Anne Ben Eko-faşist Oldum (!)

Anne Ben Eko-faşist Oldum (!)

Bu yazıda “Ekofaşizm nedir?” sorusuna cevap vermeye çalışacağız. Aslına bakarsanız bu oldukça çetrefilli bir konu. Çünkü aktif çevre duyarlılığı taşıyan insanlar, bu konu üzerine pek de düşünmeyen insanlar tarafından suçlanacaklarsa genellikle ekofaşist olmakla suçlanırlar. Peki, ekoloji üzerine düşünmek ya da amiyane bir tabirle çevreci olmak sizi bir faşist yapar mı?

Ekofaşizm, günümüzde tarihsel argümanlar ışığında bir tür 20. yüzyıl radikalliği güzellemesi olarak yeniden yeşilleniyor. Çağdaş toplumsal hayatın dinamiklerinde kitlesel bir harekete dönüşemeyen ekofaşizm, marjinal grupların terörü olarak kendini gösteriyor ve ne yazık ki çağdaş dünya nimetleri sayesinde de hızla yayılıyor.

Ekofaşizm, doğanın korunması adına bireysel çıkarlardan hatta gerekiyorsa birey hayatından vazgeçilmesini öneren global ve totaliter bir rejim övgüsü. Çevreciler arasında ekolojik krize sebep olan ana unsurun, kapitalist düzen içerisindeki şirketler ve gelişmiş ülkeler olduğu hemfikir olunmuş bir konu iken buna karşın ekofaşistler, garip bir şekilde üçüncü dünya ülkelerini sorumlu tutuyorlar. Onlara göre geri bırakılmış ülkelerin yoksul bırakılmış vatandaşları dünyayı mahvediyorlar.

Ekofaşizmin, bir çevrecilik ve faşizm sentezi olarak Nazizme dayandığı genel kabul gören bir çıkarım. Nazizmin ekoloji ilgisi ve ‘’Kan ve Toprak’’ sloganı üzerinden yapılan toprak fetişizmi ile geleneksel tarım ve kent uygarlığı karşıtlığı, ekofaşizmin temel taşlarını oluşturur. ‘’Kutsal topraklar üzerindeki üstün insanlar’’ olarak özetlenebilecek bu bakış açısı, haliyle çok kültürlülüğe ve göçmenlere net bir şekilde karşıdır. Bu fikir yapısı, toprak ile kurulan akıl dışlamacı mistik bağ üzerinden 19. yüzyıl ve öncesindeki romantik doğa güzellemelerine kadar geri götürülebilir. Ekofaşistler ekolojik dengenin korunması için insan nüfusunun azaltılması gerektiğini savunurlar ve bunun için içerisinde onlar gibi düşünmeyen kimsenin olmadığı çeşitli kıyamet senaryoları mevcuttur.

Bir Alt Kültür Olarak Ekoloji Faşizmi

Anne Ben Eko-faşist Oldum (!)Fotoğraf: Lara Jameson

Ekofaşizm, çeşitli internet platformlarında birbirinden bağımsız gruplar içerisinde hızla yayılıyor. Terörize olmuş bu grupların Nazi yanlısı aşırı sağcı fikirlerini çevrecilik ile birleştirdikleri radikal görüşleri fazlasıyla kan dondurucu. Tabii böyle bir akımın Türkiye’de etkili olması kültürel açıdan son derece güç gözüküyor. Çünkü ekofaşizm, kuvvetini beyaz ve Hristiyan Avrupalıların üstünlüğü yanılgısından alıyor. Fakat bu topyekün göz ardı edilebilecek bir sıkıntı değil ne yazık ki. Öyle ki globalleşme diye andığımız kavram, kabaca bütün dünyanın kendi yöntemleri ile Batı medeniyetine entegre olmasını ifade ediyor diyebiliriz. Hal böyleyken çeşitli ithal duyarlar ve temellendiremeyeceğimiz akımlar hayatımızda yerini alıyor. Örneğin siyahi insanlarla ilgili meselelere dünyadaki bir ırkçılığa sessiz kalmamak tavrı yerine Orta Amerikalı bir beyazın suçluluk duygusu ile eğilmeyi tercih edebiliyoruz. Ya da sözgelimi Tokatlı bir genç, ‘’Bana ne canım Aryan üstünlüğünden!’’ demeyip sebepsiz bir şekilde Nazi sempatizanı olabiliyor.

Yani bir gün kendi Batı tipi ekofaşistlerimize sahip olabiliriz…

Ekofaşistlerin fikirlerine sıkça başvurduğu Fin ekolojist Pentti Linkola, ‘’filika etiği’’ olarak adlandırılan görüşünde ekofaşizmin mantığını şöyle özetler; batmakta olan bir gemi ve bütün yolcuları alamayacak kapasitede bir filika olduğunu düşünün. Bütün yolcuları filikaya doldurup onu da batırmanın bir manası yoktur. Haliyle bazıları ölmelidir.

“Halbuki aklı başında çevreciler, kimin filikaya bineceğine karar vermeye değil, gemiyi batırmamanın bir yolunu bulmaya çalışırlar.” Aldo Leopold, endemik bir çiçekle bir insan arasında tercih yapması gerektiğinde çiçeği tercih edeceğini söyler. Buna karşın bizim bütün çabamız, bir çiçekle bir insan arasında tercih yapmak zorunda kalmamaktır. Tüm bunlar ışığında bütün çevrecilere yönelik ekofaşizm suçlaması, en basit haliyle yalnızca mesnetsiz bir hakaretten ibaret diyebiliriz.

Yani hayır anne… Çocuğun bir ekofaşist değil!

Kapak Fotoğrafı: loochanin