Kalplerimize Umut İliştiren Öğretmenler

Güncelleme Tarihi: 28 Nisan 2021

Derler ki iyi bir hoca olmak, ancak kendi hocanı geçmek ve mutlaka seni geçecek bir öğrenci yetiştirmekle mümkün olur. Tüm makus koşullar içinde; bıkmadan, pes etmeden ve en önemlisi umutsuzluğa kapılmadan kendini geliştirmeye devam eden bir öğretmene denk gelmek belki de hayatın bizlere ilk göz kırpışıdır. Bizi, dünün getirdiği karmaşanın içinden çekip alan ve yarının kollarına zorluklara dayanıklı bir hale getirerek bırakan aydın hocalarımızın, sanıyorum ki akıllarında şu cümle mesleğe ilk adım attıklarından itibaren yer etmiş ve alınması zor her kararda onlara eşlik etmiştir: “Öğretmenler; Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”

Başöğretmen Atatürk

Öğretmenliğin yalnızca eğitim alanında çalışmaktan ibaret olmadığını, ancak ömür boyu öğrenci olmak ve daima öğretme aşkıyla dolu olmakla ilgili olduğunu bize hatırlatan Atatürk; hayatın karşımıza çıkardığı her bir zorluğu çalışarak ve kendimize inanarak aşabileceğimizi bizlere öğütlerken, kaçınmamız gereken şeyin daima umutsuzluk olduğunu öğretti. Uğursuz bir olay karşısında, ona asla boyun eğerek değil; mutlaka meydan okuyarak talihin şanslı kıvılcımını kendi kaderimiz haline getirirsek karşımızda durabilecek hiçbir zorluk olmadığını söylerken, buna içten inanıyordu. Gelişmenin ve ilerlemenin ancak eğitimle mümkün olduğunu bildiğinden olsak gerek 1924 yılında, Ankara’da gerçekleştirdiği öğretmenler kurultayında hepimizin hafızasına kazınan şu sözleri söylemişti: “Öğretmenler! Yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister…”

Saadet Özkan

Fotoğraf: Superhaber

Saadet öğretmen, birkaç yıl önce yaşanan vahim bir olayı ortaya çıkarmada gösterdiği çabası ve kararlılığıyla hayatımıza girdi. Hakkında farklı hayaller kurarak adım attığı öğretmenlik kariyeri, yaşanan korkunç olaylar sonucunda beklediğinden farklı bir noktaya gitti. Eğitim vermeye başladığı köy okulunda, müdürün yıllardır öğrencilere yaptığı korkunç muameleyi fark ederek ortaya çıkaran ve sesini duyurmaktan asla çekinmeyen Saadet Özkan, kararlılığı sayesinde belki de yıllar boyu devam edebilecek bir istismarın önüne geçti. Bu süreçte yaşadıkları ve gördüklerinden oldukça etkilenen Saadet öğretmen; Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneğini kurarak, başka hiçbir çocuğun istismara uğramaması için mücadele vermeye başladı. Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülüne layık görülen Saadet Özkan, eğitimci olmanın yalnızca belli saatlerde eğitim vermekten ibaret olmadığını; bir çocuğun hayatına dokunmanın onun için bütünüyle mücadele etmek olduğunu hepimize hatırlattı.

Edibe Polatlı

Fotoğraf: DHA

Diyarbakır’da bir ilkokulda eğitim veren Edibe Polatlı; okula ilk atandığında, özel gereksinimli öğrencilerin eğitimi için okulun yeterli materyale sahip olmadığını gördü. Kendi imkanlarıyla ve daha da önemlisi ellerinde olan her malzemeyi değerlendirip, ona yeni bir işlev kazandırarak özel gereksinimli öğrencilerinin eğitimlerini en iyi şekilde sürdürebilmeleri için okul müdürüne bir proje sundu. Okul müdürü Oya Ekin’in de desteğiyle, Polatlı bu projeyi hayata geçirdi ve işitme engelli öğrencileri için yalıtılmış bir sınıf tasarladı. Tahtaların raflara, süt kutularının yeni malzemelere dönüştüğü bu projede, Edibe Polatlı hoca hepimize unuttuğumuz bir gerçeği hatırlattı: Bir kurtarıcı beklememeli, kurtarıcı kendimiz olmalıyız. Eğitimde fırsat eşitliği ancak hepimiz elimizi taşın altına koyarsak mümkün olabilir.

Başöğretmenimiz Atatürk, Saadet öğretmen ve Edibe Polat nezdinde yarına umutla bakan; öğrenmek ve öğretmek aşkından asla vazgeçmeden, cumhuriyetin aydınlık yüzlerini yetiştiren tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyor ve tüm eğitmenlerimizin refah içinde yaşarken kendilerini ve ideallerini gerçekleştirebilecekleri yarınları düşlüyoruz…