Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2023
Geçmişten beri “güzellik” alanında değişmeyen bir konu var: yaşlanmanın önlenmesi… Kozmetik ve güzellik endüstrisinde cilt sağlığının korunması ve yaşlanmanın etkilerinin mümkün olduğunca az fark edilmesine yönelik geliştirilen ürünler sektördeki yerini yıllardır koruyor. Tüketiciler ise konu cilt bakımı olduğunda yapılan bakımların ve kullanılan ürünlerin yalnızca yaşlanma belirtilerini ortadan kaldırmakla kalmayıp yaşlanmayı önlemeye odaklanmasını bekliyor.
Cilt sağlığının korunması için erken yaşlardan itibaren düzenli olarak yapılan cilt bakımları, erken yaşlanmanın önüne geçebilir. Tabii bu noktada genetik faktörlerin ve çevresel etkilerin de etkisinin büyük olduğu unutulmamalı. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada; kadınların %98’inin erken yaşta cilt bakımı yapmanın en iyi yaşlanma karşıtı yaklaşım olduğu konusunda hemfikir olduğunu, %94’ünün ise düzenli bir cilt bakımı rutininin gözle görülür yaşlanma belirtilerini önlemeye yardımcı olacağına inandığı gösterilmiş.
Yaşlanmanın önlenmesi ve tedavisine odaklananlar sadece yaşlı tüketiciler değil, aksine gün geçtikçe Z kuşağının da dahil olduğu bir konu. Yapılan araştırmalara göre 18-26 yaşları arasındaki Z Kuşağı katılımcılarının %37’si zaten yaşlanma karşıtı cilt bakımı kullanıyor. Ayrıca, yaşlanma karşıtı ürünler satın alan Z Kuşağı katılımcılarının %58’i, bu endişeleri ilk kez 35 yaşında deneyimleyen daha yaşlı tüketicilerle karşılaştırıldığında yaşlanma karşıtı endişeleri ilk olarak yaklaşık 23 yaşında yaşamaya başladıklarını söylüyor.
Yani cilt bakım ürünlerinde dikkat edilen “yaşlanma karşıtı” özellik, genç yaşlardan itibaren dikkat edilen bir konu olarak yerini koruyor. Bu da gençler arasında yaşlanma karşıtı ürünlere olan talebin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Peki, gençler neden bu kadar erken yaşlarda yaşlanma karşıtı cilt bakımına ilgi duyuyor?
Öncelikle, sosyal medyanın etkisi oldukça büyük. Gençler, sürekli olarak mükemmel bir cilde ve genç görünüme dair mesajlarla bombardıman ediliyor. Bu da onları erken yaşlarda yaşlanma belirtilerini önlemek ve cildin genç ve sağlıklı kalmasını sağlamak için önlemler almaya yönlendiriyor. Ancak gençlerin yaşlanma karşıtı ürünlere olan ilgisi sadece dışsal etkilerden kaynaklanmıyor. Psikolojik etmenler de bu konuda önemli bir rol oynuyor.
Gençler, güzel ve genç görünmenin sosyal ve psikolojik baskılarla ilişkilendirildiği bir dünyada yaşıyor. Bu sebeple kendilerine olan güvenlerini korumalarında yaşlanma belirtilerini geciktirmek ve cildin gençliğini korumak gitgide önemini artıran bir konu.
Erken yaşlanma ve cilt kırışıklıklarını önlemeye odaklanmanın yanında, cilt kırışıklıklarının sebeplerini de göz ardı etmemek gerek. Bu noktada cilt kırışıklıklarının nedenlerini bilmek, cilt bakımını daha bilinçli şekilde yapmaya yardımcı olabilir.
Cilt Kırışıklıklarının Nedenleri
Kırışıklıklar, bazı faktörlerin birleşiminden kaynaklanır. Bu faktörlerden bazıları kontrol edilebilirken bazıları edilemez.
- Yaş: Yaş ilerledikçe, cilt doğal olarak daha az elastik ve kırılgan hale gelir. Cildin derin katmanlarındaki azalan doğal yağ üretimiyle cilt kurumaya başlar. Bunun sonucunda cilt daha sarkık ve daha kırışık görünebilir.
- Ultraviyole (UV) ışığa maruz kalma: Doğal yaşlanma sürecini hızlandıran ultraviyole radyasyon, cildin erken kırışmasının başlıca nedenlerindendir. UV ışığına maruz kalmak, cildin dermis tabakasında bulunan kolajen ve elastin liflerini yıkar. Bunun sonucunda cilt esnekliğini kaybeder ve ciltte kırışıklıklar ve çizgiler meydana gelmeye başlar.
- Sigara içmek: Sigara içmek, cildin normal yaşlanma sürecini hızlandırarak kırışıklık oluşumuna neden olabilir.
- Tekrarlanan yüz ifadeleri: Yüz mimiklerinin fazla olması da ciltteki kırışıklıkların artmasına neden olabilir. Yüz kasları her kullanıldığında cildin altında bir oluk oluşur ve cilt yaşlandıkça esnekliğini kaybeder. Yaşın ilerlemesiyle beraber oluşan bu oluklar kalıcı hale gelir ve beraberinde kalıcı çizgileri getirir.
Dermatologlar Tarafından Önerilen, Cildiniz İçin 7 Yaşlanma Karşıtı İpucu
Cilt kırışıklığına karşı uzman tavsiyesine ne dersiniz? Sizin için dermatologlar tarafından önerilen yaşlanma karşıtı ipuçlarını derledik…
Daha Nazik Bir Yüz Yıkama Jeli Kullanın
Cilt bakım rutinlerinin önemli bir aşaması olan yüz yıkama aşamasında kullanılan ürünün hafif bir formülde olması öneriliyor. Dr. Jessica Wu’ya göre; “Cilt daha az yağlı ve daha hassas olma eğilimindedir”.
SPF Rutininizi Yükseltin
Güneş koruma faktörü (SPF) 30 veya daha yüksek olan güneş kreminin düzenli kullanımı, cildi sağlıklı tutmanın ve yaşlılık lekelerini önlemenin harika bir yoludur. Ancak esnek bir cilt için tüm güneş kremleri aynı değildir.
Wu, “Daha nemlendirici bir güneş kremine geçin ve cildinizi kurutabilecek alkol içeren spreylerden ve jellerden kaçının” diyor. Ayrıca ciltteki kolajeni korumak için antioksidanlar içeren güneş koruyucuları kullanmak erken yaşlanmanın önlenmesinde etkili olacaktır.
Daha Zengin Bir Yüz Kremi Kullanın
Yaşlandıkça yağ bezleri daha az aktif hale gelebileceğinden, ince çizgileri ve kırışıklıkları en aza indirmek için cilt tipine uygun bir nemlendirici kremin uygulanması önemlidir. Normal yüz kreminizi daha zengin bir yüz kremiyle değiştirmek gibi basit bir hareket, suyun ciltte tutulmasına yardımcı olur
Daha Az Alkol Tüketin
Alkol kullanımı cildi kurutur ve zamanla cilde zarar verir. Bu, cildinizi erkenden daha yaşlı gösterebilir.
Hatalı Cilt Bakım Ürünlerini Kullanmayı Bırakın
Cilt bakım ürünleri kullanıldığında eğer ciltte bir yanma veya batma meydana geliyorsa bu cildin tahriş olduğu anlamına gelir. Cildi tahriş etmek olduğundan daha yaşlı görünmesine neden olabilir.
Tüm bu önlemler bir araya geldiğinde, erken cilt yaşlanmasını önlemek ve genç ve sağlıklı bir cilt görünümü elde etmek için etkili bir strateji oluşturulmuş olur. Ancak unutulmamalıdır ki her bireyin cilt yapısı farklıdır, bu nedenle bir dermatolog veya uzman ile de danışmanlık yapmak her zaman faydalı olacaktır.