Sürdürülebilir bankacılık, son yıllarda finans sektörünün öncelikli konularından biri haline geldi. DenizBank Finansal Kurumlar ve Sürdürülebilirlik Koordinasyon Grubu Genel Müdür Yardımcısı Beril Oğuz, sürdürülebilirlik kavramını anlamak ve bankacılık sektöründeki uygulamalarını değerlendirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz röportajımızda bizimle önemli bilgiler paylaştı. Oğuz, çevresel, sosyal ve yönetsel değerlerin bankacılık süreçlerine nasıl entegre edildiğini ve Denizbank’ın sürdürülebilirlik stratejisinin nasıl şekillendiğini okuyucularımız için anlattı. Keyifli okumalar!

Sürdürülebilir bankacılık ya da bankacılık sektöründe sürdürülebilirlik kavramlarını açıklar mısınız?
Şirketlerde ve/veya toplum içerisinde, uzun vadede fayda sağlamak ve değer yaratmak amacıyla çevresel, sosyal ve yönetsel değerlerin iş yapma süreçlerine entegre edilmesi için gerekli finansal ürün ve hizmetlerin sağlanmasını ve bu çerçevede sorumlu finans sisteminin yönetilmesini, sürdürülebilir bankacılık ya da sürdürülebilir finans olarak tanımlayabiliriz.
İçinde bulunduğumuz dönemde, dünyanın finans ağını elinde bulunduran ve yöneldiği alanı dolaylı veya doğrudan etkileme gücüne sahip bankacılık sektörü, şirketlerin ve toplumlarının uzun vadede devamlılıklarını, iklim değişikliğinden kaynaklı olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik çalışmalara çevirmesi sürdürülebilir bankacılık kavramını daha anlamlı kılıyor.
Şirketlerin ekonomik modelini gözden geçirmek, stratejilerine sosyal ve çevresel konuları eklemek için ihtiyaç duydukları finansal kaynaklar için de sektörümüzün sürdürülebilirlik odağıyla oluşturduğu modeller ve sağladığı finansman önem arz ediyor.
O nedenle çevresel, sosyal ve yönetsel değerlerin bankacılık sistemi ve iş süreçlerine entegrasyonu, operasyonel ve finansal faaliyetlerin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi, sürdürülebilir finansal çerçevesinin belirlenmesi ve çevresel, sosyal ve yönetsel (ESG) performansın şeffaflıkla raporlanması, sektörümüzün hassasiyetle üzerinde durduğu başlıklar olarak öne çıkıyor.

Yeşil ekonomiye geçiş sürecinde finans sektörünün üstlendiği rolü nasıl tanımlarsınız?
Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı Finans Girişimi tarafından hayata geçirilen Sorumlu Bankacılık Prensipleri, BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Paris İklim Anlaşması gibi global inisiyatiflerin alınması, dünya genelinde yeşil ekonomiye geçişi vazgeçilmez kıldı.
Yeşil ekonomi, düşük karbonlu ve sürdürülebilir ekonomiye geçişte çevre kalitesini iyileştirmeyi ve ekosisteme gelebilecek zararlardan korunmayı, yeşil iş yaratma sürecini hızlandırmayı ve yeşil istihdam alanları yaratmayı kapsıyor. Aynı zamanda karbon vergisi ve diğer ilave mali yükler, emisyon azaltımı için üretim kotaları, ihracat ve ithalattaki dengeler, bu çalışmalar çerçevesinde oluşacak itibar riskleri ve varlık değer düşüşleri ile yeşil dönüşüm yatırım maliyetlerinin kısıtları da yine bu çerçevede değerlendiriliyor.
Geçiş sürecinde gerçekleştirilmesi gereken bütün bu yatırımlar için ihtiyaç duyulan finansman, yeşil finans piyasalarının hızla gelişim göstermesine sebep oldu. Finans sektörü de sürdürülebilir kalkınmayı önceliklendiren büyüme stratejilerinin yaygınlaşmasında ve ekonomi dönüşümünde önemli rol üstleniyor. Son yıllarda bankaların, iklim değişikliğinin etkilerinin her alanda görünür hale gelmesiyle paralel olarak, sürdürülebilir yatırımlara ve finansal enstrümanlara yönelişi bunun bir işareti. Avrupa’nın, Yeşil Mutabakat çağrısı çerçevesinde 2050 yılında ikim nötr ilk kıta olmak üzere uzun dönem bütçesi ve kurtarma programındaki fonların %30’unu iklim değişikliği ile mücadele için harcayacak olması; öte yandan yasa ve regülasyonlarını güncellemesi de yeşil ekonomiye geçişte atılan adımlar için bir örnek.

DenizBank’ın sürdürülebilirlik stratejisi nedir? Özellikle odağınıza aldığınız alanlar var mı?
Bankamızın yaklaşımı, sürdürülebilirlik stratejimizin insan ve toplum, çevre, dijitalleşme ve inovasyon çerçevesinde geliştirilmesi ve iş modelimiz ve süreçlerimizin iklim değişikliği kaynaklı risk ve fırsatlar karşısında pozisyon alabilecek bir yapıya dönüştürülmesi. Sürdürülebilirlik stratejimiz de, politikalarımıza çevresel ve sosyal risk etki analizlerini ekleyerek, faaliyetlerimiz ve portföyümüz için iklim risklerini ortaya koymak ve sürdürülebilir finansal ürünler üretmek üzerine kurulu. Yol haritamızın bileşenleri; karbonsuzlaşmak, iklim değişikliğinden kaynaklı risk ve fırsatları değerlendirerek iş süreçlerine entegre etmek, risklerin azaltılmasına, yeni iş fırsatları yaratılmasına katkı sağlamak, toplumsal kalkınmada fırsat eşitliğini gözetmek ve teknolojiye yatırım yapmak.

Kurum kültüründe sürdürülebilirlik konusunun sahiplenilmesi için neler yapıyorsunuz?
DenizBank, kuruluşundan bu yana sorumlu bankacılık anlayışıyla hareket etmiş; hesap verebilirlik, şeffaflık, sorumluluk ve adalet ilkelerinden taviz vermeden, yaşamın kapsayıcı şekilde devamlılığına katkı sağlamayı görev edinmiş bir kurum. Geldiğimiz noktada; sürdürülebilirlik stratejimiz doğrultusunda tüm temel çalışmalarımızı tamamdık. Çalışanlarımızın sürdürülebilirlik eğitimleriyle desteklenmesine ve bu konuyu sahiplenmelerine önem veriyoruz. 2021’de ilk Sürdürülebilirlik Raporumuzu yayınladık. Önümüzdeki dönem sürdürülebilirlik performansımızı, geniş çerçevede bütüncül, sorumlu ve şeffaf olarak Entegre Faaliyet Raporuyla tüm paydaşlarımıza anlatmak istiyoruz. Eş zamanlı olarak kredilendirme süreçlerimize çevresel ve sosyal risklerin değerlendirme metodolojisinin entegrasyonunu tamamlamak üzereyiz. Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği (ICMA) tarafından yayınlanmış olan Yeşil Tahvil İlkeleri, Sosyal Tahvil İlkeleri, Sürdürülebilirlik Tahvili Rehberi ve Kredi Piyasası Birliği (LMA) tarafından yayınlanmış Yeşil Kredi Prensipleri’ne uygun olarak Sürdürülebilir Finansman Çerçevemizi de aynı şekilde finalize etmeye yaklaştık.
Aynı zamanda 2022 yılı itibarıyla faaliyetlerimiz kaynaklı karbon ayak izimizi hesapladık; çevreye olan fiziksel etkilerimizi analiz etme ve bu yönde emisyon azaltım stratejileri oluşturmaya başladık. Bizim için bir diğer önemli konu olan sıfır atık belgelendirme süreçleri için de çalışmalarının sonuna geldik. Genel Müdürlük binamız ve tüm şubelerimizi kapsayan geniş ölçekli bir atık yönetim sistemi kurulması için altyapı çalışmalarımızı tamamladık. Son olarak, sürdürülebilirlik yaklaşımının kurum kültürüne entegrasyonu için, her şubemiz özelinde şube müdürlerimizi “sürdürülebilirlik elçisi” olarak atadık.
Son dönemde temin edilen sürdürülebilirlik odaklı sendikasyon ve seküritizasyon kredilerinin yarattığı kazanımları nasıl değerlendirirsiniz? Sizin bu konudaki çalışmalarınız ve hedefleriniz nelerdir?
DenizBank olarak temin ettiğimiz sürdürülebilirlik ilintili krediler ve seküritizasyon kredilerinde aldığımız fonları, kredinin içeriğinde belirtilen sektörlere, belirlenen kullandırım koşullarını dikkate alarak aktarıyoruz. Dolayısıyla bu sektörlere yapılan yatırımların hacmi artıyor. Sağladığımız fonları; özellikle yenilenebilir enerji projeleri, enerji verimliliği hedefleyen projeler, tarımın finansmanı, kalkınmada öncelikli bölgelerde yerleşik KOBİ, esnaf ve mikro işletmelerin finansmanı, kadın girişimciliğin desteklenmesi, belediye/kamu finansmanı ve doğal afetlerden etkilenen bölgelerin finansmanı projelerine yönlendiriyoruz. 2023 yılı ilk yarısında temin ettiğimiz seküritizasyon finansmanını da bu başlıklarla beraber, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen birey ve işletmelerin desteklenmesi için kullandırıyoruz. İlerleyen dönemde de uzun vadeli fonlamalarla reel sektöre sürdürülebilir finansman sağlamaya, genç girişimci ve cinsiyet eşitliğini destekleyen projeleri desteklemeye ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesinde rol almaya devam edeceğiz.

Türk bankacılık sektörünün sürdürülebilirlik yaklaşımını ve performansını nasıl değerlendirirsiniz?
Sürdürülebilir kalkınma odaklı yatırımların gerçekleştirilmesi, farklı sektörlerin yeşil dönüşüm süreçlerinin teşvik edilmesi, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik uygulamaların benimsenmesi ve teknolojik gelişmelerin hayat bulması için bankacılık sektörünün sağladığı finansman son derece önemli. Aynı zamanda müşterilerini, toplumu ve tüm paydaşlarını bu konuda farkındalık sahibi olmaya yöneltmek, sunduğu ürün ve hizmetlerle toplumun sürdürülebilirlik konusunda adım atmasını teşvik etmek de yine finans sektörünün temel sorumluluğu.