Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2021
Şakir Gökçebağ’ın elinden geçen hiçbir şey yeni değil ve fakat artık eskisi gibi de değil. Bu elden geçiş, sıfır noktasında endüstriyel olanın yine bir “şeye” ama henüz bilmediğimiz bir “şeye” olan yolculuğu.
Sanatçı, biçimsel müdahalelerle sıradan nesnelere sıra dışı formlar kazandırdığı işleriyle biliniyor. Güncel sergisinde de halıların, askıların, hortumların, kevgirlerin ve daha pek çok alışılagelmiş hazır nesnenin başkalaşımlarına şahit oluyoruz. Bu noktada altını çizmeliyim ki şahit olduğumuz şey, hazır nesnenin başkalaşımı, başkalaşmışlığı değil. Yani bu bir süreç ve kanaatimce Gökçebağ’ın üretimindeki estetik iklim, bu süreç üzerinden kendini var ediyor. Aynı zamanda bu “süreç” okumasından hareketle inşaat halinde izlenimi uyandıran zemini ve laboratuvar hissizliğindeki beyaz badanalı duvarlarıyla Ferda Art Platform’un sergi alanı da sanatçının işleriyle doğal bir uyum içerisindeymiş gibi gözüküyor.
Başkalaşım, sanatçının üretimindeki ana tema diyebiliriz. Gökçebağ, nesnenin alışılagelmiş manasını bozmadan ona yeni anlamlar atfediyor. Bahsettiğim süreç halindelik de bu alışılagelmiş mananın muhafazasıyla kendini mümkün kılıyor. Bu sayede nesnenin hem geldiği yere hem de bir yere doğru gittiği imajına aynı anda tanık oluyoruz.
Fotoğraf: REDIMEYD
Sanatçının nesnenin içine yerleştirdiği bu yeni bakış açısı noktası, bizi hem nesnenin kendinde şeyliği hem de bir görüntü olarak ifade ettikleri üzerinde düşünmeye itiyor. Sözgelimi bir süpürgenin tanım alanını genişletişini seyrediyoruz. İşlevini yitirişi ona süpürgeliğinden bir şey kaybettirmiyor ve başka bir düzlemde nesnel gerçekliğini yenileyebileceğini ispat ediyor. Süpürgenin işlevini yitirerek tanım alanını genişletmesi; bilincimizdeki süpürge, ‘’şey’’ olan süpürge ve Şakir Gökçebağ’ın başkalaşan süpürgesi arasında bir tür tasavvur üçgenine dönüşüyor. Zaten Şakir Gökçebağ da sanatını “Hayatın içinden bilinçaltına, bilinçaltından hayata uzanan tanıdık ama farklı bir dünya.” olarak tanımlıyor.
Bir tür ileri dönüşüm olarak da okunabilecek elemanlarıyla halihazırda görünür olanın yeniden görünürlük kazandığı REDIMEYD, pek çok açıdan heyecan verici bir deneyim olma hüviyeti kazanıyor.
Şakir Gökçebağ’ın REDIMEYD isimli kişisel sergisi, 7 Eylül – 15 Ekim 2021 tarihleri arasında Ferda Art Platform’da sanatseverlerle buluşacak.
Şakir Gökçebağ Kimdir?
1965’de Denizli’de doğan sanatçı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde okudu. Gökçebağ, önce Marmara Üniversitesi’nde daha sonra ise Hamburg’ta öğretim üyesi olarak görev aldı. Sanatçı, Türkiye dışında Arp Museum ve CentrePasqu Art’ın da aralarında olduğu birçok sanat merkezinde sergi açtı. George Maciunas Prize, Marcus Lüpertz Prize ve Almanya’nın en prestijli sanat ödüllerinden biri olarak görülen Leo Breuer gibi pek çok sanat ödülüne layık görüldü. Gökçebağ’ın çalışmalarında minimalizm, pop art, fluxus ve dadaizm gibi farklı akımların izlerini görmek mümkün.
Kapak Fotoğrafı: Vogue
