Kalıcı Organik Kirleticiler Nelerdir?

Kalıcı Organik Kirleticiler Nelerdir?

Güncelleme Tarihi: 19 Ağustos 2022


Bir madde hem kalıcı, hem organik, hem de kirletici olma özelliklerini aynı bünyede nasıl barındırabilir? Eğer kimyasal ve toksikse daha fazlasına gerek yok. Kalıcı organik kirleticiler nelerdir sorusunun yanıtını verdik bile! Rüzgar veya suyla taşınan ve gerek insana, gerekse doğaya zararlı ve kolaylıkla çözünmeyen toksik kimyasalların tümüne kalıcı organik kirletici (KOK) denir. Bu kirleticiler, gıda zincirine özellikle ilk halkalardan dahil olarak besinin üretim veya endüstriyel paketleme süreçlerinde rol oynar. Aslında bir tür endüstri garabeti olan bu 12 “belalı” kimyasal, uzun yıllardır küresel gündemi meşgul ediyor. Peki, buna rağmen kayda değer adımlar atıldı mı?

Kalıcı Organik Kirleticiler ve Etkileri

Kalıcı Organik Kirleticiler Nelerdir?
Kalıcı organik kirleticilerin zararları

Fotoğraf: Pixabay

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kullanılmaya başlayan ve özellikle 2000’lerin başında iyice popülerlik kazanan KOK’ların en sık kullanıldığı alanların başında tarım geliyor. Belalı 12’linib en bilindik üyesi ise meşhur DDT

Bazı diğer kalıcı organik kirleticiler ise şöyle sıralanıyor:

  • Tarımda böcek ilacı olarak kullanılan Aldrin
  • Bir başka böcek ilacı Klordan
  • Yine tarım ilacı Dieldrin ve Endrin,
  • Termit önleyici Heptaklor
  • Mantar ilacı Hekzaklorobenzen
  • Yangınların önüne geçmesi için Mireks
  • Pamuk tarlaları özelinde Toksafen
  • Elektronik ekipmanlar için PCB
  • PCB’nin türevleri olan Poliklorin Dibenzo P-Doksin ve Poliklorin Dibenzofuran 

Yelpazenin genişliği hesaba katılırsa ve her birinin doğada 10 yıla kadar çözünmediği düşünülürse bu kimyasalların yol açtığı tahribat daha net anlaşılıyor. 

Mesela KOK’lar; balık, kuş ve memelilerde çeşitli hastalıklara neden oluyor. İnsanlarda ise üreme ve gelişim bozulukluklarının yanı sıra nörolojik sorunların ortaya çıkmasında rol oynuyorlar.

Bu ve benzeri sorunların önüne geçmek için 90 ülke, 2001’de bir araya gelerek İsveç’te Stockholm Anlaşması’nı imzaladılar. Ancak bu noktada bariz bir ikilem devreye giriyor. KOK kullanımı, her ne kadar 20 yıldır yasak olsa da endüstriyel anlamda verimli olduğu için tam anlamıyla tükenmiş durumda değil. 

Bu kimyasallar, başta DDT olmak üzere kendilerine Amerika’nın tarlalarında yer bulabiliyor. Sonra da rüzgar veya suyla taşınarak Antartika’ya vurup doğal yaşama hepten zarar veriyorlar. Her sürdürülebilir olmayan uygulama gibi bu kimyasallarda da insanlık, aynı kapitalizm duvarına tosluyor. Böylelikle de Antartika’nın insanlığın verim hırsından daha değersiz olduğunu yaşayarak gözlemlemek mümkün hale geliyor.

Türkiye’de KOK’ların Durumu

Kalıcı Organik Kirleticiler Nelerdir?
Türkiye’deki kalıcı organik kirleticiler

Fotoğraf: Pavel Danilyuk

Türkiye de Stockholm Sözleşmesi’ni imzalayan 90 ülkenin arasında. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, anlaşmayla bağlantılı olarak ulusal bir eylem planı geliştirerek belalı 12’liyi tamamen yasaklamış durumda. Bu yasağı 2004-2008 yılları arasında Küresel Çevre Fonu’ndan (GEF) aldığı destekle ülke çapına yayan Bakanlık, istediği yasakları ancak 10 yıl sonra ülkenin her köşesinde uygulayabildi. Sonrasında ise listeye yeni eklenen 10 kimyasal için tekrar harekete geçerek KOK kullanan işletmeleri büyük çaplı cezalara çarptırdı.  

Her şeye rağmen günümüzde hem ülkemizde hem de dünyada KOK kullanımı ciddi ölçüde azalmış durumda diyebilmek mümkün. 20 yıllık eylem planı doğrultusunda önemli iyileştirmeler gerçekleşti ve dünya en azından bu çevre sorununa belirli bir çözüm getirmiş gibi gözüküyor. Yani kayda değer adımlar atıldı mı sorusunun yanıtını “büyük ölçüde evet” şeklinde verebiliriz.

Kapak Fotoğrafı: Tom Fisk