Evimizin dizaynında en dikkat ettiğimiz noktalardan biri eşyalarımızı olabildiğince uzun süre kullanmak. Bu sebeple yıllarca sıkılmadan kullanabileceğimiz işlevsel ve şık görünümlere ihtiyacımız var. Tam da bu noktada kullanmamız gereken dekorasyon stili mid-century modern. Gelin, uzun yıllardır popülerliğini koruyan mid-century modern dekorasyonun detaylarını ve geçmişini birlikte inceleyelim.
Mid-Century Modern Nedir?
Mid-century modern, “form işlevi takip eder” ilkesi ile hareket eden, mimariye fonksiyonellik ve kullanışlılık kazandıran dekorasyon stilidir. Yüzyıl ortası modern mimari olarak da kaynaklarda yer alan bu stil, hem dış mimaride hem de iç mimaride farkını hissettirebilir. Ancak ağırlıklı olarak modern tarzda iç tasarımda mid-century modern stilin izlerine rastlamak mümkün. Bu dekorasyon stilinin öne çıkan özelliği ise tasarımların görünümünden ziyade mobilyaların vücut şeklini taklit eden, zarif çizgilere ve kavislere sahip olması. 20. yüzyılın en ikonik ve uzun ömürlü tasarım hareketi olarak bilinen mid-century modern, oldukça ilgi çekici bir tarihe sahip.
Mid-Century Modern Nasıl Ortaya Çıktı?
Mid-century modern ifadesi, ilk olarak Cara Greenberg’in mobilyalar ile ilgili yazdığı ‘’Mid-century Modern: Furniture of the 1950’s’’ kitabının başlığında kullanılıyor. Mid-century modern hareketi 1940’lı yıllarda başlıyor ve 1970’li yıllara kadar etkisini sürdürüyor. Bu hareketin ortaya çıkışında mimarlık ve sanat okulu Bauhaus’dan ve International Style’dan esinleniliyor.
Hareketin en büyük çıkış noktası tasarımcıların savaş sonrası modernlik ve işlevselliği ön planda tutmalarıydı. Nasıl yaşanacağına dair yeni bir kimlik oluşturma yolunda ilerleyen modern tasarımcılar, güzelliğe basitlik, rahatlık ve konfor katmak için tamamen yenilikçiliğe yöneldi. Teknoloji sayesinde mümkün kılınan, form açısından deneylerle dolu bu modern mimari akımı, adeta bir devrim başlatarak 1970’li yıllara kadar popülerliğini devam ettirdi.
Mid-century modern stili dahilinde tasarlanan mobilyaların üretimi 70’li yıllarda sona erdi ancak 1990’da tekrar gündeme geldi. Bugün birçok dekorasyonda mid-century modern akımının izlerine rastlamak mümkün.
Mid-Century Modern Stilin Özellikleri
- Mobilyaların biçimi, rengi ve desenlerinden önce işlevi ön planda tutulur.
- Tasarımın ayrıntısız, herkese hitap eden formda olması gerekir. Fazla süslemeden kaçınılır. Düz, yalın, sade çizgiler ve kavisler organik ve geometrik şekillere eşlik eder.
- Ana hatlarda nötr renkler kullanılarak doğallık yansıtılırken vurgulamalarda ve küçük detaylarda cesur renklere yer verilir. Örneğin; doğal tonlarda renklendirilmiş bir odada koyu lacivert bir koltuğun konumlandırılması gibi…
- Tıpkı renklerde olduğu gibi eşyalarda da zıt dokunuşlara yer verilir. Ahşap ve metal gibi malzemelerin çeşitliliğinden yararlanılır.
- Eski moda olması sebebiyle işlevini kaybettiği düşünülen parçalar modern dekorasyonlarda konumlandırılarak zıtlık etkisi yaratılır. Böylece nostaljik doku korunur.
- Doğanın iç mekâna taşınması baz alınır. İncelmiş mobilyalarla mekanlar açık ve havadar hale getirilir.
Mid-Century Modern Tasarım Örnekleri
Peki, tam manasıyla mid-century modern ne demek? Bunu en iyi şekilde anlamak için mid-century modern mobilya tasarımlarını inceleyebiliriz. Gerek mobilyalardaki işlevsel ve basit dokunuşlar gerekse tasarımcılarının çağdaş iç tasarıma uygun perspektifleriyle örneklerimizi yukarıdaki görselde görebilirsiniz.
Soldan sağa, yukarıdan aşağıya:
- “La Chaise” – Charles ve Ray Eames
- “Lounge Chair” – Charles ve Ray Eames
- “Egg Chair” – Arne Jacobsen
- “Knoll Sofa” – Florence Knoll
- “Diamond Chair” – Florence Knoll
- “Barcelona Chair” – Florence Knoll
- “Cyclone Table” – Florence Knoll
- “Marshmallow Sofa” – Irving Harper
- “Tulip Chair” – Eero Saarinen
- “Womb Chair” – Eero Saarinen
Evinizde Mid-Century Modern Ruhunu Yaşatın
Yüzyıl ortası mimaride öncü tasarımlarıyla bilinen, Amerikalı Mimar William Krisel, mid-century modern’in günümüzdeki tasarımlar gibi gelip geçen stillerden ilham almayan, çevreye saygı, işlevsellik ve insan ihtiyaçlarını ve arzularını gidermek ilkelerine dayanan bir konsept olduğunu, bu yüzden de hala güncelliğini ve sağlamlığını koruduğunu açıklamıştır. Bu doğrultuda mid-century modern ruhunu evlerimize taşımamızın oldukça kolay olduğunu söyleyebiliriz.
Birçok insan evini dekore ederken uzun yıllar sıkılmadan kullanabileceği, işlevsel ve detaysız olmasına dikkat ediyor. Zaten bu sebeple evini dekore etmek isteyenlerin yolu mutlaka IKEA’dan geçiyor. Çünkü markanın tasarımları mid-century dekorasyona oldukça uygun. Böylece kısa süreli beğeni toplayan trend dekorasyonlar yerine daha sürdürülebilir dekorasyonlar ön plana çıkıyor.
Peki, evimize mid century modern stilini nasıl uygulayabiliriz?
- Eski eşyalarımızı hangi alanlarda yeniden değerlendirebileceğimize karar vermeliyiz. Örneğin, yatak odasında kullanılan ahşap bir şifonyeri modern koltuklarla dizayn ettiğimiz salonumuzda büfe olarak kullanabiliriz.
- Evimize renk vermek için desenlere yönelmek yerine belli başlı imza parçaları renkli seçebiliriz; çerçeve, yastık, halı gibi…
- Doğayı iç mekâna yansıtmak için toprak renklerini her alanda kullanabilir, yeşil rengin ferahlatıcı enerjisinden faydalanabiliriz.
Kapak Fotoğrafı: Unsplash | Priscilla Du Preez