Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Günümüzde neredeyse her markanın marka elçisi var. Saat, mücevher, spor giyim, parfüm, ayakkabı…. Liste bu şekilde uzayıp gidiyor.

Peki, ne anlatıyor bu marka elçileri? Ya da bize ne kadarı ulaşıyor? Ne kadar gerçek? Kalıcı bir iz bırakmak mı hedef, yoksa gelip geçici mi bu heves?

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Aklımda bu sorular dolaşıp dururken Longines’in geçen ay duyurusunu yaptığı, son zarafet elçisi Jennifer Lawrence ile başlayıp markanın bugüne kadar temsiliyetini üstlenen zarafet elçilerinin ortak yönlerini incelemek istiyorum.

Longines, markasını temsil eden kişiler için marka elçisi değil, ‘’Ambassador of Elegance’’ (Zarafet elçisi) ifadesini kullanıyor. Çünkü Longines; kadın ya da erkek sporcu ya da oyuncu fark etmeksizin markayı temsil eden kişilerde ilk olarak tavır şıklığını arıyor. Markanın tarihinde bir yolculuğa çıktığımızda çok ünlü, başarılı ya da çekici olmanın ötesinde, yaşadığı çevreyle ve insanlıkla empati kurabilen, kendi gücünü ve sahip olduklarını toplumsal ölçekte değerlendirmeyi önceliklendiren isimleri görüyoruz.

“Zarafet bir Tavırdır!”

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Markanın ‘’Elegance is an attitude.’’ (Zarafet bir tavırdır.) sloganı, çok derin ve zamansız bir anlam taşıyor. Hatta bu slogan, bir ürüne değil de bir varoluş biçimine işaret etmesi sebebiyle çok vizyoner ve zamansız bir ifade şekli. 

İçinde bulunduğumuz dönemde ürünlerin ve hatta markaların, tüketici gözünde ömürleri oldukça kısıtlı. Büyük beğeni ile satın aldığımız ürünlerin hayatımıza etkisi, sosyal medyada görüp like atıp sonra da unuttuğumuz paylaşımlardan öteye geçmiyor. Longines, ‘’Elegance is an attitude’’ sloganıyla birlikte sunduğu koleksiyonları ile markanın toplumla olan bağını, ürünün ve imajın ötesine taşıyarak bizlere kişiliğimizi, seçimlerimizi ve hayallerimizi zarif bir tavır ile ifade etme şansı sunuyor. 

Zaten markanın zarafet elçilerine baktığımızda markanın bu sloganla ne anlatmak istediğini çok iyi anlıyoruz…

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Longines zarafet elçilerinin bir diğer ortak noktası ise belli bir kampanya döneminde değil, süresi açık ve çok uzun dönemler markanın temsilini üstlenmeleri. Bu da markanın zamansız tasarımlarına atıfta bulunan çok özel bir temsil ya da iş birliği modeli…

190 Yıllık Yaşsız Bir Marka

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

1832 yılında harikulade bir vizyon ile kurulan Longines’in en büyük özelliği at yarışı, kayak, alpin kayak gibi saliselerin tarihi değiştirdiği spor etkinliklerinin zaman tutucusu olarak saatçilik tarihine adını yazdırması. Zaman tutma geleneğine sadık kalan Longines’in en vizyoner yanı ise zaman tutmadaki ustalığının yanı sıra zamanın ruhuna uymadaki olağanüstü kabiliyeti.

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Koleksiyonlarına bakıldığında Longines’in günceli kendi tarzına en sadık şekilde yorumlandığını, teknik yönün tasarım yönü ile eşit ağırlıkta olduğu kullanışlı ve stil sahibi saatler gözümüze çarpıyor.

Yazının başından Longines’in son Zarafet Elçisi olarak Jennifer Lawrence ile anlaştığından bahsetmiştim. Longines, yine DNA’sı ile çok uyumlu bir isim seçerek benim gibi markayı yakın takip edenleri şaşırtmadı.

Audrey Hepburn ve Jennifer Lawrence’ı Birleştiren Köprü

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Tarihte biraz geriye giderek markanın en ikonikleşmiş zarafet elçilerinden Audrey Hepburn’ü anmak ve markanın son zarafet elçisi olan Jennifer Lawrence ile arasındaki herkesin hemfikir olduğu ortak özelliklerden bahsetmek istiyorum…

Her ikisi de doğal kadınlar yani oldukları gibiler. En güzel kıyafeti gülümsemesi olan, hayata gülerek bakan, en önemlisi de kendine gülebilen kadınlar. Kendilerini başarılı kariyerleri ile değil, duyarlı düşünceleri ve insanlık için yaptıkları ile tanımlayan iki özel kadın.

Her ikisi de canlandırdıkları ve ikonikleşen karakterler ile sinema tarihine isimlerini yazdırmış olsalar da kendileriyle ilgili yapılan haberlerin çoğunda bu başarılar ve dünya meseleleri karşısında sergiledikleri tavırdan bahsediliyor.

 40 yıllık kariyeri süresince içinde sinema tarihine pırlanta harflerle yazılı olan Breakfast at Tiffany’s de olmak üzere 25 filmde oyunculuk yapmış olan Audrey Hepburn, aynı zamanda UNICEF’in de iyilik elçisi unvanına sahip. Hatta Longines, Hepburn’ün dünyanın en zor durumda olan çocuklarına yardım için sergilediği adanmışlığın onuruna ‘’Heart of Children’’ isimli bir koleksiyon hayata geçiriyor.

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Audrey Hepburn örneğini verme sebebim, markaların değerlerini temsil etmek için seçtikleri isimlerin de markaya artı bir değer katabileceğini anlatmak. İdealleri olan ve dünyada anlamlı bir varlık sürdürmek isteyen marka ve kişilerin bir araya gelmesi, dünyanın daha güzel bir yer olmasına da yarayabiliyor.

Jennifer Lawrence’a geri dönecek olursak o da yaklaşık son on yıldır dünyanın en büyüleyici aktrislerinden biri olarak kabul edilen ve 2013’de Times tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak ilan edilmiş bir aktivist.

Ayakları yere sağlam basan ama ayağı kayıp sendelediğinde de buna gülüp geçebilen, gücünü dışarıdan değil öz değer ve sevgisinden alan harika bir Longines kadını…

Longines ve Zarafet Elçileri

Longines Marka Zarafet Elçiliğinin Tarihine Yolculuk

Longines’in diğer zarafet marka elçileri arasında Titanic ile tüm dünyanın hayranlığını kazanan, 22 yaşında iki Oscar adaylığı olan Kate Winslet, çocuklarından kendisini çok uzun süre uzak tutacak iş tekliflerini reddetmesiyle de çok konuşulan bir isim.

Zarafet Marka Elçileri’nin de ortak özellikleri Longines’in 190 yıllık bir mirasa rağmen zamansız ve yaşsız bir marka olarak saatseverlerin ve dünyanın en prestijli spor etkinliklerin gözdesi olmasının temelindeki kaynak.