve çeşitli mekanların bu noktadaki noksanlığından benzer bir kanaldan ve bazı lojistik problemleri de ekleyerek bahsettiğini işitmiştim. Sanıyorum ki bir performans sanatçısıyla denk sıkıntılara değinmek, Sarkis’in yerleştirmeleri ile arasında kurduğu mesafeyi ele verecektir. Tüm bunlarla beraber Sonsuz sergisi için Sarkis, eserlerin icraya açıklığı hususunda büyük bir deneme olduğunu ve Arter’in buna açık bir bünyesi olduğunu düşünüyor.

Sarkis ve Sonsuz’u Doğurmak…
Fotoğraf: Sonsuz Sergisi, Sarkis, Arter. Fotoğraf: Hadiye Cangökçe

Yine basın davetinde sanatçı, nesneleri aralarındaki hiyerarşik yapıyı da kıracak şekilde nasıl bir araya getirdiğine dair bir soru üzerine uzunca yanıt verdikten sonra cümlesini bitirirken ‘’Ben böyle bir sanatçıyım.’’ dedi ve biraz da ‘’okunmak’’ istediğini ekledi. Ben de bu arzusundan cesaret alıyorum.

Sarkis çok yaş aldığını ve artık bazı isimleri unuttuğunu, buna rağmen 60’lardan beri yaptığı her serginin her bir detayını hatırladığını söylüyor. Bana kalırsa bu anekdot, onun sanatçı kişiliğini tanımlayan anahtarı gövdesinde taşıyor. Sarkis için ‘’sanat yapmak’’ tamamiyle içtepisel bir faaliyet. Bu onun beyninin çalışma prensibi… 

Hatta Benedetto Croce’nin estetiğinden alıntıyla Sarkis’in sanatı için bireyselin bilgisi ve arı bir biçimde sezgi olduğunu söyleyebilirim. Tüm bunların yamacında sanatçının işlerine baktığınızda diriliğini, reflektifliğini, reaksiyonerliğini, umudu ve en nihayetinde de sonsuza kavuşma arzusunu görebilirsiniz. Fakat ‘’sonsuza kavuşma arzusu’’ bahsini açmak isterim. 

Nitekim buradaki arzu; sonradan tanımlanmış egosantrik bir kapris olmaktan, sonsuzu kadimlik üzerinden okumaktan ve tabiri caizse klasisist bir “güzel” yaratma ideasından çok uzak. Bilakis bu arzu, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi sürekli kendisine dönerek var oluyor. Kendine içkin sonsuzluk iddiası, kendini sürekli yeniden var eden canlılığında gizli. Klasisist bir güzellik yaratma ideasına uzaklıktan bahsederken gözümün önüne Sonsuz sergisinde görebileceğiniz Domenika Kaesdorf’un grotesk çağrışımlı, sınırları flu işi Gökkuşağının Yedi Elbisesi geliyor.

Sarkis bu ara Paul Cezanne’a sardığını dile getiriyor. 20. yüzyılda resim üzerine düşünmüş her genç mutlaka Cezanne’ın büyüsüne kapılmıştır. 84 yaşındaki dünyaca ünlü kavramsal sanatçı Sarkis, öyle gözüküyor ki genç ölecek…

Kapak Fotoğrafı: Tekerlekli İskemle, Kuş Tüyleriyle ve İs Siyahı Parmak İzleri, Sarkis, Fotoğraf: Hadiye Cangökçe